BAŞARAN: RİSKİ HEP BİRLİKTE ALDIK
Bursa'da 12'nci Kalite ve Başarı Sempozyumu kapsamında yapılan 'Sürdürülebilir Başarı' oturumu gerçekleştirildi. Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Genel Sekreteri Prof. Dr. Ercan Tezer başkanlığında yapılan oturumda Tofaş Ceo'su Kamil Başaran ve Taşıt Araçları ve Yan Sanayicileri Derneği (TAYSAD) Başkanı Mehmet Dudaroğlu konuşmacı olarak katıldı.
Sürdürülebilirlik üzerine konuşan Tofaş Ceo'su Başaran, Türkiye otomotiv sektörü olarak nereye giderse gitsin bir aşama kaydedildiğini belirterek, Tofaş açısından baktıklarında bugüne kadar yaptıkları her çalışmada kriterler olduğunu ifade etti. Başaran, "Karlılık nedir, ne yatırım yapacağız, ne kadar istihdam yapacağız diyorduk. Hepsinin altında topluma, çevreye etkisi ne olur diye bakıyorduk. Bugün itibariyle otomotivde sürdürülebilirlik ilk sırada. Biz ne zaman bir pazara girsek önce pazar büyüklüğüne bakıyoruz. Aksiyon için yeterli mi? Eğer pazarda bir tanım varsa hangisinin üzerine gidilebilir. Türkiye'ye baktığımızda ben Tofaş'a 1984'te girdiğimde 30 bin civarındaydı. Bugün 400 bin kapasiteye çıktığı, Türkiye kapasitesi son 3 - 4 yılda 700 binken, geçen sene 854 bin pazara ulaştı. Demekki sadece pazara büyüklüğü ürün satmak için değil, üretmek için fırsatlar verdi. Ürettik, ürettik, ürettik kendi networkümüzü geliştirdik. Riski hep birlikte aldık" diye konuştu.
"ZEYTİN İŞÇİLERİ İLE BUGÜNLERE GELDİK"
İşçilerinin desteği ile bugünlere geldiklerini söyleyen Başaran, "Tüm değer zincirlerimize yöneldik. Zeytin zamanı izin alan işçilerimiz vardı. Siz onlarla bu sanayiyi yaptık. Hepsi dünyanın en kaliteli çalışan haline geldi. Hepsi sadece kaliteli üretim yapmak da değil, kas, beyin, gönül gücünden buralara geldik. Toplumu sürdürülebilir yere getirdik. Yaptığımız her türlü işte toplum ekonomi çevre açısından liderlik ediyoruz. Toplum neması nedir? İthalat, ihracat dengesi sadece şirket değil, ülke ekonomisini ne olacağı, dış ticaret fazlası ne olacağı yönünde ortaya koymaya çalışıyoruz" dedi.
"SÜREKLİ İHRACATLA DEPLASMANLARDA MAÇ KAZANAMAYIZ"
İç pazarda tek başına ürün yapma stratejilerinin kalmadığını dile getiren Başaran, "Doblo ile gerçekleştirdiğimiz yolculukta üçte biri iç pazar olmakla birlikte üçte ikisi ihracata çevirmek üzere strateji gerçekleştirdik. Çok sağlıklı yapılara kavuşturduk yaptığımız ürünleri. Şu an çok ağırlıklı ihracata çalışıyoruz. Tüm anlattıklarımdan sonra çok net bir cevap vereyim. Biz sürekli ihracatla deplasmanlarda maç kazanamayız. Bizim kendi sahamızda güçlü altyapı, sağlıklı bir pazara, dünyaya entegre müşteri yapısına hitap edecek yetkinliklerden geçiyor. Bu ekonomiye çekim veren herkes, sağlıklı güçlü ülke ekonomisini destekler projeler geliştirmemiz lazım" diye konuştu.
"STRATEJİK ORTAMDA İHRACATI DENGELİ OLARAK PAZARLARA YAYMALIYIZ"
Dünyanın tüm coğrafi bölgeleri konjoktürel değişikler içinde hiç beklenmedik değişimler yaşanabildiğini söyleyen Başaran, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Rusya'ya yatırım yapanların şu an ne kadar büyük sorunlarla karşılaşabileceğini görüyoruz. Ukrayna'da oldu, kimse bilmiyor, net de birşey konuşamıyor. Avrupa'ya kriz geldiğinden itibaren tüm üretimlerin aşağıya inmesi bize öğreten ihracat bölgerini çeşitlendirmek, yaymak oldu. Latin Amerika'ya bile ihracatımızı 1'e 10 arttırma şansımız oldu. İhracatta bu stratejik ortamda dengeli olarak pazarlara yaymaktan geçiyor."
