Öykü Altuntaş / İstanbul, 16 Eylül () – Uluslararası kredi derecelendirme şirketi Standard & Poor’s, Avrupa Birliği'ni sarsan “mülteci akınının” ülkelerin kredi notları üzerindeki olası etkilerini incelediği bir rapor yayınladı. Rapora göre sığınmacı krizinin izleri, AB ekonomisi ve bütçeleri ülkelerin kredi notunu geriletecek kadar zayıflatamayacak.

Standard & Poor’s, “AB’de mülteci akını: Ülke kredi notları üzerinde rahatlama mı yoksa yük mü?” adlı raporunda derecelendirme üzerinde etkinin düşük olacağını vurgularken, bu durumun Avrupa toplumlarının önümüzdeki on yıllar boyunca yaşayacağı zorlukları azaltmayacağı uyarısında bulunuyor.

“Sığınma talebi kabul edilenler hızla emek pazarına girecek”

Bu bağlamda rapor, yaklaşık 6 milyar doları kriz için kenara ayıran Almanya hükümeti örneğini ele alarak, ülkenin barınma, geçinme ve dil kursları da dahil olmak üzere eğitim konularında genel harcamalarının yüzde ikisini ve gayri safi yurtiçi hasılanın yüzde 0.2’sini kullanacağını hatırlatıyor.

Buna rağmen rapora göre, dolaysız maliyet ve ek kamusal harcamalar düşünülenden çok daha “alçak gönüllü” olacak. Ayrıca barınma başvuruları prosedürler ardından ya kabul ya da ret alacağı için maliyetlerdeki artış geçici olacak. En önemlisi de sığınma talebi kabul olanlar kısa sürede emek pazarına geçiş yapabilecek. Rapora göre, bu sebepler doğrultusunda derecelendirme üzerinde ciddi sonuçlar olacağı düşünülmüyor.

Peki sığınmacıların emek pazarına geçişi neden hızlı olacak?

Dünya Bankası verilerine değinilen raporda, yetişkin Suriyeli nüfusun, hem kadın hem erkeklerde, üçte birinin yükseköğretim mezunu ve diğer Arap ülkelerine göre toplumun eğitim düzeyinin çok daha yüksek olduğunu, aynı zamanda Avrupa ülkelerine göre nüfusun çok daha genç olduğu ifade ediliyor. Dil eğitiminin de verileceği sığınmacıların çok daha iyi işlerde çalışabilmek için merdivenleri hızla çıkmaları bekleniyor.

Dolayısıyla örneğin işsizlik oranının düşük olduğu Almanya’ya sığınacak nüfusun ülkenin büyümesine hafif de olsa olumlu etkisi olacağı düşünülüyor.

Öte yandan, rapora göre, Avrupa ülkelerinin büyük bölümünde nüfusun gittikçe yaşlanıyor olması, gelecekte emeklilik ve sağlık problemi konusunda mülteci akınının zorluklar yaratacağı gerçeğini değiştirmiyor.

“AB’nin yönetim sorunları, ülke kredi notları için kritik unsur”

Standars & Poor’s raporuna göre, krize ilişkin en büyük belirsizlik, Avrupa’nın yönetim kabiliyeti ve bu kıtasal zorlukla ilgili işbirlikçi çözümler bulma olasılığının sorgulanıyor olması. Raporda, bu anlamda Avrupa’nın yakın geçmişte kıtadaki krizleri yönetmede çoğunlukla “güvenilmez” bir imaj çizdiği belirtiliyor; dolayısıyla, AB’nin “yönetim sorunları” kredi notları için anahtar unsur olarak gösteriliyor.

Bu çerçevede, raporda, “Euro Bölgesi’ndeki derinleşen finansal krizin şiddetine rağmen, Avrupa siyasi kurumları ve politika üreticilerinin istikrar, etkinlik ve tahmin edilebilirlik konularında zayıf kalmış olması” örnek olarak veriliyor.

“Popülizm ve yabancı düşmanlığı körüklenebilir”

Dolayısıyla eğer doğru ele alınmazsa, AB’nin mülteci akınına yaklaşımı parti ve adaylar arasında popülizm ve yabancı düşmanlığının yükselmesine ve bütçe ve yapısal reformlar üzerinde olması gereken ilginin kaymasına sebep olabilir.

Rapor bu açıdan uyarıda bulunuyor: Eğer popülist tepkiler yankı bulursa, bir ya da birden fazla ülkede olabilecek ciddi finansal krizlerde ülkelerin işbirliği çabaları ve şiddetli krizler karşısında alınabilecek paket önlemleri zorlaşacak.