1866 GÖZLEM SİSTEMİ İLE TAKİP
Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli, Uludağ'da otelde düzenlenen Dünya Meteoroloji Günü programına katıldı. Etkinlikte, Bursa Valisi Yakup Canbolat ve Meteoroloji Genel Müdürü Mutlu Coşkun ve Dünya Meteoroloji Teşkilatı Genel Sekreteri İvan Cacic de yer aldı. Programda Meteoroloji çalışanlarından oluşan koro, seslendirdiği şarkılarla alkış topladı.
Açılış konuşmalarının ardından kürsüye gelen Bakan Pakdemirli, ''Meteoroloji Genel Müdürlüğü, gözlem sistemlerinin ülke sathına yayılması ve sürekli faal tutulması için gayret sarf etmekte ve teknolojik altyapısını sürekli güçlendirmektedir. Günümüzde bu kapsamda ülke sathına yayılmış bulunan 1866 adet gözlem sistemi ile ülkemizde 7 gün 24 saat esası ile çalışarak meteorolojik hadiseleri takip etmektedir. Bu kapsamda 9 Şubat 2019'da Antalya Havalimanı'nda açılışını gerçekleştirdiğimiz 'Alçak Seviye Rüzgâr Kırılımı Uyarı Sistemi' gibi uçuş güvenliğine katkıda bulunan yatırımları da hayata geçirdik'' dedi.
ERKEN UYARININ ÖNEMİ
Hava şartlarını önceden tespit etmenin ve vatandaşlara uyarıda bulunmanın önemli bir nokta olduğunu kaydeden Pakdemirli, şöyle konuştu:
''2018 yılı yağış tahmin tutarlılığı %91,4 olarak gerçekleşirken, sıcaklık tahmin tutarlılığında %87,2 ile şu ana kadar en yüksek tutarlılık oranına ulaşılmıştır. 2018 yılında 798 adet kuvvetli meteorolojik hadise için erken uyarı yayınlanmıştır. Türkiye Ziraat Odaları Birliği ile Meteoroloji Genel Müdürlüğü arasında imzalanan iş birliği protokolü, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin getirdiği bakış açısıyla ilk defa Bakanlığımız döneminde gerçekleştirilen bir uygulama. Böylelikle meteorolojik erken uyarılar TZOB üyesi 4,8 milyon çiftçinin cep telefonuna gönderiliyor. Erken uyarılardan bahsetmişken yine Bakanlığımız döneminde uygulamaya konulan 'Meteo Uyarı'dan bahsetmeden geçemeyeceğim. 34 Avrupa ülkesi tarafından belirlenen standartlara uygun olarak artık meteorolojik uyarılar renk kodları ile veriliyor. İlçe bazında verilen uyarılar böylelikle çok daha kolay anlaşılıyor. Yine bizim dönemimizde ilk defa Sayın Cumhurbaşkanımız ile birlikte 'vira bismillah' diyerek açtığımız Balık sezonunda, meteorolojik uyarıları tam 2 bin 500 balıkçımızın cep telefonuna göndermeye başladık. 'Balığın ağınızda olması için meteorolojik uyarıların cebinizde olması lazım' dedik ve bunu da sağladık. Tabii bu arada 2018 yılı içerisinde saniyede 167 trilyon işlem gerçekleştiren süper bilgisayar sistemimiz hizmete girdi. Bu sistem ile sayısal hava tahmin modellerimizi daha yüksek çözünürlükte çalıştırarak tüm ilgili sektörlerin ihtiyaç duyduğu meteorolojik desteği sağladık, sağlamaya devam ediyoruz."
'VATANDAŞLARI POLENLERE KARŞI UYARACAĞIZ'
Meteoroloji alanında çeşitli projeler geliştirdiklerini belirten Pakdemirli, ''Genel Müdürlüğümüz bünyesinde 'tıbbi meteoroloji' alanında değerlendirilebilecek çalışmalar yapılmaktadır. Bunların başında aşırı sıcak ve soğuk hava dalgalarına yönelik tahmin ve uyarılar gelirken, ilkbahar ve yaz mevsiminde zaman zaman ülkemizi etkileyen ve kalp ve solunum yolu rahatsızlığı olanlar, hamileler, çocuklar ve yaşlılar ile kronik rahatsızlığı bulunanlar için risk teşkil eden 'çöl tozlarının taşınımı' konusunda da tahmin ve uyarılar yapılmaktadır. Son olarak Meteoroloji Genel Müdürlüğümüz ile Ege Üniversitesi iş birliğiyle polen ölçümleri yapılıyor. Meteorolojik gelişmeler ve polen hareketleri inceleniyor. Proje ile vatandaşlarımızı yakında polenlere karşı uyaracağız. İzmir ili pilot bölge olarak seçilmiştir'' dedi.
'İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE KÜRESEL OLARAK ŞAHİT OLUYORUZ'
Dünya Meteoroloji Teşkilatı Genel Sekreteri İvan Cacic ise konuşmasında Dünya Meteoroloji Günü'nün tüm insanlar için hayati önemi olan bir temayı ele alma geleneği bulunduğunu söyledi. Cacic, şunları kaydetti:
Bildiğiniz gibi bu yılki tema 'Güneş, Dünya ve Hava'. Bunlar hayatımızı, tarihimizi ve geleceğimizi şekillendirmede birlikte hareket eden hayati unsurlardır. Güneş ve Dünya arasında, bizim uzayda eşsiz bir hayat sürmemizi sağlayan ilahi bir birliktelik var. Kabul etmek gerekir ki bu eşsiz hayatın mutlak suretle bağlı olduğu unsur da 'hava'dır. Yaşamın bize sunduğu bu kutsal hediyeye rağmen kaderimiz, başta karbondioksit olmak üzere, sera gazı emisyonlarının, Sanayi Devrimi'nden itibaren ve özellikle son 50 yıldaki muazzam artışıyla maalesef gölgelenmiştir. Bu sera gazı emisyonlarındaki artışın negatif etkisi olan iklim değişikliğine küresel olarak hâlihazırda şahit oluyoruz. Seller ve kuraklık gibi şiddetli meteorolojik ve hidrolojik hadiselerin sıklığında ve şiddetinde artış var. Kuşkusuz gezegenimizi iyileştirmek için 'iklim değişikliğinin nedenlerini azaltmak' adlı tedaviye başlamanın tam zamanı. Diğer bir hayati tedavi ise sadece şimdiye kadar ne yaptığımızı değil aynı zamanda 10, 20 ve 30 yıl sonra neler bekleyebileceğimizi düşünerek iklim değişikliğinin yeni gelişen olumsuz sonuçlarına uyum sağlamaktır.''

Enver Fatih TIKIR- Muammer İRTEM- Semih ŞAHİN/BURSA, ()

FOTOĞRAFLI