İSTANBUL, () - Açıklanan ilk tercih sonuçlarına göre üniversitelerde 100 bine yakın kontenjan boşta kaldı. Levent Uysal, üniversiteye yerleşemeyen öğrencilerin umutsuzluğa kapılmadan, açıklanacak ek yerleştirmeyi takip etmelerini söyledi. Üniversite adayları tercih sonuçlarının açıklanmasının ardından kazandıkları üniversitelere kayıt yaptırmaya başladı. Üniversiteye yerleşemeyenler ya da istedikleri bölümü kazanamayan öğrenciler ise merakla ek tercih tarihlerini bekliyor. Önceki yıllardaki süreç kıyaslandığında ise sürecin ağustos ayının son haftalarında başlaması ön görülüyor. Üniversite adaylarının bu dönemde üniversiteye kayıt yaptırma şanslarının çok yüksek olduğuna vurgu yapan Nişantaşı Üniversitesi Kurucusu Levent Uysal, “Özellikle mühendislik, güzel sanatlar, iletişim gibi bölümlerde boş kontenjanlar var. Öğrenciler bunu iyi takip etsinler ve sakin olsunlar. Bu dönemi kaçırmasınlar. Kesinlikle ve kesinlikle yeniden kazanma şansları çok yüksek. Sadece biraz daha odaklanmaları, uzmanlarla iletişime geçmeleri gerekiyor. Bütün üniversitelerde ek kontenjan için yer var” dedi. ÖZEL YETENEK SINAVLARINA GİRMELİLER Puanı 150’nin üzerinde olan tüm öğrencilerin özel yetenek ile de üniversite şanslarının olduğuna dikkat çeken Uysal, “Bu öğrencilerimiz özel yetenek sınavlarına girerek lisans eğitimi alabilirler. Grafik tasarım, müzik, sahne sanatları, moda ve tekstil bölümlerine başvurabilirler bu bölümler şu anda geleceği olan meslekler. Bu meslek bölümleri kaçırmasınlar. Puan listelerine baksınlar ve herhangi bir üniversiteye başvursunlar” ifadelerini kullandı. Taban puanlarından dolayı mühendislik ve iletişim fakültelerinde boşluk olduğunu söyleyen Uysal, “Öğrenciler iyi bir takip gerçekleştirirse muhakkak bir bölüme yerleşebilirler. Hiç umudumuzu kaybetmeyelim, hayat devam ediyor. Özellikle vakıf üniversitelerinde hatta ilk 20’de olan devlet üniversitelerinde bile boşta olan bölümler var” dedi. İNGİLİZCE ALT YAPISINA ÖNEM VERİLMELİ İş dünyasındaki birinci kriterinin iyi bir İngilizce alt yapısı olduğunu hatırlatan Uysal, “Üniversiteye bir meslek edinmek için gidiyoruz. Mezun olduktan sonra da iş dünyasına giriyoruz. Artık dünya globalleşti. Sadece Türkiye için değil dünyada nasıl çalışabiliriz? Nasıl kendi mesleğimizi geliştirebiliriz? diye bakmamız gerekiyor. Bundan dolayı mutlak surette bir İngilizce hazırlık okumaya ya da İngilizce alt yapısı ağırlıklı olan bölümlere önem verilmeli. Böylece üniversite süreci boyunca İngilizce problemleri ortadan kalkmış olur” diye konuştu. Çalışan öğrenciler için de ikinci öğretim fırsatının olduğunu hatırlatan Uysal, “Birinci ve ikinci öğretim arasında herhangi bir eğitim farkı yok. İkinci öğretimin açılma sebebi çalışan öğrencilerimizin de eğitim almalarıdır. Böylelikle öğrenci hem çalışıp hem de okunmuş oluyor. Bu büyük bir avantaj” dedi.