Öykü Altuntaş / İstanbul, 15 Ocak () - Kuzey Amerika Orta Doğu Çalışmaları Derneği (MESA) ve Akademik Özgürlükler Komitesi (CAF), "Barış için Akademisyenler İnsiyatifi"ne destek verdi ve “Türkiye’nin düşünce ve ifade özgürlüğünü korumakla hukuken yükümlü olduğu” çağrısı yaptı.

MESA Başkanı Beth Baron, mektupta Başbakan Davutoğlu’na açık mektubunda, bildiriyi imzalayan akademisyenler hakkında “PKK lehine terör propagandası yapmak” suçlamasıyla soruşturma açılmasını eleştirdi ve bu eylemlerin “devlet politikalarına yönelik eleştirileri cezalandıran daha geniş çabaların da devamı olduğunu” vurguladı.

MESA’nın açıklamasında, “Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlıklı çağrının imzacılarını ‘ihanet’ ile suçlayan YÖK’ün de “uygunsuz bir şekilde politize” olduğu söylendi.

Açıklamada Güneydoğu ve Doğu Anadolu'da yaşanan çatışmalar, operasyonlar ve sokağa çıkma yasaklarının son bulmasına yönelik çağrının Erdoğan tarafından şiddetle kınanmasından bir gün sonra, YÖK’ün imzacılara karşı eyleme geçmesinin “akademik özgürlükleri ihlal ettiği” ifade edildi.

Erdoğan’ın sert açıklamasının ardından çeşitli illerden akademisyenler hakkında soruşturma açıldığı ve bir bölümünün gözaltına alındığı haberleri geldiği hatırlatıldı.

Bartın Üniversitesi’nden Hülya Doğan, Düzce Üniversitesi’nden Latife Akyüz ve rektörlüğün talebiyle Abdullah Gül Üniversitesi’nden emekliliği istenen Bülent Tanju, bu akademisyenler arasında gösterildi. Açıklamada, soruşturmaların “Türk milletini aşağılamak” ve “halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek” suçlamalarına dayandırıldığına da dikkat çekildi.

Erdoğan’ın açıklamasında akademisyenleri “Türkiye’nin durumunu düzeltmek adında yabancıları müdahale etmeye çağırmakla” suçladığı söylenen mektupta, aslında akademisyenlerin “Türkiye ve başka ülkelerden bağımsız gözlemcileri, Kürtlerin yoğunlukta olduğu bölgeleri gözlemlemek için çağırdığı” belirtildi.

“Uluslararası gözlemcilere sivillerin öldüğü, kuşatma ve sokağa çıkma yasağı altındaki bölgeleri izlemeleri için çağrıda bulundan bir imza bildirgesini kriminalize etmek ve üzerine soruşturma açmak, bağımsız araştırmacılık ve akademik kuruluşları tam kalbinden vurmak demektir” denildi.

“Türkiye, düşünce özgürlüğünü korumak ile yükümlü”

Açıklamada, Türkiye’nin Avrupa Konseyi’ne üye olduğu ve İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Avrupa Güvenliği ve İşbirliği Teşkilatı’nın (AGİT) Temel Sözleşmesi ile Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi imzacılarından olduğu hatırlatıldı.

Bu bağlamda MESA, ülkenin “düşünce, ifade ve toplanma özgürlüğünü korumakla” yükümlü olduğunu vurguladı ve “Bu haklar ayrıca Türkiye Anayasası’nın 25 ve 27. maddeleri ile de korunmaktadır” denildi.

MESA komisyonunun açıklamasına göre, bu yazı “Türkiye hükümetine akademik özgürlüklerin korunması çağrısı yapılan 22. mektup” özelliğini de taşıyor.

Buna rağmen eylemlerin devam etmesi, MESA’ya göre “hükümetin demokrasi siciline gölge düşürüyor.”

Başbakan Davutoğlu’n hitaben kalele alınan açık mektup, Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan, TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, çeşitli üniversitelerin rektörleri ile uluslararası hak örgütleri yetkililerine de iletildi.