Hasan DEMİRBAŞ/ANTALYA, () - HİZMET-İş Sendikası Genel Başkanı Mahmut Arslan, özel sözleşmeli personel uygulamasının çalışanların toplu sözleşme haklarının, ikramiye haklarının elinden alınması için bir yöntem olduğunu belirterek, Türkiye'nin yaşadığı 15 Temmuz krizine rağmen hala bu anlayışın devam ettirilmesini anlamanın mümkün olmadığını söyledi. Hizmet-İş Sendikası, kuruluşunun 39'uncu yıldönümü nedeniyle Kundu'daki Adalya Otel'de toplantı düzenledi. Törene sendika üyelerinin yanı sıra Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Birol Ekici, Aksu Belediye Başkanı Halil Şahin, Serik Belediye Başkanı Ramazan Çalık, Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Adlıhan Dere katıldı. Toplantıda konuşan, aynı zamanda Hak İş Konfederasyonu Genel başkanı olan Hizmet-İş Sendikası Genel Başkanı Mahmut Arslan, 15 Temmuz darbe girişiminde 4 üyelerini şehit verdiklerini, 100'den fazla üyelerinin de yaralandığını hatırlattı. 185 BİN ÜYE Sendika hakkında da bilgi veren Arslan, "Sendikamız Hizmet-İş bugün 185 binin üzerinde üyesiyle işkolunun ve konfederasyonumuz Hak-İş'in en büyük, ülkemizin de ikinci büyük sendikası haline gelmiştir. Bugün 47 şube, 2 bölge ve 15 il başkanlığı ile ülkemizin en yaygın teşkilat ağına sahiptir" dedi. ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNE DESTEK Türkiye'nin ihtiyaçtan dolayı anayasa değişikliğini yapmak zorunda olduğunu savunan Mahmut Arslan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin inisiyatif almasının Türkiye'nin geleceği açısından hayırlı olduğunu aktardı. TAŞERON İŞÇİLER KONUSU Taşeron işçiler konusundaki hedefleri gerçekleştirmek için yeni birtakım çalışmalara başladıklarını anlatan Mahmut Arslan, Maliye Bakanı başta olmak üzere Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı'nın taşeron işçiler konusundaki fikirleriyle uyuşmadıklarını söyledi. Hükümet yetkililerinin bu yaklaşımların kendilerini üzdüğünü ve tedirgin ettiğini dile getiren Arslan, şöyle devam etti: "Taşeron işçiler yıllarca sahipsiz kaldı. 2014 yılında Hizmet-İş sendikası olarak kampanya ile henüz yasalar bile yokken, taşeron işçilere sağlanan herhangi bir imkan yokken meydanlara indik. Binlerce taşeron işçiyi sendikalarımıza üye yaptık. Bu üyelikleri yaparken onlara toplu sözleşme hakları olduğunu, kıdem tazminatları, izin haklarının olduğunun altını çizdik. Bize güvendiler, destek verdiler. Binlerce Hak-İş'e bağlı sendikalarımıza üye oldu. Şu anda Hak-İş'in 220 bin civarında taşeron işçi üyesi var. Biz bu arkadaşlarımıza bu istikamette bir hedef koyarken, hükümetimiz hiç de bizim hesabımızda olmayan bir düzenleme ortaya çıkardı. Bu da özel sözleşmeli personel çalışmasıdır." 'HÜKÜMETİN BAŞKA YERDE DURMASI BİZİ ENDİŞELENDİRİYOR' Özel sözleşmeli personel uygulamasının aslında çalışanların emek haklarının, toplu sözleşme haklarının, ikramiye haklarının elinden alınması için bir yöntem olduğunu anlatan Mahmut Arslan, Türkiye'nin yaşadığı 15 Temmuz krizine rağmen hala bu anlayışın devam ettirilmesini anlamanın mümkün olmadığını kaydetti. Arslan, "Biz yeni hükümetten özel sözleşmeli personel uygulamasından vazgeçmesini beklerken, yeni hükümetin de aynı noktada olduğunu hissediyoruz. Hükümetin taleplerimizin ne anlama geldiğini iyi anlaması gerekiyor. Hükümetimizin başka bir yerde durmuş olması açıkçası bizi endişelendiriyor."