Covid-19 virüsünden dolayı eğitimle ilgili alınan kararlar hala tam netleşmedi. Virüsün yayılmasındaki artışla eğitimle ilgili alınan kararlarda zaman zaman değişiyor. Velilerin, öğrencilerin ve eğitmenlerin kafası karışık. Bu kargaşa devam ederken, Ankara’da akıllara durgunluk verecek bir atama gerçekleşti.

Çankaya’da bulunan Tevfik İleri Ortaokulu’nda görevli Türkçe öğretmeni Olcay Kete okula 6 dakika geç geldi diye hakkında soruşturma başlatıldı ve soruşturma sonuçlanmadan başka bir okula sürüldü. Kete’ye yapılan bu ani sürgün öğrencileri ve öğretmen arkadaşları arasında da büyük tepki topladığı görüldü.

OLCAY KETE: FAKİR BAYKURT’UN YOLUNDAYIM, EL AÇMAM BOYUN BÜKMEM

Kete yaşadıklarını sosyal medyada paylaştı. Aynı zamanda Eğitim İş Sendikası’nın Tevfik İleri Ortaokulu temsilciliğini de yürüten Türkçe Öğretmeni Olcay Kete’nin, Sosyal Medya hesabından verdiği mesaj ise eğitim sektöründe yandaş ve siyasi hareketlerin varlığına dikkat çeker nitelikteydi. Mesajla birlikte, “Kete Eğitim-İş sendikası üye ve okul temsilcisi olduğu için mi hakkında soruşturma açııp sürgün edildi?” sorusu öne çıkıyor. İşte Kete’nin yayınladığı mesaj ve tayin evrakı …

“Eğitimle ilgi sorunları dile getirmek sürgünmüş, öğretmenlerin özlük haklarını savunmak sürgünmüş mazerete bakar mısınız okulun düzenini bozmakmış… Hakkı, hukuku sonuna kadar savunacağım ve yüce adaletle geri döneceğim kendi gölgesinden korkanlar utansın. İyi niyetli sesleri kesmenin derdine düşen okul idarecileri keşke yeni nesilleri düşünseydi. Fakir Baykurt'un yolundayım el açmam, boyun bükmem ders veririm ders!”

KONU TBMM’YE TAŞINDI

Kete’in Sosyal Medya Hesabında yaptığı paylaşımın ardından Devreye CHP Milletvekili Ali Keven girdi. Milletvekili Keven konuyu Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) taşıdı. Keven Meclis kürsüsünden seslendiği Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’a olan mesajını sosyal medya hesabından da yayınlandı.

EĞİTİM-İŞ SENDİKASI BAŞKANI YILDIRIM’DAN TEPKİ

Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş) Genel Başkan Orhan Yıldırım da konuya ilişkin yaptığı açıklamara, “Asıl sorunun liyakatsiz, yandaş atamalar” olduğunu dile getirdi. Milli Eğitim tarafından yapılan atamalara dikkat çeken Yıldırım ''Oturduğu makamı kaldıramayan yöneticiler bu sorunlara yol açıyor'' dedi.

Eğitim-İş Sendikası bünyesindeki öğretmenlerin bu tarz baskılara boyun eğmeyeceğini dile getiren Yıldırım şu ifadeleri kullandı:

''Son dönemlerde Milli Eğitim Bakanlığı'ndaki yandaş idareci atamaları daha çok liyakatli olmayan, daha çok yandaş sendikalara üye olan kişiler arasından özellikle seçilmektedir. Bu durumda oturduğu makamı kaldıramayan, yönetme becerisi olmayan, personeli yönlendiremeyen ve yaşanabilecek olan aksaklıklara çözümler üretemeyen kişilerin hak etmedikleri makamlara gelmesine sebep olmaktadır.

'Biat etmeyen kişilere soruşturma'

Burada yaşanan olayda bunun bir sonucu. Çünkü bir okul müdür eğer okulundaki personelle öğretmen memur, idari hizmetler, yardımcı hizmetlerde çalışanlarla yani okulun geneli anlamında nasıl yöneteceği konusunda bir planı, projesi olmadığından, kendi yetersizliğinden kaynaklı en ufak olayda bunu bir soruşturmaya, bir gözdağına, bir tehdit malzemesine dönüştürerek kişileri biat ettirmeye yönelik bir yöntem izlemektedir.

“OLCAY KETE GEREKENİ YAPMIŞTIR”

Biat etmeyen kişiler üzerinde Milli Eğitim Bakanlığı'nın ilgili birimleri üzerinden yine yandaş boyutundaki soruşturmalar henüz sonuçlanmadan kendisine biat etmeyen kişileri bulunmuş olduğu yerde cezalandırma ya da o birimden uzaklaştırma yoluna gitmektedirler.

Olcay Kete'nin de yaşamış olduğu durum bundan farklı değildir. Biz bunu elbette mahkemeye götüreceğiz ve kazanacağımızdan da eminiz.

