Çocuklarımızda, son zamanlarda iyice göze batan davranışlardan biride tatminsiz olmalarıdır. Onları bir türlü memnun edemiyoruz. Hep daha fazlasını istemekteler. Oysa on dakika önce aldığımız oyuncağı da ısrarla istemişti. On dakikada hevesinin geçmiş olduğunu görebiliyoruz.

Alınmasını İstediği telefonu, tableti arkadaşınınkinden daha pahallı, daha markalı olmalı. Sadece, istediklerinin gerçekleşmesi onun için önemlidir. Bu günkü istediği mutlaka olmalı, yarınki ve sonrakilerde… Bu hiç bitmez.

En ufak bir yaşamsal sorumluluk taşımadıklarını görüyoruz. Bakkala gönderemezsiniz, bir bardak su isteyemezsiniz, kardeşine göz kulak olabileceğini aklınıza getiremezsiniz
Aman! Çocuğum, istediği olmadı diye psikolojik sorun yaşamasın, her şeyi bilsin, hiç bir şeyin eksikliğini yaşamasın, arkadaşında görüp özenmesin diye her istediğini yapıyoruz. Sonunda tatminsiz çocuklar yetişebiliyor.

Anne çalışıyorsa bu ödün vermenin boyutu daha da artabiliyor. Çocuğu ile vakit geçirememenin verdiği “vicdan yapma” ile çocuğa sürekli abur cubur, oyuncak alarak bu duygudan kurtulmaya çalışabiliyor.

Parkta top oynamayı, bisiklet binmeyi, arkadaşlarıyla çekirdek çitletip sohbet etmeyi bilmeyen çocuklar var. Hele de toplu alanlarda mesela, Sitelerde. Buraların sokakları sessizdir çoğunlukla. Çocuk ya AVM de yemeğe,gitar veya tenis kursuna, at binmeye bir yerlere götürülmüş ya da bilgisayarın başındadır.

Çocuklarımıza bu yaşantıları biz sunuyoruz. Çocuk böyle yaşamayı bizim tercihimiz sonucu ediniyor. Çocuğa bazen bilerek istediği ortamı sağlamayarak sıkılmasını, kendi için yeni ortamlar oluşturmasını sağlayalım. Problem çözsün. Yani “Balık vermelim tutmayı”öğretelim. Yetişkin birey olunca ayakları üzerinde durabilmeleri zor olmasın.

Çocuklara oyuncak alınmasın demiyoruz. Tabiki alınacak, lakin ihtiyacından fazla değil, ağlamasın sussun, kimseden geri kalmasın diye değil. Çocukta eğitim ihmale gelmez. Alınacak her oyuncağın çocuğun gelişimine katkısı olmasını hedeflemeliyiz.

Birazda çocuk eğitiminden yoksun oluşumuz veya iş hayatının zorlukları nedeniyle çocuklarımızla vakit geçirememekten kaynaklı sebepler çocuğun her istediğini yapmamızı haklı gösterebilir.

Çocuğa ilgiden yoksun bırakmak, ona yaptığımız en büyük yanlışlardandır. Çocuk bu boşluğu yanlış alışkanlıklarla doldurabilir. Mutsuz, tatminsiz çocuk olarak yetişir. Artık anne baba çocuktan sürekli şikâyet eder.”Bir dediğini ikiletmedim, ne biçim çocuk olup çıktın başımıza”der durur. Ne kendine ne başkasına faydası olmaz.


Çocuğumuza sorumluluk verelim. Yaşına göre, tek başına yapabileceği becerilerde bulunmasını isteyelim. Bakkala gitsin, meyve tabağı hazırlasın, çiçekleri sulasın, kardeşinin ihtiyaçlarıyla ilgilensin...

Çocuklarımızla geçirdiğimiz zamanı kaliteli hale getirelim. Birlikte bakkala, manava, parka top oynamaya, komşu oturmalarına, hasta ziyaretlerine, hayvanat bahçelerine... Gitmeli. Çevreden bihaber olmasın, sosyal olsun. Televizyon veya bilgisayar ekranının arkasına saklanıp çocuğu ihmal etmeyelim.

Sevgi ve Hürmetler
AYŞE BAY