İstanbul, 6 Ocak () - Türkiye Sigorta Birliği’nin verilerine göre, trafik kazalarında Avrupa'nın ön sıralarında yer alan Türkiye, trafik sigortası primlerinde ise sonda bulunuyor.

Türkiye Sigorta Birliği’nin düzenlediği toplantıda zorunlu trafik sigortasındaki prim artışı ve son 10 yılda 7 milyar TL’ye ulaşan zararın nedenleri aktarıldı. Avrupa’ya göre daha az prim ödenip daha fazla hasarla karşılaşılan branşın şirketler için öngörülebilir olmadığı vurgulandı.

Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Ramazan Ülger ile Birlik Yönetim Kurulu ve Yönetim Komitesi Üyeleri’nin katıldığı basın toplantısında, kamuoyunda "zorunlu trafik sigortası" olarak bilinen tam adı "Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası"ndaki son durum ele alındı.

Ekim 2015 itibariyle ülkemizdeki 19.7 milyon adet kayıtlı aracın yaklaşık 16 milyon adedinin zorunlu trafik sigortası bulunduğu belirten Birlik Başkanı Ramazan Ülger, trafik sigortasının yüzde 80’le en yaygın sigorta türü olduğunu vurguladı. Her yıl trafik sigortası poliçe adetlerinde ve prim üretiminde artış olduğuna dikkat çeken Ülger, sorunun kaynaklarını şöyle açıkladı:

"Trafik branşının hayat dışı branşlardaki payı 2014 yılında yüzde 22 seviyesine ulaştı. Hasar frekansı çok yüksek olan branşta son 10 yıllık süreçte şirketler her dönem zarar açıkladı. Zorunlu trafik sigortasında 10 yıllık zararın toplam tutarı 7 milyar lira oldu. Bu durum zorunlu trafik sigortası sisteminin sürdürülebilirliğinin yanı sıra, şirketlerin varlığının sürdürülebilirliği açısından da ciddi risk oluşturmaktadır. 2015 yılının ilk 9 ayı itibariyle şirketlerin öz sermaye karlılığı negatife dönerek - yüzde 1.5 olarak gerçekleşti. Bu gösterge, şirketlerin zorunlu trafik sigortasından kaynaklanan zararlarını tüm diğer branşlardaki karlılıklarıyla bile engelleyemediklerinin en önemli göstergesidir."

Bedeni tazminatların ödenen toplam hasar içerisindeki payının da son yıllarda hızla artarak 2014’te yüzde 51’e yükseldiğinin altını çizen Ülger, "Son 5 yılda ortalama bedeni tazminat tutarı yüzde 311, maddi hasar tutarı yüzde 36, ortalama trafik sigortası primi ise yüzde 54 arttı" dedi.

Prim gerçekten yüksek mi, daha da yükselir mi?

Ülger'in verdiği bilgilere göre, trafik sigortası ortalama primi Türkiye'de ortalama 105 euro düzeyindeyken, Avrupa ortalaması 230 euroyu buluyor. Hasar frekansında Avrupa ortalaması yüzde 6 düzeyindeyken, Türkiye yüzde 9’la ilk sıralarda yer aldığını vurgulayan Ülger, " Diğer bir deyişle, ülkemiz Avrupa’da ortalama trafik sigortası primi en düşük, buna karşılık hasar frekansı en yüksek ülkeleri arasında yer alıyor. Özellikle İstanbul’un hasar frekansı, Türkiye ortalama hasar frekansından 2 kat daha yüksek" dedi.

Trafik sigortasıyla ilgili gündemdeki tartışmalara da değinen Ülger, bu sigorta kapsamında; maddi, tedavi ve sürekli sakatlık ile destekten yoksun kalma teminatlarının sunulduğunun unutulmaması gerektiğini söyledi ve ekledi:

"Öncelikle trafik sigortası bir vergi gibi görülmemelidir. Sağladığı birçok teminatla bireylerin, ailelerin, toplumun geleceği için önem taşımaktadır. Maalesef kazalar günlük hayatımızın bir parçasıdır ve hepimizin bir gün bu riskle karşılaşma ihtimalimizdeki en önemli güvencemiz trafik sigortasıdır."

Acilen yasal düzenlemeler yapılmamasının ve azami prim uygulamasından vazgeçilmemesinin prim artış riskini barındırdığını belirten Ülger, bu açıdan Karayolları Trafik Kanunu’nda öncelikle yapılmasını önerdikleri değişiklikleri şöyle sıraladı:

"Maddi ve Manevi Tazminat başlıklı 90’ıncı madde, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Dışında Kalan Hususlar başlıklı 92’nci madde, En Az Sigorta Tutarları başlıklı 93’üncü madde, Doğrudan Doğruya Talep ve Dava Hakkı başlıklı 97’nci madde, Sorumluluğa İlişkin Anlaşmalar başlıklı 111’inci madde."

Sektördeki uzun dönemli zararın etkisiyle iki şirketin faaliyetine son verdiğini ve yabancı sermayeli bir şirketin de Türkiye pazarından çıktığını anımsatan Ülger, "Primlerdeki artış kamuoyu nezdinde şikayete konu olmakta ve sigortalanma oranı düşüyor. Ağustos 2015’te yüzde 82.3 olan sigortalılık oranı, Ekim 2015’te yüzde 80.5’e düştü. Dolayısıyla, sigortasız araç kullanımında artış riski oldukça yüksek durumda" dedi ve şöyle devam etti:

"Bu branşta hizmet veren şirket sayısının azalması rekabetçi piyasanın bozulmasına yol açacaktır. Rekabetçi piyasanın bozulması, tüketicinin daha çok mutsuz olmasına yol açacaktır. Mevzuat riski, artık en büyük risk olarak karşımıza çıkmaktadır, sektörümüze yatırım yapan yabancı sermaye üzerinde de belirsizlik yaratmaktadır. Oluşan bu belirsizlik ülkemize yapılan ve yapılacak yatırımları da olumsuz etkileyecektir. Tazminat hesaplama standartlarının kanuni dayanağının olmaması nedeniyle mahkeme kararı ile oluşan içtihad, zaman aşımı süresince geriye dönük olarak tüm dosyaları etkilemekte, yoruma dayalı düzenlemeler zararı daha da artırmaktadır. Geriye dönük mevzuat düzenlemeleri veya içtihadlar; ilave sermeye ihtiyacı doğurmakta, sermayedara anlatılamamakta, yapılan sermaye artışları da bir süre sonra yetersiz kalmaktadır. Öngörülebilirliği ortadan kaldırmaktadır."

(Fotoğraflı)