"TÜRKİYE'DE ÇOK CİDDİ KABADAYI YATIRIMLAR İÇİNE GİRİYORUZ"
Türkiye'nin hap ürünler üretmesi gerektiğini söyleyen Başaran, Türkiye'nin marka yaratmasa bile fikri ive sınai haklarını önplanda tutması gerektiğini kaydetti. Ürünün sadece o ülkede üretilmesi gerektiğini belirten Başaran, yapılacak anlaşmalarla o ürünün sadece burada olması için Ar-Ge teknolojisini buraya koymaları gerektiğini dile getirdi. Başaran, Doblo ve Mini Cargo'nun fikri ve sınai haklarının kendilerine ait olduğunu dile söyledi. Bir hafta önce Brezilya'ya gittiğini açıklayan Başaran, "Brezilya'da 5 senede 3,5 milyonluk pazar 4 milyonlara geliyor. Yaklaşık yüzde 40 boş kapasite var. Yabancı ortağımız olan yöntemciler, Türkiye'de çok ciddi kabadayı yatırımlar içine giriyoruz. Son zamanlarda 1 milyar dolar açıkladık eğer pozitif gidebilirse önümüzdeki dönemde en az bu kadar daha açıklayabiliriz. Ama herkesin kendi sorunu var. Kapasite doldurum sorunu var. Türkiye'ye böyle proje getirme hem Ar-Ge, hem yatırımı ile meşakkatli bir iş. Ar-Ge teşviği ile mi oluyor? İnanın değil, karar almada pskolojik çok önemli biri konu. Son zamanlarda biraz daha iyileştirmeye ihtiyaç var" diye konuştu.
"YENİ İŞ İMKANLARI BULMAYA ÇALIŞIYORUZ"
TAYSAD Başkanı Mehmet Dudaroğlu ise sürdürülebilirlik için stratejik boyutun önemli olduğunu vurguladı. Hiper rekabet olduğunu pazardaki kesinliğin ve stabil olmayan bir pazar olduğunu kaydeden Dudaroğlu, atılgan yönetim biçimleri ile başarının geleceğini söyledi. Türkiye iç pazarının büyümesini arzu ettiklerini belirten Dudaroğlu, üretimimizin iç pazardaki anasanayi firmalarına verdiklerini söyledi. İthalatla büyüyen değil kendi üretimleri, model çeşiktilliği ile yüzde 60'ını iç pazara verebildikleri ana sanayi içinde olmanın önemli olduğunu kaydetti. Dudaroğlu, ana sanayiden kalite, zamanında teslimat, iyi ilişkiler, özellikle yetkin insan kaynağı, kullanılan teknolojiler, iç pazarda uygun olan iç pazara yönelik sürdürdükleri takdirde ilerleyemeyeceklerini gördüklerini kaydetti. Dudaroğlu, "Dünyanın çeşitli yerlerinde ana sanayilere firmalarına kendi üyelerimizi taşımak, oralarda yeni iş imkanlarını bulabilmeye çalışıyoruz. Bunlarla birlikte üretimin Çin'e, Rusya Bölgesi'ne kayması, Hindistan önemli bir pazar oldu. Bu ülkelerde işbirliklerini arıyor durumda olduk. Oradaki ana sanayilerle, işbirlikleri arıyoruz. ABD'de, Brezilya, Meksika'da işbirlikleri arıyoruz. Gelecek vaat eden 19 ülkede 22 yatırım yapılmış durumda. Burada Rusya ağırlıklı Çin öne çıkıyor. ABD, Fransa, İngiltere, İtalya'da yatırım olmakla birlikte birleşmiş ülkelere doğru yatırımlar sürdürülmekte. Bunların her biri firmaların üretim stratejileri ile oluyor. Üretim yapılmış ana sanayi yoğunlaşmış yerlerde sağlamak konusunda strateji oluşturdular. Biz de destek olmaya, iş seyahatleri oluşturmaya çalışıyoruz" diye konuştu. 
"YETKİN İNSAN GÜCÜ SORUNU YAŞIYORUZ"
Katma değeri yüksek ürünlere yönelmesini sağlamak güçlü sanayi güçlü marka sloganımız öne çıkıyor. Marka değerimizi öne çıkarmamız gerekiyor. Otomotiv sektöründe kalifiye eleman konusuna da değinen Dudaroğlu, hızlı teknoloji ve yeniliklere karşı yetkin insan gücü konusunda sıkıntı yaşadıklarını da sözlerine ekledi.

ST-Mİ(FK/AK) (FOTOĞRAFLI)