Öykü Altuntaş / İstanbul, 19 Nisan () - Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği’nin (SGDD) sanat aktivitelerine katılan Suriyeli çocuklar, İstanbul’da bugün açılışı gerçekleşen 4. Çocuk ve Gençlik Sanat Bienali’nde sergiledikleri ürünleriyle, “eğitim hakkı ve güvenli yaşam” çağrısı yaptı.

Suriyeli çocukların Bienal’de sanatseverlerle buluşan ürünleri arasında, bir yol enstalasyonu olan “Uyandırdı Yollar ve Yüzler” çalışması da yer aldı. Suriye’den Türkiye’ye uzanan göç yolculuklarını anlatan çocuklar, bu çalışma için renkli, renksiz teller, kumaş, iplik, kutu ve açma halkası gibi atık malzemeleri kullandı. Bu malzemelerden ürettikleri yüzleri tek tek birleştirerek bir yol yaratan çocuklar, ürünleriyle bienalin bu yılki başlığı olan “Uyandırma Servisi” ile de bağlantı kurdu.

Çocuklar, ikinci projeleri “Haklar ve Farkındalıklara Uyanalım” çalışmasında, eğitim hakkı ve güvenli yaşam imkanına erişimden yoksun olduklarını vurguladılar. Bienalde, çanta, defter ve eğitim gereçlerinin eklendiği altıgen bir uçurtmanın yanında, kağıt hamurundan yapılmış heykeller de dikkat çekti.

’ya konuşan sanatçı Meryem Tomak, yürüttüğü sanat atölyelerinde gerçekleştirilen bu çalışmaların, çocuklarda olumlu etkiler yarattığını, yaşları 8-16 arasında değişen bu çocukların günlerinin büyük bölümünü sergiye hazırlanarak geçirdiklerini ve sanat aktivitelerini, okullarda arkadaşlarıyla paylaştıklarını ifade etti.

“Okuma hakkı engellenen, çocuk gelin, işçi yapılan tüm çocuklar için”

Suriyeli çocuklar, “Haklar ve Farkındalıklara Uyanalım” çalışmayla “oyun oynaması, okula gitmesi engellenen ve çocuk gelin, işçi yapılarak birçok haktan mahrum bırakılan tüm dünya çocuklarına” gönderme yaptıklarını anlattı.

Uçurtma çalışması fikrini bulan çocuklardan biri de, 16 yaşındaki Menar. ’ya fikri nasıl bulduğunu anlatan Menar, “bizim yaşadığımız sıkıntılar da aynen bunlar” dedi ve ekledi: “Biz sonuçta savaştan geldik ve en önemli sorunumuz eğitim.”

“Dersleri anlayamadığım zaman okulda resim çiziyorum”

Menar’a göre karşılaştıkları bir başka sorun, “güven” eksikliği. Menar, “Türkiye’de Suriyelilerin sevilmediği ve onlara güvenilmediğini hissettiklerini” anlattı.

Eserin yaratıcılarından 12 yaşındaki Rosa da, heyecanla günlük hayatta yapmayı en çok sevdiği aktivitenin “resim, resim ve resim” olduğunu vurguladı. Rosa, iki yıldır Türkiye’de yaşadığını, ancak Suriye’ye dönmek istediğini belirtti. Rosa, “Bir yandan Türkiye’de şehirler çok güzel, deniz var” diye de ekledi.

Sokağa çıkmadığını, okulda da derslerin Türkçe olması sebebiyle konuları takip edemediğini anlatan Rosa, “dersleri anlamadığımda sıramda çiziyorum” dedi ve büyüyünce ressam olmak istediğini söyledi. Menar yeni yeni Türkçe öğreniyor ve SGDD’nin sanat aktiviteleriyle zaman geçiriyor.

Uçurtma çalışmasını açıklayan Rosa, hamurdan heykellerin savaştan kaçan, el ele tutuşmuş bir abla ve erkek kardeşi anlattığını belirtti. Rosa’ya göre, uçurtmanın üzerindeki resimlerde binalar, Suriye’deki iç savaşta yıkılan evleri, yeşil ve ağaçlar ise oyun oynama hakkını yansıtıyor:

“Okula izin vermiyorlar, çalışma izni yok. Bazı arkadaşlarımın okula gitmesine babaları izin vermiyor. Çalışan arkadaşlarım var. Bazı çocuklar ise zorla evlendiriliyor.”

Hip-hop projesi “Başka Bir Ülkede Uyandım”

Suriyeli çocukların üçüncü projesi ise, hip-hop atölyelerinde kendi yazdıkları sözlerden oluşan “Başka Bir Ülkede Uyandım” adlı video çalışması. Bienal’in video-art bölümünde sergilenen çalışmada, farklı dilleri konuşan çocukların savaşın etkileri ile ilgili duygu ve düşünceleri, müziğin evrensel dili ile hip-hop’ın protest duruşu üzerinden aktarıldı.

Bu video çalışmasında çocuklar, Türkiye’ye geldikleri andan itibaren “dilin, toplumsal iletişimin anahtarı” olduğuna dikkat çekti ve yaşadığı zorluklar konusunda “toplumsal bilinç oluşturmayı” hedeflediklerini söyledi.

13 yaşındaki Joan da, hip-hop çalışmaları dışında okula gitmeyi sevdiğini, en çok matematik dersinden zevk aldığını anlattı. Joan, “Arkadaşlarımla top oynamayı seviyorum. Kasımpaşa’da bir futbol sahası var” dedi.

“Bazılarımız üzgün, bazılarımız mutlu olarak geldi buraya”

Suriye’nin Halep kentinden Türkiye’ye gelen 12 yaşındaki Fawzi de, Joan gibi futbol oynamayı seviyor.

Bir kız kardeşi olan, annesi çalışmayan, babasının ne iş yaptığını ise bilmediğini söyleyen Fawzi, bienalde sergilenen “yol enstalasyonu”nun, kendi yolculukları olduğunu anlattı.

Tel, kumaş ve atık malzemelerden yaratılan yüzlerin ifadelerindeki farklılıklara işaret eden Suriyeli çocuklar, “Çünkü bazılarımız üzgün, bazılarımız mutlu olarak geldi buraya” dediler.

SGDD’nin Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği ile iş birliği içinde gerçekleştirdiği aktivitelerde Suriyeli çocukların ürettiği eserler, İstanbul Modern’in Antrepo 1 alanında, 4. İstanbul Çocuk ve Gençlik Sanat Bienali kapsamında 22 Mayıs’a kadar görülebilecek.