“Bilinenin aksine, Avrupa’daki terör saldırılarının büyük çoğunluğu, uç görüşlü milliyetçilerin işidir.” Bu görüşler İngiliz bilim adamı Dr. Robert Lambert ait. Lambert, El Cezire’nin internet sitesinde yayınlanan makalesinde, Avrupa’daki milliyetçiliğin, El Kaide’den daha fazla terör tehlikesi oluşturduğuna vurgu yapıyor. Exeter Üniversitesi’nde Avrupa İslam Araştırma Merkezi Eşbaşkanı olan Dr Robert Lambert, aynı zamanda St Andrews Üniversitesi’nde Politik Şiddet ve Terörizm Araştırmaları Merkezi’nde de ders veriyor.

“Milliyetçiler, El Kaide’den daha büyük tehdit oluşturuyor” başlıklı makalesinde Norveç’in başkenti Oslo’aki bombalı saldırı ve Utoeya adasındaki İşçi Partisi’nin gençlik kampına yapılan saldırılardan hemen sonra “Müslümanların veya El Kaide işi” ifadelerinin kullanılmasına dikkat çeken Lambert, bunun aksine daha sonra saldırganın İslam karşıtı olmasının ortaya çıktığına vurgu yapıyor. İngiliz bilim adamı, Norveç’teki saldırgan Anders Behring Breivik’in İslam karşıtı görüşlere sahip olduğunu belirtirken, saldırganın fanatik gruplara da hayranlığı olduğunu ifade ediyor. Breivik, Müslümanlara ve cami yapılmasına karşı olan İngiltere’deki Savunma Ligi (Defence League) ve Avrupa’nın İslamlaşmasını Durdurun (Stop the Islamification of Europe) gibi aşırı uç grupların da takipçisi.

Makalede İngiltere’de son yıllarda kaydedilen terör girişimlerini de sıralayan İngiliz bilim adamı, bunların şiddet taraftarı milliyetçiler tarafından hazırlandığını aktardı. Dr. Lambert, ayrıca bu aşırı milliyetçi, Nazi sempatizanı, İslam karşıtı kişilerin terör saldırılarını yapamadan durdurulduğuna dikkat çekti.

New Statesman dergisinin editörü Mehdi Hasan’ın aktardıklarına da yer veren Lumbert, “Avrupa polis kurumu Europol’un verilerine göre, İslami terörizm, ‘etnik-milliyetçi’ ve ‘bölücü’ terörle kıyaslandığında çok küçük kalıyor. Yine Europol’e göre, 2006’da Avrupa’da belgelenen terörist saldırılardan sadece 498’den biri ‘İslamist’ olarak sınıflandırılabilir. Bu rakam 2007’de 583’ten 4’ü şeklinde yer alırken, bu da toplam rakamın yüzde 1’inden daha azına denk geliyor. Buna karşı, kıta genelindeki saldırılardan 517’si ‘milliyetçi veya bölücü’ terörist gruplar tarafından üstlenildi ya da onlara isnat edildi. Örneğin İspanya’daki ETA gibi.”

Dr. Robert Lambert, makalesinin devamında son yıllarda Avrupa’daki ‘aşırı milliyetçi’ saldırı girişimleri ile ilgili daha fazla bilgi veriyor. Ayrıca bu saldırganların Avrupa ülkelerindeki Müslüman topluluğuna karşı tehditler savurduğunu ve bazılarını da somut saldırı girişimlerinde bulunduğunu ifade ediyor. Lambert, yine aşırı milliyetçi saldırganların ‘vatanperverlik ve vatanı koruma’ düşünceleri altında, yine bu ülkedeki ‘aşırı milliyetçi’ gruplar veya yayınların etkisi altında saldırıları hazırladığına dikkat çekiyor. Robert Lambert, makalesinde özellikle İngiltere’deki 2010’da bomba yapmaktan mahkum olan Terence Gavan örneğini veriyor. Eski bir asker olan Gavan, Müslümanları hedef alan bir saldırı hazırlığında bulunmuştu. Gavan ile ilgili yer alan haberlerde, onun “televizyondan seyrettiği bir programda Londra’daki 7 Temmuz saldırılarından sorumlu tutulan bir yeri hedef seçtiği” belirtilmişti.

Makalenin sonunda 1995’de ABD’nin Oklahoma şehrindeki saldırıya yer veren İngiliz bilim adamı, eski bir ABD askeri olan Timothy McVeigh’in 10 yıl önce Londra’da 4 El Kaide intihar bombacısını yaptığından daha fazla zarar verdiğini dile getirdi. Lambert, Timothy McVeigh’in düzenlediği saldırının bilançosu ve verdiği zararı şöyle sıraladı: “Timothy McVeigh, ABD ordusunda öğrendiği becerileri kullanarak yaptığı bombayı patlatması sonucu 168 kişi öldü, 680 kişi yaralandı, 16 blok alanda 324 bina yıkıldı veya zarar gördü, 86 araba yandı veya zarar gördü, yakınlardaki 258 binanın camları kırıldı ve en az 652 milyon dolarlık zarara yol açtı.”