İlayda Kılıçay / İstanbul, 22 Kasım () – Türkiye’de İngiliz Ticaret Odası (BCCT) CEO’su Emrah Öz, yaratıcı endüstride dünyanın en gelişmiş platformlardan birine sahip olan Birleşik Krallık'ın, animasyon konusunda partnerlik yapmak için çok ciddi bir merkez olduğunu vurguladı.
İstanbul'da düzenlenen Gelişmekte olan Sinema Piyasaları Konferansı'nda (Emerging Cinema Markets Conference - ECC) 'nın sorularını yanıtlayan Emrah Öz, "Türk firmalar bize danıştıklarında şunu mutlaka söylüyoruz ; Birleşik Krallık’ta bunun muadilini mutlaka arayın. Ama onun dışında bizim mutfağımız zaten çalışıyor, sinema sektörü anlamında çok eksiğimiz yok, çok dinamik bir popülasyonumuz var. Çalışan da çok fazla kişi var, sadece yemeğin reçetesine onu biraz daha güzel gösterebilecek şeyler koymak gerekiyor" dedi.
Türkiye’nin dizi sektöründeki kazancını global olarak genişletebileceğini ifade eden Öz,”Bugün dizi sektöründe dünyaya ihracat yapan ikinci, üçüncü ülkeyken ve bunun üzerinden 500 milyon dolar gibi bir para kazanıyorken bu rakam neden 1-1.5 milyar dolarlara çıkmasın ? İçerik anlamında evet iyiyiz, çok fazla hikayemiz var. Birleşik Krallık’ta çıkacak bir filmle Türkiye’de çıkacak bir film arasında içerik anlamında bir farklılık yok lakin süsleme sanatı onlarda daha iyi ; görsel efekt,ses, kullanılan teknoloji anlamında vs. Sinema sektöründe uzman değilim ama, sektörün analizi bunu gösteriyor.”diye konuştu.
Öz : Piyasa olarak eksiğimiz araştırmadan iş yapmak
“Yaratıcı endüstri tarafında bizim piyasa olarak eksiğimiz, çok fazla araştırmayıp hemen iş yapmak. İçeriği büyütmek, kalitenin artması için farklı şeyler kullanmak gerekiyor. Evet belki gider geliri yan yana koyduğunuz zaman bu sistemleri almakta Türk sineması veya yaratıcı endüstriler platformları sıkıntı yaşayabilirler ama çok fazla iç pazar düşünerek çalışıyoruz. Zaten hali hazırda bir pazar payınız var. Türk üreticiler için, bunu biraz daha büyüterek bunu globale de açmak gerekli. Pazarlama tarafı ise çok ayrı bir iş, para harcamanız gereken, iyi iş bağlantılarınızın olması gereken bir iş ve piyasada önemli rol oynayan insanlarla, kurumlarla çalışmanız gerekiyor.”diyen Öz, Birleşik Krallık ve Türkiye ilişkisine dikkat çekti:
“Birleşik Krallık ile karşılıklı çalışmalar var Ankara ve Londra da ticaret üzerine çalışmalar yapan gruplar var.  Kısa vadede baktığımız zaman Türkiye son birkaç aydır daha rahatız ama daha öncelerde kendi iç politikalarına  yoğunlaşması gerekiyordu. İngiltere’nin de kendi içerisinde bir Brexit davası var çözülmesi gereken aslında ilişkiler devam ediyor ama iki ülkenin de kendi içinde çözmesi gereken dinamikler var, bu dinamikleri çözmeye çalışıyorlar. Bu rakamlar artacaktır. Örneğin 2018 yılı bu problemleri yaşadıkları yıllardı ama ticaret arttı, Birleşik Krallık’tan buraya çok ciddi yatırım da var. Türkiye ve Birleşik Krallık genel ekonomi  anlamında da yaratıcı sektörler anlamında da çok fazla ortaklığa gebe.
Son yıllarda Birleşik Krallık-Türkiye ilişkileri hep artan bir ivme de gitti hiçbir şekilde bir bloklanma veya herhangi bir sıkıntı yaşamadı. Türkiye’nin Birleşik Krallık’a ihraç ettiği ana kalemler var, tekstil gibi, beyaz eşya gibi, otomotiv gibi . Birleşik Kralllık’ın da Türkiye’ye ihraç ettiği metal, kimyasal dediğimiz veya farklı sektörlerden ürünler var.”
Öz, bu yıl ikincisi düzenlenen Emerging Cinema Markets Conference’ın (ECC)  İstanbul’da düzenlenmesini de şu sözlerle değerlendirdi, “Bugün ECC’ye baktığımız zaman aslında konferansın İstanbul’da olması ve buranın ev sahipliği yapması büyük bir olay neden ?
Çünkü burada nereden baksanız bugün 15’e yakın ülkenin sektörden temsilcileri var. Hangi bölgeleri bugün burada misafir ediyoruz ; Balkan ülkeleri var Avrupa ‘dan belli başlı ülkeler var, Birleşik Krallık olmak üzere, Almanya olmak üzere, Orta Asya bölgesinden; Özbekistan, Tacikistan vs. buralarda da bir sinema endüstrisinde gelişim var.”
Teknolojinin sinema sektörünü geliştirebilecek en büyük etkenlerden biri olduğunu vurgulayan Öz, teknolojik gelişmeleri takip etmenin önemini vurguladı : “Teknoloji artık, her sektörde rol oynadığı gibi bunda da rol oynamaya başladı, tiyatroda bile teknoloji kullanılabiliyor artık. Baktığınız zaman oyun endüstrisi bu VR sistemleri dediğimiz yaratıcı sistemler bunların hepsi artık sinema marketinde çok büyük yer alıyor, sektör kendi içinde yeniden bir kendini geliştirmeye çalışıyor.
Onun için teknolojiye ayak uydurup, insanların ihtiyaçlarına ayak uydurmaya çalışıyor, çünkü çağ değişiyor, platformlar değişiyor evet sinema çok değişmeyen bir platform ama kendini yenilemesi gerekiyor. Görsel efektler olsun, ekran kalitesi olsun, ses kalitesi olsun, bunların mühendislikleri olsun, sektörün kendi içinden yeniden bir reforma gitmesi gerekiyor ve sektör de bunu yapıyor. Dünya üzerinde tabii ki bunu yapan lider ülkeler var; ABD, Birleşik Krallık bunlardan biri.
Birleşik Krallık üzerinden konuşmak gerekirse sektör çok büyük Birleşik Krallık’ta yani yaklaşık 100 milyar sterline yakın bir yaratıcı sektör adı altında bulunan firmaların oluşturduğu bir ekonomi var ve bu çok ciddi bir rakam bu. Bunun altında sinema endüstrisi var bunun altında oyun sektörü var, bunun  altında animasyon ve bunun gibi daha bir sürü farklı sektör var, bu ciddi bir ekonomi oluşturuyor.
Yani hayatınızın bir entegre parçası artık ve çok büyük bir sektör. Dediğim gibi harici olarak da  Türkiye’nin etrafındaki gelişmekte olan Arap ve Asya ülkeleri de daha bu sinema sektörünün ve yaratıcı endüstri dediğimiz sektörün başındalar yolun,yani bu sektörler hali hazırda orada olsa bile teknolojik reformları daha gerçekleştirilmiş pazarlar değil, ve bunun gerçekleştirilmesi gerekiyor” diye konuştu. (Fotoğraflı)