Otoriter ve baskıcı bir ailede çocuk olmak. Otorite de uyulması zorunlu kurallar vardır, bunlara sorgusuz uyulması gerekir. Baskıda, da zaten zorlama söz konusudur. Bu model aileler de çocuklar içe kapanık olurlar. Korkak, ürkek, adeta pusuya yatmış gibi tedirgindirler.

Çocuk kolaylıkla yalan söyler. Çünkü istenmeyen durumlar yaşanabilir, şiddet göreceğini düşünür. Kendi başına karar veremez, yönetilmeye ihtiyaç duyabilir. Büyüyünce zayıf karakterli veya tam aksine kabına sığmayan, isyankâr, hayata öfkeli olabilir.

İzin verici ailede yetişen çocuk, kuralları pek tanımaz, sınır çizilmemiştir çünkü. Hayatı kale almaz, ciddi tavırlar sergileyemez. Okulda ve diğer yaşantılarında sıkıntı çeker. İzin verici ailede kurallar olmadığı ve çocukta buna alıştığı için sosyal zorluk yaşarlar. Her istediği yapılmış,“hayır” kelimesini pek duymamış çocuk, okulda ve arkadaş çevresinde de istediği olsun ister. Çatışmalar yaşayabilir.

İlgisiz ve kayıtsız ailelerde sorumluluk pek yoktur. Aile bireyleri kendilerini kimseye karşı sorumlu hissetmezler. Çocuklar istediği gibi davranmakta özgürdür. Kural koyan, yol gösteren olmaz pek. Anne baba çocuğun bakım beslenme gibi ihtiyaçlarından başka eğitimine pek önem vermez.”Biz annemizin karnında mı öğrendik, zamanı gelince öğrenir” anlayışındadırlar.

Dengesiz ve kararsız aile de kurallar konmaya çalışılır lakin bu kurallar uzun süreli olamaz.Bu gün yasak dediğine yarın evet diyebilir.Çocuk için hiçbir şey net değildir.Çocuk yasaklara,kurallara asla itimat etmez.Yetişkinlikte de kuralsızlığı devam edebilir.Verdiği sözleri unutur,arkadaşlık ilişkileri pek sağlam olmayabilir.

Aşırı koruyucu ve müdahaleci ailede ise çocuk sürekli göz hapsindedir. İhtiyaçlarını karşılayabilir hale gelmiş çocuğa izin verilmez. Mesela, çocuk yemeğini yiyebilecek yaşta olmasına rağmen yine anne yedirir. Okulda, dışarıda sürekli anne elinde havluyla, suyla, krakerle çocuğu yalnız bırakmaz.

Ödevleri anne baba yapar, ayakkabıyı anne giydirir. Mendil çocukta değil annededir. Çocuktan bir an bile ayrılmadığı için, hapşırsa yetişir. Bu tamamen bağımlılık yapan bir tutumdur. Yetişkin birey olduğunda çocuk ve anne bu tutumun çok zararlarını görebilir.

Mükemmeliyetçi aile modeli ise,anne baba çocuklukta ve yetişkinlikte gerçekleştiremedikleri tüm hayallerini çocuğunun üzerinden gerçekleştirmeye çalışır.Kendisinin,eksik bırakıldığını düşündüğü isteklerini gerçeğe dönüştürme fırsatı doğmuştur sanki.Kurallar koyar,Hep anne baba konuşur,kararlar alır,bozar.

Okulunu,arkadaşlarını,ne yemesi,içmesi gerektiği,kıyafetlerine hep aile karar verir.Çocuk bir şey bilmez,her konuda doğru karar verebilecek olan anne babadır.Bu ailedeki çocuklar oldukça pasif kalırlar,yönetilmeye muhtaç olarak yetişirler veya asi olurlar.

Çocuklarımızın çocukluk evrelerini yaşamaları çok önemli, her şey mükemmel olmamalı zaten. Yanlışı bilmeyen doğruyu anlayamaz ki.
Saygı ve hürmetler AYŞE BAY