YAŞANANLAR GELDİĞİ MAKAMI KALDIRAMAYAN İDARECİLERDEN KAYNAKLANIYOR

Ama bu ne ilk nede son. Bunun özü liyakatsiz atanan, geldiği makamı kaldıramayan, yönetme becerisi olmayan idarecilerden kaynaklı.

Eğitim-İş Sendikası'nın hiçbir üyesi de uygulanan baskılara boyun eğmediği gibi, bu baskılar karşısında da susmamıştır. Her zaman haklı ve doğru olanı savunmuş, Türkiye Cumhuriyeti'nin Milli Eğitim Bakanlığı Milli Eğitim Yasaları çerçevesinde cumhuriyet değerlerinin eğitim öğretim sistemi içerisindeki olması gereken özgür bireyler, hür fikirlerle çocukların yetiştirilmesi konusunda ne gerekirse onu yapmıştır ve yapmayada devam edecektir.''

TARFİKTEN KAYNAKLANAN BİRKAÇ DAKİKANIN SUÇ KABUL EDİLMESİ İDARİ DEĞİL KİŞİSEL BİR DAVRANIŞTIR

Eğitim-İş Sendikası  Ankara 2 Nolu Şube Başkanı Mehmet Ali Güler'de Olcay Kete'ye yapılan sürgüne tepki gösterdi. Güler yaptığı yazılı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

"Ülkemizde yıllardır süregelen haksız ve adaletsiz uygulamalar maalesef Milli Eğitim camiası içinde de kendisini göstermektedir. Bunun son örneği sendikamız Eğitim-İş üyesi Olcay KETE’ye yapılan haksızlıktır.
Liyakatsiz ve yandaş yöneticilerin angarya görev, mesai dışı toplantı istekleri, adaletsiz ders programı yapılması gibi uygulamalarına karşı durmanın, okulda huzurlu, adil ve özlük hakları göz önünde tutularak bir eğitim öğretim ortamının sağlanmasını istemenin suç kabul edilmesi anlaşılır ve kabul edilir bir durum değildir. Bununla birlikte olağanüstü dönemler yaşadığımız şu günlerde öğretmenlerin verdiği emekleri takdir etmek yerine nöbete birkaç dakika geç kalma da bahane gösterilerek Olcay KETE’ye soruşturma açılmıştır. Bir yandan toplu taşımların mecburi olmadıkça kullanılmaması çağrıları yapılırken ve trafiğin yoğun olduğu bir bölgede özel araç kullanımı artarken, diğer yandan trafik yoğunluğu nedeni ile yaşanan birkaç dakikalık gecikmenin suç kabul edilmesi ve işlem yapılması, yaşanan durumun bilinçli, planlı, idari değil kişisel bir davranış olduğunun açıkça göstergesidir.
Açılan soruşturmada uyarı, kınama ve maaş kesim cezalarının aynı anda önerilmesi, soruşturma süreci tamamlanmadan üyemizin başka bir okula sürülmesi ise tam bir hukuksuzluk örneğidir.
Eğitim-İş Sendikası olarak her zaman olduğu gibi bugün de biat kültürünün, baskı ve dayatmacı anlayışın karşısındayız. Konu ile ilgili olarak her platformda sesimizi çıkaracağımızı, Türkiye Cumhuriyeti'nin Milli Eğitim Bakanlığı Milli Eğitim Yasaları çerçevesinde cumhuriyet değerlerinin eğitim öğretim sistemi içerisindeki olması gereken özgür bireyler, hür fikirlerle çocukların yetiştirilmesi konusunda ne gerekirse onu yapacağımızı, süreci yargıya taşıyacağımızı kamuoyu ile paylaşıyoruz. "

BİZ EĞİTİMCİYİZ AMA HER İDARECİ EĞİTİMCİ DEĞİL!

Banu Günüç Kete de,, Olcay Kete’ye yapılan sürgünle ilgili sosyal medyada öğretmenlik mesleği ile ilgili idarecilere ders verir nitelikte bir mesaj yayınladı:

"Çok idareci ile çalıştım. Ama hiçbiri şu kadar dakika geç kaldın diye dakika saymadı. Ola ki geç kaldıysam önce beni sordu. Bir yakınıma bir şey olsa maddî manevi destek önerdi. Çünkü işimiz insanla. Öğrencilerimize insanî değerleri öğretmeyi önemsedik hepimiz. Çünkü biz eğitimciyiz. Ama biliyorum ki her idareci böyle değil. Sorunların gündeme getirilmesinden hoşlanmıyor çoğu. Sorun(!) olarak gördükleri öğretmenin yerini, bir masanın sandalyenin yerini değiştirir gibi değiştirebileceklerini zannediyorlar. Ya arkasında bıraktığı öğrencileri? Mutsuz edilen onlarca insan... ama okulda artık sorun yok. Gerisi o kadar da önemli değil mi? Üstelik normal şartlarda gülünesi mevzulara dayandırılan soruşturma henüz bitmemişken bir A4 tutuşturup eline git diyeceksiniz, öyle mi? Bu soruların cevabını artık hukuk verecek. Çıktığın bu yolda yalnız kalmayacaksın Olcay KeteDirenmek senin diğer adın ne de olsa"