YARININ REKABETÇİ SEKTÖRLERİ Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde, ‘Yarının rekabetçi sektörleri’ başlıklı oturumun moderatörlüğünü THY Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı yaptı. Oturumda Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Ülker, Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve HepsiBurada Yönetim Kurulu Başkanı Hanzade Doğan Boyner, Sabancı Holding Perakende ve Sigorta Grup Başkanı Haluk Dinçer, Turkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğlu, Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın, Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın katıldı. 4 MİLYAR KİŞİLİK PAZARA HİTAP EDİYORUZ Programda konuşan Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Ülker, 2007 yılında Godiva’ya yaptıkları yatırımın ufuk açıcı bir yatırım olduğunu dile getirdi. Unetid Biscuit ile global arenada kendilerini bulduklarını söyleyen Ülker, 4 milyar kişilik pazara hitap ettiklerini kaydetti. THY’nin uçtuğu her yerde kendilerinin de olduğunu söyleyen Ülker, sadece Ülker değil, tüm markalar ile hizmet verdiklerini açıkladı. Bazen marka alarak kısa yoldan ilerlemenin avantajlı olduğunu dile getiren Ülker. “Godiva beklemediğimiz bir hamleydi. İş modelini görüp anlamak için gittik. Boşluğu ve potansiyeli gördük. Biscuit’te birkaç marka vardı” diye konuştu. SEYAHATLERİMİZ DÜNYA GENELİNDE 5 KERE DÖNMEYE BEDEL Ülker ve Biscuit’in birbirini tamamladığının altını çizen Ülker, bu durumun fırsat olduğunu kaydetti. Global marka olunca herhangi bir ofise gerek olmadığını dile getiren Ülker, “Şirketimizin genel merkezi İstanbul’da ama temsili kaldı. Seyahatlerimiz dünya genelinde 5 kere dönmeye bedeldir. Teknoloji çok gelişti bütün dünya ile entegre, birlikteyiz. Kurduğumuz merkezler birden fazla. Japonya, Çin’de ofis, Hindistan fabrika, Newyork, Londra ana üslerin destekçileri. 130 senelik Biscuit almak 70 senelik kültür ve deneyimi ile oldu. Tabi işi adapte etmeniz gerekiyor. Kendi kültürünüzü gerekiyor” dedi. GRUPTAKİ ŞİRKETLERİN 350 YILDIR FAALİYETLERİ SÜRÜYOR Goal21 kültürünü benimsediklerini söyleyen Ülker, içeriğindeki harflerden yola çıkarak şunları benimsediklerini kaydetti: “Herkes gezecek müşteri ziyaret edecek. Farklı coğrafyaları görecek. Şikayetleri dinleyecek. Topladığımız zaman gruptaki şirketlerin 350 yıldır faaliyetleri sürüyor. Sahaya doğru yansıtmak temel hedefimiz. Liderlik, modern, çağdaş, liderliği oturtmak, bulunduğumuz coğrafyada liderliği devam ettirmek. Afrika, Çin ve Hindistan gibi ülkelerde lider konuma gelmek. Lider olamasak da 2nci olmak.” YATIRIMLARIMIZ SÜRECEK Şirketler büyüdükçe oyunun kurallarının da değiştiğini söyleyen Ülker, profesyonelliğin ötesine geçip lokal olmak gerektiğinin altını çizdi. “Tepede oturan Murat Bey değil, tüketiciler” diyen Ülker, tüketicilerin istek ve ihtiyaçlarına göre hareket etmeleri gerektiğini kaydetti. Dünyada mülk değişimlerinin de değiştiğini belirten Ülker, “Pasifikte değişiklik var. Burayı hedefliyoruz. Çin sahilleri Endonezya özellikle Afrika ve Güney Amerika’ya açılmayı düşünüyoruz. Birçok coğrafyada gidip uygun üretmek pazarlama marka yatırımını öngörüyoruz. Risk her zaman var ama tartılan, ölçülen bir risk var. Yatırımlarımız devam edecek” diye konuştu. MARKA ARIYORUZ United Biscuit alımını büyük lokma olarak değerlendiren Ülker, “Büyüklüğü olan şirket sadece finansal açıdan değil, daha çok organizasyonal, sosyal boyutu ile sindirmek asıl mesele bu. Bir sene geçti gördük ki aynı gemiye binmiş aynı yöne ilerliyoruz. Başarılı sonuçlar elde ediyoruz. Yola çıktık gemi yürüyor. Marka arıyoruz. Farklı coğrafyalarda üretim tesisi arıyoruz. Belki Çin’de de ufak