İngiliz Daily Mail yazarlarından A.N. Wilson, İngiltere’de meydana gelen son yağmalama olayları hakkında yaptığı değerlendirmede yaşananların, dini değer yargılarının ve dini hassasiyete sahip olan ailelerin ne kadar önemli olduğunu ortaya çıkardığını belirtti. İngilzi yazar, "iyi bir Müslüman" diye bahsettiği Tarık Cihan’ın sağduyulu açıklamalarından da övgüyle bahsetti.
    İngiliz yazar, “Hiç birşeye inanmayan bir toplumun mirası” başlıklı köşe yazısında dini değer yargısı ve aile kavramından yoksun bir toplumda geçen hafta olduğu gibi anarşinin olmasının normal olduğunu dile getirdi. Yazar, "Tarık Cihan gibi inançlı kişilerin ise dinden aldıkları dersle böyle bir çatışma ortamında bile sağduyu çağrısında bulunabildiğine" işaret etti.
    Tarık Cihan’ın oğlunun ölümünden hemen sonra yaptığı itidal çağrısının olası büyük bir ırkçı çatışmaya engel olduğunu söyleyen İngiliz yazar, “Eğer Cihan duygularına kapılıp böylesi zor bir zamanda intikam çağrıştıran sözler sarfetseydi, büyük çatışmaların çıkması an meselesiydi.” sözlerine yer verdi.
    Bunun yerine Tarık Cihan’ın, “Ben bir Müslüman’ım ve kadere iman ediyorum. Oğlum bir kaza sonucu vefat etti. Demek ki kaderi böyleymiş. Allah oğluma rahmet etsin ve günahlarını bağışlasın.” şeklinde bir açıklama yaptığını aktaran Wilson, bu açıklamanın kalıplaşmış “Müslüman terörist” retoriğini yerle bir eden ve fanatikleri utandıran çok heybetli ve barış dolu bir mesaj içerdiğini kaydetti.
    Tarık Cihan’ı “Bu ülkedeki Müslümanların büyük bir kısmı gibi, aile değerlerine önem veren, çalışkan, yardımsever, dininin gerektirdiği gibi yaşayan etkili bir insan” şeklinde tanımlayan Wilson, Birmingham’daki Müslümanların yaşadığı yerlere veya alışveriş yaptıkları mağazalara bakıldığında zengin olmadıklarını, ancak buradaki gençlerin bir plazma TV veya Blackberry cep telefonu almak için yağmalama yapanların içinde yer almadığını “garanti edebileceğini” ifade etti.
    Daily Mail yazarı, Müslüman gençlere aşılanan öğretinin bu tür ihtiyaçları almanın yolunun dükkan yağmalamaktan değil, “çok çalışmaktan” geçtiğine dikkat çekti. Yazar ayrıca, “diğergamlık” ruhunun çok önemli olduğuna ve bunun daha çok dini hassasiyete sahip ailelerin çocuklarında görüldüğünü kaydetti.
    “Ahlaki değerlerin olmadığı yerde hayatın her alanındaki standartlarda düşüş görebiliyoruz” diyen Wilson, buna örnek olarak ise bankacıların ülkeyi batma noktasına getirmesine rağmen kendi keselerini doldurmaya devam etmesini ve politikacıların yanlış yaptıklarını kabul etseler bile istifa etmediklerini gösterdi. İngiliz yazar, bunun tam tersine Tarık Cihan gibi birçok Müslümanın ise her gün mescide gidip, Immanuel Khan’ın sadece kalpte varlığını hissedilebilir dediği, “gizemli güce” secde ettiğine dikkat çekti.
    Ülkedeki yağmalama olaylarında dini değer yargılarının ne kadar önemli olduğunun bir kez daha anlaşıldığını sözlerine ekleyen Wilson, “Gelecekte geriye dönüp baktığımızda bu isyan olaylarıyla ilgili aklımızda kalacak en önemli şey Tarık Cihan’ın bu samimi ve ortamı yatıştırıcı açıklamaları olacak.” sözlerine yer verdi.
    Wilson sözlerini şu sözlerle noktaladı: “Tarık Cihan sadece tüm politikacı ve yorumculardan daha etkileyici olmakla kalmadı, o herkesden daha ‘insani’ olduğunu hepimize gösterdi. Ayrıca, oğlunun ölümü üzerine verdiği dini mesajla, korkunç trajediyi ‘insanileştirmesini’ bildi ve bize dini değerlerin ne kadar ‘insanı insan’ ettiğini göstermiş oldu.”