Öykü Altuntaş / İstanbul, 14 Haziran () - Shell Türkiye Ülke Başkanı Ahmet Erdem, gaz ve petrol konusunda araştırma ve üretim yapma ihtiyacının, Paris anlaşmasında taahhüt edilen enerji geçişinin sağlıklı bir şekilde yürütülmesi için de "şart" olduğunu ifade etti.

Doğan Haber Ajansı’nın () sorularını Sabancı Üniversitesi 7. Uluslararası Enerji ve İklim Forumu sırasında yanıtlayan Ahmet Erdem, Shell’in iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında Paris’te varılan anlaşmayı desteklediğini belirtirken, “Karbon piyasaları, endüstriyel dioksit ve karbon emisyonlarının etkisinin azaltılması için gerekli olduğuna inandığımız bir alan” dedi.

Ancak Ahmet Erdem’e göre, “gaz ve petrol alanında araştırma, öğretim ve üretim yapma ihtiyacı, dünyanın enerji ihtiyacı düzgün bir şekilde karşılanarak bu geçişin gerçekleşebilmesi için şart”.

Erdem, Shell’in iklim değişikliği ile mücadele kapsamında yatırımlarda karbon yakalama ve depolama teknolojisinin (CCS) önderliğini yaptığını söyledi ve bu teknoloji için Türkiye’de önemli bir dönemden geçildiğini ifade etti.

Şirketin “düşük karbonlu biyoyakıtlar ve hidrojen istasyonlarına yatırımlarını” vurgulayan Shell’in Ülke Başkanı, şirketin yeni teknolojilere yatırımlarda rüzgar ve güneş enerjisini kullanmaya çalıştığına da işaret etti.

Erdem, “Entegre sistemler üzerinden, güneş enerjisi ile üretilen buharı petrol kuyularından çıkartılan petrol miktarını artırma yönünde kullanıyoruz” dedi ve “yeni enerjiler” adı verilen yatırımların artırılacağı bilgisini verdi.

"Fosil yakıtlarla yürüyen altyapı 55 trilyon dolar civarında"

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Taraflar Konferansı'nda (COP21) varılan anlaşmada iklim değişikliğinin kontrolü için öne sürülen önlemlerin, en çok maden, enerji ve imalat sektörlerini etkileyeceği düşünülüyor.

Peki Shell gibi petrol şirketleri, Paris anlaşmasından olumsuz etkilenir mi?

Erdem, “Anlaşma bizi olumsuz etkilemedi çünkü bu değişimlerin bir gecede olması mümkün değil. Fosil yakıtlar üzerinden yürüyen enerji altyapısının 55 trilyon dolar civarında bir değeri var” dedi ve ekledi:

“Shell’in yatırımları son dönemde zaten daha çok doğal gaz üzerine; çünkü, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımında çok gerekli. Güneş ve rüzgarın kesintili olabileceğini düşünürseniz, süreklilik ve garanti sağlayacak bir kaynağın olması önemli.”

Ahmet Erdem, aynı zamanda doğalgaz taşımacılıkta, sıkıştırılmış doğalgaz (CNG) özellikle de sıvılaştırılmış doğalgazın (LNG), örneğin uzun yol yapan ağır vasıtalarda Türkiye için önemine değindi.

Erdem, “Aynı şekilde denizcilikte de doğalgaz kullanımı artıyor; bizim Meksika körfezinde arama üretimde kullandığımız gemilerin bir kısmı doğalgazla çalışıyor” dedi.

Shell'in çevrecilerden tepki gören petrol aramaları

Petrol şirketlerinin Paris anlaşması kapsamında enerjide dönüşüm tartışmaları devam ederken Shell, özellikle ABD'nin Alaska eyaletinin açıklarında devam eden petrol ve doğalgaz arama faaliyetleri sebebiyle doğal hayatın tehlikeye atılacağını savunan çevrecilerden tepki görüyor. ABD mahkemesi, tepkilere rağmen Shell'in Arktika'daki petrol arama planını geçen yıl onayladı. Ancak İngiliz-Hollanda ortaklığındaki şirket, Alaska kıyılarındaki keşif çalışmalarına "yüksek maaliyet" nedeniyle son verdi.

Bu görüşleri değerlendiren Shell Türkiye Ülke Başkanı Erdem, “Tabii, eleştirmek herkesin hakkı. Ama bu saydığım şeylerin de dikkate alınması lazım” diyerek, şirketin karbondioksit salımının önüne geçme çabalarını yineledi.

Erdem, “Ayrıca dünyadaki petrol kaynaklarının içerisinde, dünyanın üretimini karşılayan şirketlere baktığımızda yüzde 50’sini 15 şirket kapsıyorsa, Shell gibi özel şirketlerin bunun içerisindeki payı, yüzde 5 civarında. Bu boyutları da dikkate almak lazım” diye de vurguladı.

(Fotoğraflı)