bir fabrika katılacak. Hayal kur, ne getirir bilemiyoruz” dedi. YIKIP YAPMAK LAZIM Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve HepsiBurada Yönetim Kurulu Başkanı Hanzade Doğan Boyner ise birçok görevinin bulunduğunu belirterek, en keyif aldığı işin HepsiBurada Şirketi olduğunu kaydetti. Bu firmada birçok sektörde dönüşüm yaşadıklarını söyleyen Boyner, perakende, lojistik gibi sektörlerde dönüşüm yaşandığını dile getirdi. HepsiBurada’da birçok değişikliğe imza attıklarını hatırlatan Boyner, her firmanın bazı dönemlerde yıkıp tekrar yapmak gerektiğini söyledi. Kendilerinin bunu gerçekleştirdiğini belirten Boyner, “İki sene önce yüzde 100 büyüyen HepsiBurada’yı tranformansyondan geçiyoruz dedik. Yerleşik şirket olmasak da tranformansyonu şimdi yapacağız dedik. Mesela toplantılar yeni kurallar geldi” diye konuştu. TÜRKİYE’DEN TEKNOLOJİ DEVİ ÇIKAR Her şirketin bir zirvesi olduğunu ifade eden Boyner, zirveye çıkıldığında ise bunun düşüşü de olduğunu belirterek, “Onun için yenilenmek çok önemlidir. Girişimci yöneticiler ise bu dünyanın olmazsa olmazıdır. Ama iyi bir girişimci işine sahibi çıkandır. Çalıştığı işyerini kendinin gibi görendir. Teknoloji herkesin DNA’sının içerisinde olması gerekiyor. Türkiye’den bir teknoloji devi çıkar ama önce Türkiye’nin temel bazı taşlarını yerine koyması gerekiyor. Bizler iş dünyası olarak ve sivil toplum örgütleri olarak sadece kısa süredeki karımıza odaklanarak da bu taşları yerine koyamayız. Bu bütün iş dünyası, politika yapıcılar, sivil toplum herkes el ele vermesi gerekiyor. Bu taşlar ise doğru değerleri, şeffaflığı ve güveni bu toplumda oturtmaktır. Şu anda Türkiye’de çok doğru politikalar yapılıyor. Girişimciler için teşvikler veriliyor. Teknoloji ve Ar-Ge destekleniyor. Ama gördüğüm kadarıyla genç üniversite öğrencileri hala ‘Benim tanıdığım yok, benim torpilim yok’ korkusu ile yaşıyor. Bu Türkiye’nin önündeki en büyük sorunlardan biridir. Biz o bütün genç mühendislere güven vermeliyiz. Türkiye’de eşit ve şeffaf bir sistem vardır. Haklının hakkı yenmez. Kanunlar işler güvenini verdiğiniz zaman teknoloji devi çıkar. Ama bu teknoloji devi için batmaktan ve kaybetmekten korkmamız gerekiyor” dedi. SAHİPLERİN ÖLMESİ İLE ŞİRKET ÖLMEMELİ Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın da, TAV hakkında değerlendirmelerde bulundu. Hamdi Akın, bu şirketin uluslararası bir şirket olduğunu belirterek, yüzde 48’inin halka açık olduğunu hatırlattı. Şirketin 200 - 300 yıl yaşayacak şirket olarak gördüklerini ifade eden Akın, “Bizimle birlikte ölmeyecek. Bir patron 5 - 6 defa yıkıp yapabilir. Her zaman mümkün olmayabilir. Sahibin değişmesi şirketin daha uzun yaşamasına neden oluyor. Yıkıp yapmak yerine o şirketten çıkmayı becerebilmelisiniz. Yeni gelen o parayı yatırınca daha iyi yönetecektir. Sahipliliğin değişimin önünde hiçbir şey olmamalı. Sahiplerin ölümü ile şirket ölmemeli. Bir şirkette ömür boyu kalmak mantıklı gelmiyor. Sermaye birikmesi için almak ve satmak lazım. Hep alıp satarak ben para kazandım. Sermaye biriktirmenin başka yolu yok. Her zaman umduğunuz gelirleri geri dönüşleri karlılığı yakalayamayabilirsiniz” diye konuştu. ELEKTRİKLİ ARABAYI NEDEN DÜŞÜNMÜYORUZ? Türkiye’deki talep gören sektörler ile ilgili değerlendirmede bulunan Akın, “Havaalanı gıdada rekabetçi olabilirsiniz. Motorlu yerli araba için çok uğraşıyorsunuz. Yapacağız ve rekabetçi olacağız. Motorlu araba yerine neden elektrikli araba yapmayı düşünmeyiz? Dünya ile 100 yıl fark var ama elektriklide bir ya da iki yıl fark var. Dolayısıyla elektrikli arabayı yerli yapabiliriz. Ne yapılabileceği araştırılmalı, büyük teşvik verilmeli. Ciddi rekabetçi oluruz. Bölgede