Tercüme sektörü artık sıkça adından söz ettirmeye başlayan bir sektör. Dünya iş sektörleri arasında ilk beşte yer alabilecek bir potansiyele sahip olan sektörün bu kadar gündeme gelme nedeni ise sürekli olarak artan ihtiyaç. Tabi artan bu ihtiyacı bu talebi sadece bir dil olarak sınırlandırmakta mümkün değil. Dünya üzerinde konuşulan birçok dil için artık tercüme sektörüne ihtiyaç duyulur hale geldi. Zira bu diller arasında iletişim ağı kurmak için tercüme sektörünün mutlaka gerekli olduğu da bir gerçek. Tabi kimi durumlarda tercüme sektöründen yararlanılsa bile kurulan iletişimde aksaklıklar yaşanabiliyor. Aksaklıkların yaşanma nedenleri kimi zaman tercümanın yaptığı bir hatadan ya da yapılan anlaşma eksikliğinden olabiliyor. Bu işin biraz teknik kısmı.

Yani biraz daha teknik aksaklıklar. Birde bunun yanında tercümandan ya da her hangi bir anlaşma maddesi yüzünden kaynaklanmayan aksaklıklar var. İşte bu aksaklıklarda dilin yapısından kaynaklanıyor. Bazı dillerde mesela Rusça gibi diğer dillere çevrilmeyen ifadeler bulunuyor. Yani bu ifadelerin sadece o dile özgü olduğu ve başka bir dile çevrilmediği gerçeği ortaya çıkıyor. Bu durumda çeviri yapılan belgenin tüm anlamını bir anda bozabiliyor. Bu gibi durumlarda ise iş yine tercümana düşüyor. Böyle bir durumda tercümanın hedef dile çok iyi hakim olması ve kelimenin anlatmak istediğini ifadeyi başka sözcüklerle tam olarak iletmesi gerekiyor. Dile hakim olan tercümanlar o yerel ifadeyi başka dillere aktarma işlemini zorda olsa yapabiliyor. Yapılan çeviri sırasında tercüman anlam kayması olmaması için anahtar ifadeyi hedef dile dolaylı anlatım ile aktarıyor. Bu aktarım sırasında bire bir aynı anlam verilemese de anlam bozulması gideriliyor.