İstanbul, 4 Mayıs () - İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, vize serbestisi için hâlâ karşılanması gereken 5 kriter kaldığına dikkat çekti. Eksik kriterler arasında yolsuzlukla mücadele, Avrupa polisi (Europol) ile operasyonel işbirliği, üye devletlerle adli işbirliği ve terör tanımının AB ile uyumlaştırılması bulunuyor.

 

Avrupa Komisyonu’nun bugün vize serbestliğine ilişkin yayımladığı 3’üncü ve son raporu değerlendiren Zeytinoğlu, vize serbestliğinin Türkiye-AB ilişkileri açısından kritik önemine dikkat çekti. Vizelerin kaldırılmasının bir psikolojik bariyeri yıkacağını vurgulayan Zeytinoğlu, "Schengen vizesinin kaldırılması kararı, Türk vatandaşlarına verilecek son derece olumlu bir mesaj olacaktır. Türkiye için de, bu zor şartlar altında bir moral takviyesi sağlayacak, AB ile ilişkilerde yeni bir başarı hikâyesi olarak kabul edilecektir" dedi.

 

Bekleyenler: Yolsuzlukla mücadele, Avrupa polisi ile operasyonel işbirliği, terör tanımı

 

Türkiye’nin halen daha hızlı bir şekilde karşılaması gereken 5 kriter bulunduğunu vurgulayan Zeytinoğlu, "Karşılanması beklenen bu 5 kriterin ilkini; Türkiye-AB Vize Serbestliği Yol Haritasında öngörüldüğü üzere, yolsuzlukla mücadele alanında GRECO tavsiyeleri ile uyumlu ileri adımlar atılması oluşturuyor" dedi ve şöyle anlattı:

 

"İkinci olarak, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun AB standartlarına uygun hale getirilmesi gerektiği değerlendiriliyor. Üçüncü olarak, Europol ile bir operasyonel işbirliği anlaşmasının da uygulamaya koyulması gerekecek. Bu kriterin karşılanmasının da Kişisel Verileri Koruma Kanunu’nun AB mevzuatıyla uyumlu hale getirilmesiyle doğrudan bağlantılı olduğunu hatırlamakta fayda var. Ek olarak cezai meselelerde AB Üye Devletlerle etkin adli işbirliğinin sağlanması da önümüzdeki kısa süreden karşılanması gereken bir diğer kriter. Son olarak ise Terörle Mücadele Kanununda değişiklikler yapılması, özellikle de Türkiye’de ilgili mevzuatta belirtilen 'terör tanımı'nın AB’deki muadilleri ile uyumlu hale getirilmesi bekleniyor. Dolayısıyla, bugün yayımlanan raporda kriterleri tümüyle karşıladığımız belirtilmiyor. Bunun için az da olsa ek süreye ihtiyaç var.”

 

Türkiye - AB Geri Kabul Anlaşması Haziran'da uygulanacak

 

İKV Başkanı son olarak Haziran ayı itibarıyla uygulanması öngörülen Türkiye-AB Geri Kabul Anlaşması’na dikkat çekti: “21 Mart itibarıyla Yunanistan ile geri kabul mekanizması aktive edilmişti. Ancak Geri Kabul Ortak Komitesi’nin, 3 yıllık geçiş süresinin dolmasını beklemeden Haziran 2016 itibarıyla geri kabul mekanizmasının işletilmesi yönündeki kararın TBMM tarafından onaylanmasının ardından, bu süreç AB ülkeleri ile de uygulamaya geçecek. Bu açıdan Türkiye’nin üzerindeki yükün artacağını tahmin etmek zor olmaz. Türkiye’nin AB ülkeleri tarafından iade edilecek üçüncü ülke vatandaşlarının kabulü ve kendi ülkelerine iadeleri için kapasitesini güçlendirmesi gerekli.”