tek güç olabiliriz” diye konuştu. ANAHTAR TESLİM HASATANE YAPAN ŞİRKETLER DOĞUYOR Medikal ve doktorlar dışında anahtar teslim hastane yapan şirketlerin doğduğuna işaret eden Akın, “Rekabet edebilecek şirketlere dönüşecek. TAV’da rekabetçi olmamız buna teknik olmamıza bağlıyoruz. Dışarıda taşerona vermiyoruz. Güvenlik otopark kendimiz işletiyoruz. Bunu öğrenmek için yaptık. Bütün bunları yapan dünyada başka havalimanı şirketi yok. Hastanelere de böyle şirketler geliyor. Medikal hariç hepsini bünyesinde çalıştıran şirketler uluslararası platformda çok ciddi işler bulup, büyük hastanelere teklif verecekler” dedi. “VİZYONER, İRADELİ, HEYECANLI GİRİŞİMCİLE Sabancı Holding Perakende ve Sigorta Grup Başkanı Haluk Dinçer ise Türkiye’nin rekabetçi olabileceği sektörlerin az olduğunu söyledi. Asgari ücrete yapılan yüzde 30’luk artışın ucuz emeği de bitirdiğini belirten Dinçer, eğitim, sağlık turizmi, tarım ve gıdada avantaj sağlanabileceğini kaydetti. Türkiye’nin turizmde dünyadaki 5 noktadan birisi olduğunu vurgulayan Dinçer, Doğu ve Batı arasında bir nokta olduğunu kaydetti. Türkiye’nin bundan sonraki dönemde başarılı olması ile dışarı taşıyacak vizyoner, iradeli, heyecanlı girişimcilere ihtiyaç olduğunun altını çizen Dinçer, “Bunların sayısının artması gerekiyor. İnsan kaynakları yatırım yapılması gerekiyor. Rekabetçi şirketler, rekabetçi yatırımlarla olur. İlk oturumda dijital dönüşüme ciddi yatırım yapılması gerekiyor. IT yerine strateji merkezine getirilmesi gerekiyor” dedi. KENDİ LİDER TAKIMI İLE YÖNETİLİYOR Sabancı’da portföy yönettiklerini söyleyen Dinçer, zamanı gelince bazı alanlardan çıktıklarını kaydetti. Sabancı’da her şirketin otonom yönetildiğini belirten Dinçer. “Güçlü finansal yapısı var. Altyapıya yatırım yapıyoruz. Operasyonel rekabet, verimlilik, müşteri odaklı çalışma var. Şirketlerin her biri kendi lider takımı ile yönetiliyor” diye konuştu. 1 MİLYAR İNSANI BİRBİRİNE BAĞLAYACAĞIZ Turkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğlu da, verimliliğin yüzde 50’den fazlası teknoloji kullanımından geldiğini açıkladı. 10 bin noktadan haneleri birbirine bağlayan ordan mobil teknoloji ile insanları birbirine bağlayan konuma geldiğini söyleyen Terzioğlu, “10 milyon haneye 100 milyon insanı önümüzdeki dönem 1 milyar insanı, hane ve nesneyi birbirine bağlayacağız. Heyecan verici bir dönem. Teknolojik avantaj olduğu bir dönem” şeklinde konuştu. BİR NUMARALI KÜÇÜK EKRAN OPERATÖRÜ OLMAYI HEDEFLİYORUZ Türkiye’de iş yapmaları açısından zor bir dönem olduğunu belirten Terzioğlu, “İlk gözüme çarpan gelirlerimizi yüzde 93’ü Türkiye’den kaynaklı. Bu kadar zor pazarda bu yetkinlikleri kullanabiliyorsak, böyle pazarlarda aynı başarıyı yakalayabilir miyiz? Coğrafi büyütebilir miyiz? Mobil ile sabit teknolojileri ayrı düşündük. Bütünleştikçe önemimiz hizmetlerimiz çeşitleniyor. Network sağlayıcıdan deneyim sağlayıcıya dönüşüyoruz. Bir numaralı küçük ekran operatörü olmak hedefliyoruz. Eğlence, eğitim, sağlık içeriği sağlayacağız” dedi. REFORMLAR GECİKİRSE BÜYÜMEMİZİ ETKİLENİR Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın ise kaynakların kısıtlı olmasının yanında aracılık hizmetlerinin yüksek olduğunu söyledi. Bilançomuzun 3’te 1'i yabancı kaynaklı olduğuna işaret eden Aydın, “Hükümet reform yapacağım diyor. Bunu yapabilecek güce sahip. Bu bizim için avantaj. Tasarruf arttırmaya katkı sağlayacak. Kredi ve bankacılık sektörüne ihtiyaç arttırıyor. Küresel ekonomi iyileşirse daha iyi noktalara gideceğiz. Reformlar gecikirse büyümemizi etkileyecektir. Sermaye büyütülmesinin cazip hale getirilmesi gerekiyor. Dünya ile rekabet değil yenebilecek insan kaynağımız var” dedi. FOTOĞRAFLI