Gülseli KENARLI / İSTANBUL, 18 Nİsan () - TÜRKİYE'DE etkisini giderek daha çok hissettiren iklim değişikliği nedeniyle, kuraklığa dayanıklı tohum geliştirilmesi gerektiğine dikkat çeken uzmanlar, rekolte kaybının gıda ürünleri fiyatlarında artışları hızlandırabileceği uyarısı yapıyorlar.

Tarım biyoteknolojik çalışmalarla genetiği değiştirilerek olumsuz hava koşullarına dayanıklı tohum üretimi yapılıyor. Ancak bu durum ve ithal tohumlar ürün çeşitliliği açısında oldukça zengin olan ülkemizde yerli tohumların kaybolmasına neden oluyor.

Olumsuz hava koşullarının etkisiyle bu yıl bir çok tarım üründe kayıplar yaşandı. Bazı ürünlerin kalitesinde ki düşüş, bazı ürünlerinde rekolte kaybı gıda fiyatlarının artmasına neden oluyor.

"KAR OLMAMASI HAŞARELERİN OLMASINA NEDEN OLACAK"
İstanbul Teknik Üniversitesi Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji ve Afet Yönetimi uzmanı Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, 2014 yılında Türkiye genelinde Doğu Anadolu ve Doğu Karadeniz dışındaki bölgelerde yağışın mevsim normallerinin altında, sıcaklıkların ise mevsim normallerinin üzerinde olacağını belirterek, "Kışı da karsız geçirdik. Toprak suya doymadı, yer altı suyu beslenemedi, toprak kuru. Sıcak hava nedeniyle sulu tarım yapılan yerlerde su kıtlığı olacak. Bazı bölgelerde kar olmaması haşerelerin olmasına neden olacak. Yer altı suyu beslenmediği için kuyu suları da aşağıya çekilmiş olacak. Bazı yerlerde yer altı suları için boru ekleseler de yeterli olmayacak. İlk baharda son donlar yaşanacak bu da çiçeklenmiş bitkileri etkileyecek" dedi.

"RASTGELE YAPILAŞMADAN ZİYADE..."
Kadıoğlu, meteorolojik olayların uzun vadeli ve yakın takip edilmesi gerektiğini belirterek, "Tarım üstü açık bir fabrika. Önümüzdeki altı ay nasıl olacak. Hangi çeşit tohum kullanılacak. Bizim uzun vade de daha çok kurak topraklarda yetişen ürünlere yönelmemiz lazım. İklimimiz değişiyor. Buharlaşma nasıl olacak onu bilerek tarım ürün desen artısını değiştirmesi gerekiyor. İleriki yıllarda tarıma uygun olan arazileri iklim değişikliğine göre planlamak gerekiyor. Önümüzdeki yıllarda tarıma elverişli bölgeleri ayırmamız lazım. Sulama alt yapılarının ayarlanması gerekiyor. Rastgele yapılaşmadan ziyade yarın bir gün birinci sınıf tarım bölgesi olacak yerler için uygulamaya geçilmelidir. Tarımsal üretim planlaması yapması lazım" diye konuştu.

"ÜRETİCİYİ KORUMAK İÇİN FİYATLARA MÜDAHALE EDİLEBİLİR"
Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis, yerli tarım üretiminin kalitesinin ve verimliliğinin artırması gerektiğini, fiyatları ayarlamak, üreticiyi korumak için fiyatlara müdahale edilebileceğine dikkat çekerek, "Tüketici için ithalat yapılabilir ama bu noktada da çok dikkatli olunmalı" dedi ve ekledi:

"İthalat yapılırken hem üreticiyi hem de tüketiciyi korumak gerekiyor. Üretim artışı ile çiftçinin kârla satmasını sağladığımızda ürünlerde fiyat artışı olmaz. Bizim bütün rakamlarımız şeffaf olmalı, üretim, tüketim ve ihracat rakamlarımız. Bunlara göre üretim ve ithalat yapmalıyız. Bu olumsuz hava şartları tohum ıslahı yapmamızı gerektiriyor. Muhakkak tohum bankalarında atalarımız ekip çoğalıp ürettiği ürünlerin tohumlarını saklamalıyız. Onların korunması için gelecek nesil yerli tohumlarımıza geçelim, aksi halde bu ülkede çok farklı sonuçlara ulaşacaktır."
 
