YENİ eğitim sisteminin iki boyutlu olarak ele alınması gerektiğini dile getiren Uğur Okulları Genel Müdürü Nevzat Kulaberoğlu, "Değişikliklerin hepsinin, 2025 yılındaki üniversiteye giriş sınavlarının değişmesini gerektireceğini öngörüyoruz" dedi.

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, liselere getirilen yeni sistemin detaylarını 'Lisede Ne Yaptık?/Ortaöğretim Tasarım Tanıtım Toplantısı'nda geçtiğimiz hafta açıkladı. Uğur Okulları Genel Müdürü Nevzat Kulaberoğlu yeni eğitim sistemiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Nevzat Kulaberoğlu, sürecin uzun vadede sınavlara yansıyacak etkilerinin en önemli noktalardan biri olduğuna değindi.

Yeni sistemin iki boyutlu olarak ele alınması gerektiğini söyleyen Uğur Okulları Genel Müdürü Nevzat Kulaberoğlu, "Yeni sistemin akademik takvim boyutunun pedagojik olarak doğru bir yaklaşım ve doğru bir uygulama olduğunu düşünüyorum. Bu ara tatil eklenen ve yaz tatilinin kısaldığı hali ile sistemin, öğrencilerin konsantrasyonuna, bilgi hafızalarına, psikolojik olarak rahatlamalarından dolayı derslerdeki motivasyonlarına olumlu etkileri olacaktır. Kritik olan konu, toplum olarak bunu ne kadar benimseyeceğimiz ve kabul edeceğimiz. Çalışan anne babalar için ara tatiller, yaz tatilinin 2 hafta kısalması belki soru teşkil edebilir ancak çocuklarımız için faydalı olduğunu gözeterek eleştirmemeliyiz. Sistem, kendini kısmen toplumun ihtiyaçlarına göre şekillendirir, ancak toplum faydalı olacak sisteme göre kendini şekillendirmelidir. Yeni çalışma takviminin modern ve ihtiyacımız olan bir yaklaşım olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.

“DERS İÇERİKLERİ ÇOK ÖNEMLİ”

Yeni ders çizelgelerinde en çok matematik dersinin tartışıldığını dile getiren Nevzat Kulaberoğlu, dersin seçmeli olmadığına değindi. Kulaberoğlu, "Matematik dersi; medeni, eğitimli bir 21. yüzyıl insanının ihtiyacı olan zaruri düzeydeki Matematiği 9, 10 ve 11. sınıflarda öğrenciye kazandıracak düzeydedir ve zorunlu bir derstir. Ancak 12. sınıfta ileri düzey Matematik gerektiren bir üniversitesi bölümü seçecek öğrenciler son sınıfta seçmeli olarak Matematik alabilecek" ifadelerini kullandı.

Ders sayısının azaltılmasının doğru bir uygulama olduğuna değinen Kulaberoğlu, içerikler de ders sayısındaki azalma oranına göre sadeleştirilip özetlenir ve güncellenirse amacına ulaşacağını belirtti. Kulaberoğlu, şöyle devam etti:

"9. sınıfta fizik, kimya, biyoloji, sağlık gibi dersleri kapsayan yeni derse Fen Bilimleri Deneyimi dersi denilir ve bu dersin mevcut olan konuların tamamı kapsaması durumuna çok geniş ve aslında değişiklik yapılmamış olacaktır. Ders içeriklerinin ne şekilde değişeceği, hangi konuları kapsayacağı çok önemli. Fen Bilimleri Deneyim Dersi daha modern, daha öğrenciyi dışarıya dönük, dış dünyayla ilgi proje ve sunum yapan ekip çalışmasına hazırlayan bir içerikle oluşturulacaksa, o zaman amacına ulaşmış demektir. Böyle bakınca ders sayısının azaltılması konu ve içeriğin sadeleştirilmesine paralel olarak verimli olacaktır. Bu uzun vadede daha araştırmacı, yorum yapabilen, daha analiz ve sentez düzeyinde konuşabilen kişiler yetişmesine vesile olacak."

“EN ÖNEMLİ ETKİSİ ÜNİVERSİTEYE GİRİŞ SINAVLARINA YÖNELİK”

Değişikliğin 2020 yılı Eylül ayında 9. Sınıf öğrencilerine tabii olduğunu anlatan Kulaberoğlu, “Bunun sonucu bana göre çok değerli bir çıktıya neden olacak; o da üniversite sınavlarının değişebilecek olması. Bu değişikliklerin hepsinin, 2025 yılında yapılacak olan üniversiteye giriş sınavlarının değişmesini gerektireceğini öngörüyoruz. 2025 yılında üniversiteye giriş sınavları şu anda olmayan, hatta son 35-40 yıldır ülkemizde yapılmamış olan bir metotla yapılmasını gerektirecek. Farklı merkezler akredite edilerek öğrenci bu sınavlara girebilir, elinde birden fazla sonuç olabilir ve bu puanla üniversitelere kendi öğrencisini seçme hakkı verebilir. Daha çok süreç odaklı, bilgiden ziyade lise boyunca yapılan çalışmaları yordayan sınav olacak. Mevcut sınavlarda daha çok lise bitirme sınavı gibi. 2025’ten itibaren farklı bir sınav yapılmasının hazırlığı olarak görüyorum. Aynı zamanda sınav baskısını azaltmaya da adım adım giden bir yol. Yeni sistem, farklı geleceğin ve bir sınav sisteminin habercisi olacak” değerlendirmesinde bulundu.

“EN ÖNEMLİ KRİTER, DERSİN UYGULAYICILARI OLACAK”

Öğrencilerin mevcut sistemde dış etkilerle, yani ebeveyn veya rehber öğretmenlerin meslek seçimine yönlendirme ve meslekleri tanıtma ile ilgili görev üstlendiğini, ancak yeni seçmeli ders sisteminde bu sorumluluğun kısmen öğrenciye yansıdığına da değinildi.

Uğur Okulları Genel Müdürü Nevzat Kulaberoğlu, "Hangi meslek için hangi dersler ön koşuldur gibi öğrencilerin ders seçimi araştırmaları yapması gerekecek. Aslında sürecin en önemli boyutu bu değişikliği yapanların hayallerinde, vizyonlarında tasarladıklarını, okullardaki uygulayıcıların ne şekilde uygulayacakları. Dersin konma amacının dışında uygulamalar yapılmamalı, her derse aynı özende davranılmalı. Bu değişikliklerin yapılmasının amacı var, uygulayıcıların bu amacı gözeterek uygulamaları gerekir, bir dersin yerine farklı ders koyup daha başarılı olunacağı düşüncesini bırakıp amacın uygun uygulama yaparlarsa program başarılı olacaktır. Öğretmenlerin özel eğitimlerle desteklenmesi ve içerik, yaklaşım olarak yenilenmesi üst düzey önem teşkil ediyor" dedi.