EĞİTİMCİLER Birliği Sendikası, (Eğitim-Bir-Sen) eğitim yönetiminde liyakat ve kariyer sistemine ilişkin olarak, hak edenin görev almasını, hakkını verenin görevde kalmasını ve yeterliliğini kaybedenlerin görevine son verilmesini öngören bir modelin hayata geçirilmesi çağrısında bulundu.
Eğitim-Bir-Sen 45’inci Başkanlar Kurulu toplantısı yapıldı. Başta toplu sözleşme süreci olmak üzere eğitime ilişkin pek çok konunun görüşüldüğü toplantıda, eğitim yönetiminde liyakat ve kariyer sistemine ilişkin çalışma yapılması talebi bir kez daha dile getirildi.
Eğitim-Bir-Sen, 2 Kasım 2017 tarihinde, Eğitim Yöneticileri Komisyonu, Öğretmenler Komisyonu, Maarif Müfettişleri Komisyonu, Şube Başkanları Komisyonu'ndan oluşan dört çalıştay, akademik araştırmalar ve uluslararası iyi uygulama örneklerinin incelenmesi sonucunda hazırlanan 'Eğitim Yönetiminde Liyakat ve Kariyer Sistemi' başlıklı raporu kamuoyuyla paylaşmış, nitelikli eğitim için yeterlilik düzeyi yüksek eğitim yöneticisi ihtiyacı gözetilerek, eğitim yöneticisi yetiştirme, görevlendirme, yer değiştirme ve görevden alma hususlarına ilişkin kapsamlı, kalıcı ve sürdürülebilir bir model oluşturulmasının artık bir zorunluluk haline geldiğine dikkat çekmişti.
Toplantıda, aradan geçen zaman rağmen konuyla ilgili bir adımın atılmamasını anlamanın mümkün olmadığı ifade edilerek, yürütülebilir ve kalıcı bir yönetici görevlendirme sisteminin kurulmasının da olmazsa olmaz olduğunu vurgulandı. Günümüzde Türkiye'nin eğitim sisteminde herhangi bir eğitim lideri yetiştirme politikasının varlığından söz edilemeyeceği belirtilerek, Türkiye'nin eğitim sisteminin en zayıf yönlerinden birinin eğitim yöneticiliği olmasının da sürpriz olmadığı kaydedildi.
Başkanlar kurulu toplantısında, eğitim kurumu yöneticilerinin, kariyer ve liyakat ilkesi çerçevesinde, kazanılmış haklarının korunduğu, eğitim yöneticiliğinde ilerleme haklarının tesis edildiği, kendilerini, öğretmenleri, eğitim personelini ve kurumlarını değişim, dönüşüm ve gelişime hazırlayacak haklar, yetkiler ve imkanlarla teçhiz edildiği, idareci olmanın ötesinde 'eğitim lideri' olması beklentisini karşılayacak sürdürülebilir bir eğitim kurumu yöneticiliği sisteminin inşa edilmesi gerektiği ifade edildi.

FOTOĞRAFLI