 

"Vizelerin kaldırılması, AB ile ilişkilerin geleceği için turnusol kâğıdı görevi görecek"

 

Vizelerin kaldırılmasına yönelik kararın Türkiye ve AB ilişkilerinin sağlığı açısından da önemli olduğunu vurgulayan Zeytinoğlu, iki taraf arasında güvene ve işbirliğine dayalı yeni bir sürecin başlaması için vize serbestliğinin bir "turnusol kağıdı" görevi göreceğinin altını çizdi ve ekledi:

 

"Türk vatandaşları için Schengen vizesi zorunluğunun kaldırılması, AB ile varılan mülteci anlaşmasının önemli bir parçasını oluşturuyor. Yani Türkiye’nin mülteci krizinin aşılmasında AB’ye yardım ve desteğini karşılayacak şekilde vizelerin kaldırılması, AB tarafının samimi ve güvenilir bir ortak olduğunu gösterecektir. Türkiye ve AB arasında bu işbirliğinin sağlıklı bir şekilde devamı büyük ölçüde vize serbestliğinin sağlanmasına bağlı."

 

"Ek önlemlerle, vize serbestliğinin içi boşaltılmamalı"

 

Avrupa Komisyonu’nun, vize serbestliği sağlandıktan sonra, anlaşmanın belirli hallerde askıya alınabilmesi, vize serbestliğinin geçici olarak durdurulabilmesi için öne sürdüğü korunma mekanizmalarına da dikkat çeken Zeytinoğlu, vize serbestliği sağlandıktan sonra bu tür keyfi kısıtlamalara tahammül edilemeyeceği uyarısında bulundu ve ekledi:

 

“Elbette vize serbestliği sonrasında aşırı bir hızla artan göç akınlarının oluşması, vizesiz seyahat hakkının suiistimal edilmesi, güvenlik tehditleri ya da iltica başvurularında olağan dışı artış gibi durumlarda Schengen alanı ülkelerinin korunma önlemleri alma hakkı bulunuyor. Korunma önlemleri, Schengen alanı ve vize düzenlemeleri kapsamında tanınmış durumda. Ancak Türkiye özelinde bu tür önlemlerin daha kapsamlı hale getirilmesi ya da kolaylaştırılması kabul edilemez. Bu noktada Komisyon’un Mart ayında 2’nci vize serbestliği raporuyla birlikte yayımladığı çalışma belgesini hatırlamakta yarar var. Çalışma belgesinde Türk vatandaşları için vizelerin kaldırılmasının AB ülkelerine yönelik yeni bir göç hareketine yol açmasının olası olmadığı belirtiliyordu. Dolayısıyla vizelerin kaldırılması sonrasında Türkiye’den AB’ye doğru bir akın olacağını beklemek yersiz.”

 

“Olağanüstü ilerleme kaydedildi ama az da olsa ek süreye ihtiyaç var”

 

Zeytinoğlu, vizenin AB ile ilişkilerdeki psikolojik anlamı ve sosyal ve kültürel etkileşim açısından öneminin altını çizdikten sonra, Türkiye’nin vize serbestliği yol haritasındaki 72 kriteri yerine getirmek için gerçekleştirdiği reformlara değindi:

 

“Kişisel Verilerin Korunması Kanunu, İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunu oluşturan kanun ve çeşitli Avrupa Konseyi Sözleşmelerinin onaylanmasını da içeren paketler Meclis’ten geçti. Soruşturma veya kovuşturmanın devri ile rızaya dayalı iade gibi müesseselere de yer veren ve 72 kriter arasında öne çıkan Cezai Konularda Uluslararası Adli İşbirliği Kanunu Tasarısının TBMM’de 24 Nisan 2016 tarihinde kabul edilmesi ve Kolluk Gözetim Komisyonu’nun yasalaşması da şüphesiz ki vizesiz Avrupa hayali için önemli gelişmeler oldu. Ancak ev ödevlerinin hepsi tamamlanmadı."