"TOHUM DEJENERE OLUYOR"
Tohumlarla ilgili genetiği değiştirilmiş ürünler son yıllarda daha çok gündeme geldiğine işaret eden Reis, "Bu alanda biyoteknolojik çalışmalar karşı değilim. Ama bunu ekonomik üstünlük sayan ülkeler var ve bunu belli ülkeler yapıyor" diye anımsattı ve ekledi:

"Türkiye bitki çeşitliliği açısında önemli bir ülke ve bunu korumalıdır. İki tane tohum bankası var ülkemizde. Hububat ile ilgili nohut, fasulye, mercimek tohumuna Türkiye sahip çıkmalı. Türkiye'nin daha sağlıklı yetişmesi için bu önem arz ediyor. Her sene tohum dejenere oluyor. Çiftçi ekiyor, bir sonraki senen yine ekiliyor, zaman zaman toprak nadasa bırakılara, farklı tohumlar ekiler bu dejenerasyon önlenebilir. Türkiye olarak gelecek asırları düşünüp tedbir almalıyız."

"TOPRAKLARIMIZ TARIM AMACI DIŞIDA KULLANIYOR"
Sıcaklığa dayanıklı, soğuğa dayanıklı biyoteknolojik çalışmalara karşı olmadığını belirten Reis sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ancak insan sağlığına karşı çalışmalara yapılıyor ve bu tohumlarda 'insan sağlığını tehdit edecek şeylere rastlanmadı' diyorlar. Bu söz konusu tohumların faydalı olduğu anlamına gelmiyor. Bazı Avrupa ülkeleri bu tür ürünleri almıyor bile. Türkiye'deki yapılaşma ve küresel iklim değişikli insan eliyle oluşuyor. Doğayı sahiplenirken bu konuda yapılanların önüne geçiliyor ama biz bunun daha da önüne geçmeliyiz. Topraklarımız tarım amacı dışında kullanıyor. Tatil bölgelerinde, ay çiçeği, zeytin sökülerek yazlıklar yapılıyor. Karadeniz'de balık çeşitleri azaldı, denizlerimizi, akarsularımızı kirletiyoruz."

Önlem alınması gerektiğini belirten Reis, yerli tohuma dikkat çekerek, "Aksi taktirde genetiği oynanmış tohumlarla karın doyurulur ama beslenme olmaz. Günümüzde ithal edilen tohum miktarı azaldı. Aldığımız bir çileğin, salatalığın, kavunun tatlarının eskisi gibi olmadığının hepimiz farkındayız" dedi.

"BİRBİRİMİZİ ANLAYIP KOORDİNASYON SAĞLAMASI LAZIM"
Mehmet Reis, devletin, işadamlarının ve çiftçinin koordinasyon içinde olması ve birbirini iyi anlaması gerektiğine dikkat çekerek şunları söyledi:

"Melezleme, hibrit, genetiği değiştirilmiş gibi belirli üretim şekilleri vardır. Bizim bunların dışında kendi tohumumuza sahip çıkarak çalışmalar yapmalıyız. Taşköprü sarımsağını eskiden bir yıl kullanırdınız. Sarımsağın dayanıklılık süresi 7-8 aya kadar düştü. Kendi özelliklerini yitirmeye başladı. Taşköprü sarımsağımızın yabancı mikro organizmalardan arındırabilmek için Kastamonu Üniversitesi ile pilot bir çalışma başlattık. Çalışmalarla olumsuzluklarını engellemeye çalışacağız. Kastamonu Üniversitesi ile protokol imzaladık. Taşköprü sarımsağı ile ilgili. Metro Gross market zinciri ile Taşköprü'de 50 dönüm arazide iyi tarım projesi başlattık. Tamamen doğal ekimle yapılmış bir çalışma. Çiftçimiz bizden görecek ekecek, iyi tarım uygulaması ile o ürünü daha çabuk satacak. Türkiye kendi sarımsağını karşılayacak durumda. Bu imkanlar var ama sarımsağı ithal ediyoruz.
Biz bu pilot çalışmayı yapıyoruz ve devletten destek istemiyoruz. Önce birbirimizi anlayıp koordinasyon sağlaması lazım. Ankara, iş adamları, çiftçi koordinasyon içinde olmalıdır."

"ÖZEL SEKTÖR YERLİ TOHUMLARA SAHİP ÇIKMALI"
Yanlış ilaçlama ve gübrelemeyle ne kadar geleneksel tarım yapılsa da tohumlarda dejenerasyon yaratıldığına vurgu yapan Reis, "Bu gerçekten çok ciddi bir şekilde ele alınmalı. Yerel tohumlarımızın bozulmaması için çaba gösterelim. ABD'den fasulye alındı, tadı bizimkinin yanından bile geçmiyor. Özellikle buğdayın olumsuz hava koşullarına karşı dayanıklılık çalışmaları yapılmalı. Lütfen bize kulak versinler. Biz kimsenin yanlışını ortaya çıkartmak niyetinde değiliz, biz bu günün gerçeğini açıklayarak sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Özellikle özel sektör yerli tohumlara sahip çıkmalı" dedi.

(OSS)