Türkiye’de devletin imajı yerle bir oldu. Bugünkü yönetim sistemi, halkı her noktada kutuplaştırıyor.

Beğenmediğimiz ve referandum ile getirdiğimiz Partili Başkanlık Sistemi’nin devlet algısını yok ettiği, siyasi bir algı oluşturduğunu hepimiz görüyoruz.

Burada parti ayırımı yapmadan düşünüp irdelemek lazım.

Soruyorum Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a…

Bugün kendisi döneminde altına imza atılıp yaptıklarını, yarın diğer ittifak kazandı koltuğunu devretti. Bire bir kendi yaptıklarını yapsa acaba ne der.

Sarayda 10 uçak kullanılmasını kabul eder mi?

Başka bir partiden siyasi kimlik edinmiş bir kişinin herhangi bir üniversiteye Rektör olarak atanmasını kabul eder mi?

İşe yerleştirmelerde sınavda aldığı puanlara bakılmadan mülakat kandırmacasıyla partiden gelen listelerle işe alınmayı hakka hukuka uygun bulur mu?

Benim tanıdığım Recep Tayyip Erdoğan, muhalif noktada bulunduğunda bunların hiç birine izin vermez.

Pardon O zaman izin verme yetkisi olmayacak zaten. Yanlış telaffuz ettim. Kabul etmez eleştirir. Sert tepki gösterir.

Diyeceksiniz ki nereden tanıyorsun Recep Tayyip Erdoğan’ı….

Gençlik yıllarından …

1990’lı yıllardan

Refah Partisi Beyoğlu teşkilatı ve sonrasında geldiği noktalardan. O günlerde ben de sokaktaydım ulusal gazetelerimizde muhabir olarak.

O yıllarda Siyaset ve Belediye ekiplerinde bulunan siyasi kadrolarla Gazeteci olarak iyi diyaloglarımız vardı…

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan belki bizi unutmuş olabilir, kafası çok yoğun Türkiye ve Dünya gündemiyle uğraşıyor!...

Şimdi gelelim son günlerde tartışılan Boğaziçi Üniversitesi Rektör atamasına…

Prof. Dr. Melih Bulu… Akademik kariyer olarak, kişilik olarak iyi bir insan olabilir.

Kendisini birebir tanımam… Ama siyasi kimliği öne çıkmış bir insan olduğu ortada…

Atamayı yapan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan… Rektörün Siyasi Kimliği Ak Parti…

Sarıyer kurucu ilçe başkanlığı kadrosunda…

Sonra hemen hemen her seçimde Milletvekili aday adaylığı var..

Ama bu noktalarda partidekilerin önün geçememiş. Şimdi ise siyasi parti noktalarından dana önemli bir makama atama yapılıyor.

Boğaziçi Üniversitesi Rektörü..

Türkiye’de tarihten bu yana tüm gençlerimizin girmek istediği birkaç üniversiteden biriydi Boğaziçi..

Bununla birlikte Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ), İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) İstanbul Üniversitesi…

Özel Üniversitelerin açılmasıyla alanlar daha da genişledi… Ancak, Devlet Üniversitesi dediğimizde yine bu Üniversiteler tüm öğrencilerimizin öncelikle tercih yapıp eğitim almak istediği noktalardır.

Bu üniversitelerimiz zaman zaman dünya sıralamasında da Türkiye’yi temsil etmişlerdir.

Türkiye bir 12 Eylül darbesi yaşadı…

Ülkeyi o günlere getiren neydi, içimize sokulan ajanların, sokaklarımızda, üniversitelerimizde, liselerimizde, hatta ortaokullarımızda ortaya koyduğu planlarla çıkarttıkları siyasi kavgalardı…

Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanmaya başlanan eylemler bana o günlerimi hatırlattı.

O günlerde, Malatya’da okuduğum yatılı okulumdan kaçıp İstanbul’a gelmek zorunda kaldım…

Neden; O günlerde Türkiye genelinde çıkan ilk sokak çatışmaları Malatya’da oldu…

Sağcısı solcusu Her kesimin sevdiği Belediye Başkanı Hamid Fendoğlu paket bomba gönderilerek öldürüldü. Hem de gelini ve torunuyla birlikte…

O geceyi sokakta geçirmiştik. Ortaokul son sınıf öğrencisiydim…

Türkiye o günlere geri dönmesin…

Siyasetçilerin topluma örnek olması gerekir… Ancak bugün görülen o ki toplumu geren siyasetçiler…

Bakın bu konuda şu parti, bu parti demiyorum…

Siyasetçiler diyorum…

İktidar niçin iktidardır, halk oy verirken iktidar yaptığı siyasi partiden hizmet bekler, hezimet beklemez…

Bugün söyle bir bakalım… Siyasi kimlikle bir kişi Boğaziçi Üniversitesi Rektörü olarak atanıyor…

