İstanbul, 5 Ekim () - İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, Türkiye ve AB arasında, Suriyeli mültecilerin insani şartlarda yaşamlarını sürdürmeleri için yük paylaşımı konusunda ortak bir plan oluşturulmasını önerdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, resmi temaslarda bulunmak üzere bugün ve yarın Belçika’nın başkenti Brüksel’de olacağına işaret eden Zeytinoğlu, "Mültecilerin Türkiye’de ikametleri, çalışma ve eğitim koşulları hususlarında, gerçekçi bir uyum programı oluşturulmalı ve bunun için de AB’nin katkısı araştırılmalıdır" dedi.

İlerleme raporunun açıklanması ertelendi

Erdoğan’ın Brüksel temaslarında, bu yaz itibarıyla etkileri Avrupa’da da yoğun şekilde hissedilmeye başlanan mülteci krizinin gündemde yer alacağına işaret eden Zeytinoğlu, Avrupa Komisyonu tarafından her yıl düzenli olarak yayınlanan, Türkiye’nin AB karnesi niteliğindeki ilerleme raporunun hemen öncesine rastlamasının da, bu ziyaretin önemini artırdığını vurguladı.

Zeytinoğlu, "Son bilgilere göre, 14 Ekimde açıklanması beklenen ilerleme raporlarının, planlanandan 1 hafta sonra kamuoyuna sunulması öngörülüyor" dedi.

"Mülteciler, ölümü göze alarak, Avrupa’ya girmeyi hedefliyor"

Mülteci sorununun Türkiye’de giderek "daha yakıcı" hale geldiğinin altını çizen Zeytinoğlu, "2015 yılı itibarıyla Türkiye sınırlarını aşarak, Avrupa’ya da sirayet etmeye başladığı ise bir gerçek" dedi ve ekledi:

"Türkiye üzerinden başta Almanya olmak üzere AB üye ülkelerine giriş yapmaya çalışan mülteciler, ölümü göze alarak, kimi zaman deniz yoluyla, kimi zaman ise yürüyerek Avrupa’ya girmeyi hedefliyor. Kimi AB üye ülkeleri ise Schengen sınırlarında yeniden uygulamaya koydukları kontroller ile bu büyük sorunla mücadele etmeye çalışıyor. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği tarafından 1 Ekim 2015 tarihinde açıklanan rakamlara göre, 2015 yılı itibarıyla Avrupa’ya ulaşan mülteci sayısı 700.000."

Ortak sorun; ortak çözüm

Türkiye ve Avrupa’yı yakından ilgilendiren mülteci sorununnun "ortak çözüm" ile sonuçlanabileceğini de vurgulayan Zeytinoğlu, "Bu krizin bir kez daha ortaya çıkardığı gibi, Avrupa’nın sınırları Türkiye’yi de kapsar ve Avrupa’nın sınır güvenliği ile ilgili hiçbir mesele Türkiye’nin dahil olmadığı bir formülle çözümlenemez" diye ekledi.

"AB-Türkiye hiç olmadıkları kadar birbirlerine uzak duruyor"

Türkiye-AB üyelik müzakereleri sürecinde bu yıl 10. yılın geride bırakıldığını da anımsatan Zeytinoğlu, "Türkiye’nin AB üyeliği bir yana, taraflar bugün, 50 yılı aşan mazilerinde hiç olmadıkları kadar birbirlerine uzak duruyor" dedi ve şu konulara dikkat çekti:

"Teknik müzakereler arzu edilen noktada değildir; Gümrük Birliği’nin revizyonu tartışmalarında ve Türk vatandaşlarına yönelik vize uygulamalarında adımlar atılmış olsa da, ne Türkiye AB’ye aday bir ülke; ne de AB, Türkiye’yi üye almaya hazır bir birlik imajı çiziyor. Bunun yanı sıra, her iki tarafı da yakından ilgilendiren sorunlar, kartopu gibi büyümeye devam ediyor. İşte bu noktada ortak sorunlara ortak çözümlerin üretilmesi yönünde her iki tarafta da siyasi iradenin güçlenmesi en büyük temennimizdir."

İKV'nin önerileri

Zeytinoğlu, iki taraf arasında görüşülmesi beklenen mülteci sorunu ile ilgili olarak aşağıdaki noktaların üzerinde durulmasını önerdiklerini söyledi:

"Türkiye ve AB arasında, Suriyeli mültecilerin insani şartlarda yaşamlarını sürdürmeleri için yük paylaşımı konusunda ortak bir plan oluşturulmalıdır. Türkiye’nin bugüne kadar yapmış olduğu ve 6 milyar doları aştığı söylenen harcamaların, önümüzdeki yıla yönelik tahminleri de kapsayacak şekilde detaylı bir dökümü çıkarılmalı (uluslararası, ulusal ve yerel bazda) ve bu hesaplamalar AB ile görüşmelerde dikkate alınmalıdır.

"Türkiye’de yaşayan 2 milyonu aşan Suriyeli mültecinin, kısa ve orta vadede evlerine geri dönmeleri mümkün olmayacaktır. Mültecilerin Türkiye’de kalışları ile ilgili düzenlemelerin geçici önlemlerin ötesinde, hukuki, kalıcı ve sürekli bir çerçeve içinde ele alınması gerekir. Mültecilerin Türkiye’de ikametleri, çalışma ve eğitim koşulları hususlarında, gerçekçi bir uyum programı oluşturulmalı ve bunun için de AB’nin katkısı araştırılmalıdır.

"Türkiye’nin AB ile imzalamış olduğu geri kabul anlaşması ve vize serbesti süreci ile ilgili olarak öngörülen koşulların sağlanması ve kriterlerin yerine getirilmesi için iki taraf arasında etkili ve karşılıklı iyi niyete dayalı diyalog ve koordinasyonun teknik, idari ve mali alt yapısı güçlendirilmelidir."