Üniversite Öğrencileri protesto eylemleri yapıyor… Öğretim üyeleri öğrencilerin eylemine destek veriyor…

İktidarın vekilleri ve bakanları bu eylemcileri ‘Terörist’ olarak ilan ediyor…

Bu çok yanlış bir tutum ve davranış…

Peki soruyorum,, Bu kadar öğrenci terörist ve terörist yandaşı ise, devlet şimdiye kadar neredeydi, bu teröristler böylesine bir eğitim kurumunun her noktasına nasıl yerleşti…

Ey yöneticiler bunu kendinize bir sorun…

Yine MHP Lideri Sayın Bahçeli’ye soruyorum; yarın iktidar değiştiğinde, benzeri bi atama yapılsa… CHP kimliği ön plana çıkmış bir kişiler Üniversitelere Rektör olarak atansa ne yaparsın… Hiç sesini çıkartmaz mısın?...

O günleri de gördüğümüzde bugünleri hatırlarız inşallah…

Tamam, Prof. Bulu’nun atanmasında hukuki bir sıkıntı olmayabilir, ama etek olarak doğru değil…

Bazı meslek ve makamlar vardır… Buralarda siyasi kimlikler olmaması gerekir…

Ama biz neden bahsediyoruz ki, Türkiye Cumhuriyeti’nin Milli İstihbarat Teşkilatı’nın başında bulunan kişi bile şu anda siyasi kimlik edinmiş, istifa edip Ak Parti’den Milletvekili aday adayı olmuş, aday yapılmayınca tekrar görevine dönmüştür…

Eğitim, Yargı, Adalet, Asker, Gazetecilik…

Tabi ki bu alanlarda bulunan her insanın siyasi fikri vardır. Hepimizin bir dünya görüşü vardır.

Devlet, tüm dünya görüşlerine açık bir yapıya sahip olmalıdır. Devlet, özellikle bu yapılarda siyasi düşünceler değil, mesleki beceri ve beyin gücüne dayalı kişilerce temsil edilmelidir.

Onun için devletin tepe noktasının da siyasi kimlikten arındırılması gerekir. Bunun yanlış bir sistem olduğunu bugün Ak Pritili vatandaşlarımız da gördüler… Ak Parti’nin kuruluşuna bulunan Ahmet Davutoğlu ile Ali Bacan yeni parti kurdular. Sonuç itibariyle bu kişilerde AKP zihniyeti ile siyasete girmiş, önemli görevlerde bulunmuş, biri başbakanlık, biri bakanlık yapmış insanlar… Onların bu gün AKP’yi eleştirirken söylediği sözler saman zaman CHP’den daha sert…

Tabi ülkede gelinen bir nokta var şimdi…

Kim kimi karşısında bulursa, görürse, hemen terörist ilan ediyor…

Doğulu ise PKK, yoksa FETÖ… Sol kanattan ise DHPKC…

Bunları da tespit edip belgeleriyle ortaya koyup yakalayıp cezalandırmak devletin işidir.

Bugün Boğaziçi Üniversitesi eylemlerinde öğrencilere terörist yaftası vurmak yerine bunu söyleyen devletin görevlileri, teröristler oralara gelene kadar neredeydik diye kendilerini de bur sorgulasınlar…

Bugün Boğaziçi gibi bir Üniversite’nin kapısına kelepçe vurmak, eylem yapan öğrencileri hırpalamak terörist ilan etmek doğru değildir.

Üniversite’nin içine öğrenci dışında kimseyi almayın… Kimlik kontrolü ile girişleri sağlayın…

Öğrenciler de düşüncelerini dile getirsinler… Bun da ne var..

Rektör aranan Prof. Bulu bunun üstesinden gelecek gibi görülüyor… Siyasi kemlik olarak atanmasını yanlış bulsam da, Bulu’nun öğrencilerle diyalog kurması önemli. Öğrencilere kendisini anlatıp, onlarla barışı sağlayacağını düşünüyorum.

Üniversite dışında sokaklarda eylem yapılmasına müsaade edilmesin… Fırsatçılara yol açılmasın…

Devletin yapması gereken de budur…

Ama siyasetçilerin en önemli işlerinden biri, sıkıntılı günlerde gündem değiştirmektir…

Ülkede, enflasyon, yeni yıl ücret zamları tartışılırken, başörtüsü ve Boğaziçi Rektör ataması gündem oldu…

Memura 7.3, Emekliye 8.5 zam, Enflasyon resmi açıklama Yüzde 14, gerçek enflasyon yüzde 50’lerin üzerinde…

Bunlar konuşulursa iktidar zarar görüyor, başörtüsü konuşulursa, iktidar gücüne güç katıyor…

Durum böyle…