ISPARTA'nın Sütçüler ilçesinde, emekli İshak Yeşil (55), 19 yılda biriktirdiği 2 bin eşyadan oluşan eski eserler koleksiyonunu, evi ile bahçesinde sergiliyor. Eski eşya tutkunu olduğunu söyleyen Yeşil, "Beş yaşındaki çocuğa dahi eski eserleri tutkuyla anlatıyorum. Kültürümüzü, değerlerimizi özellikle çocuklara tanıtmak, onlara aşılamak istiyorum" dedi.
İstanbul'da bir şirkette şoförlükten emekli olduktan sonra 2000 yılında memleketi Sütçüler'e bağlı Sarımehmetler Köyü'ne yerleşen 2 çocuk babası İshak Yeşil, o tarihten itibaren eski eşya  toplamaya başladı. Sütçüler ve Sarımehmetler'deli köylere giderek topladığı yaklaşık 2 bin eski eşyayı, evinin bir bölümü ile bahçesinde sergilemeye başladı. Aralarında karasaban, tuluk, döğen, kepçe, yöresel kıyafetler ve bakır kaplar bulunan eski eşyalarlka oluşturduğu mini müzesini vatandaşlara da açtı. İshak Yeşil, müzeyi ziyaret eden üniversite öğrencilerine, eskiye ait kıyafetleri o dönemi yaşamaları için deneme izni de veriyor.
'DEVLET BİZE İMKAN TANISIN'
Eşiyle yaşamını sürdüren İshak Yeşil, "Eski el dokuması halılar var. Çul tezgahı var. 130 yıl öncesine dayandırılıyor, sedir ağacı imalatı bir sistem. Kirkit ve makas ile beraber burada muhafaza altında. Ama dokuyan yok. Hiçbir karşılık ve menfaat beklemeden söylüyorum ki devlet bize imkan tanısın. Çul, halı ve kıl çorap dokutayım. Herkese öğreteyim. Çul, kıl çorap, dokuma halı ve hatta çarık hayatın içinden silinmesin. Hayatın içerisinde kimyasal madde içermeyen ürünler yer alsın. Ayrıca da kırsal kalkınma için çok önemli ve ilham verici bir başarı hikayesi yazılsın" dedi.
'ECDAT BUNUN KEŞFİNİ YÜZYILLAR ÖNCESİ GERÇEKLEŞTİRMİŞ'
Dünyanın en değerli parfümlerinin hammaddelerinden birinin de sedir ağacı olduğunu aktaran İshak Yeşil, Türk geleneğinde önemli bir yer tutan bebek beşiğinin de bu ağaçtan yapıldığını anlattı. İshak Yeşil, "Beşik, sedir ağacının urundan yapılır. Biz ona 'katran' deriz. Özelliği  kokulu olmasıdır. Bugün sedir ağacının hammaddesinden parfüm yapılıyor. Ecdat, bunun keşfini yüzyıllar öncesi gerçekleştirmiş. Bebek o beşikte altını kirletiyor. Ama sen o kokuyu hissetmiyorsun. Sedir ağacının yaydığı kokuyu alıyorsun. Dönelim bugüne. Beşikler plastik, naylon yani sağlıksız" diye konuştu.
'SADECE MÜZECİLİK FAALİYETİ YÜRÜTMÜYORUM'
Yüz yıllık bakır kaplar ve tahta kaşıkların da eserler arasında bulunduğunu vurgulayan İshak Yeşil, şöyle dedi:
"Yüzyıllardır kullanılan bu ürünler hala sağlamlığını koruyor. Bunlar bir kültür, yaşam şekli. Hepsinin bir hikayesi var. Ben sadece müzecilik faaliyeti yürütmüyorum. Onların hikayelerini de anlatmaya çalışıyorum. Örneğin ekmek teknesi neden ahşap? Kaşık neden öyle? Bunların sağlıkla ilişkisi olduğunu çok iyi biliyorum. Yemekten önce misafirin elini yıkaması için su dökülmesi, havlu tutulması. Bunlar hep kadim geleneklerimiz."
'5 YAŞINDAKİ ÇOCUĞA DAHİ TUTKUYLA ANLATIYORUM'
Kendisini eski eşya meraklısı olarak tanımlayan İshak Yeşil, "Sarımehmetler ve Sütçüler'e özgü eski eşya tutkusu hep canlıydı içimde. Köye dönüş yaptıktan sonra bu eski eşyaları biriktirme fikri filizlenmeye başladı. Şu anda burada 2 bin parça eski eşya var. Bu eşyaların tamamı Sütçüler ve Isparta'nın kullandıklarıdır. Karasabandan tuluğa, döğenden kepçeye, yöresel kıyafetlerden bakır kaplara kadar hayatın her alanında geçmişte ne kullanıldıysa, aklınıza ne geliyorsa burada var. 1223 tarihinde imal edilmiş bir çanak da var . Üzeri bakır, alt bölümünde ise tunç var. Kahve kavurma makinesi var. Katlanabilir bakırdan imal edilmiş bir sistem. Artık geri dönüşü mümkün olmayan karasaban var. Kullanım alanı da yok. Özgün sivil Türk mimarisinde çok önemli yer tutan ev dolapları var. Elektrikli değil, pilli radyolar var. Tabii ki o dönemler FM bandı yok. Orta kısa dalga 'Budapeşte' olarak tanımlanan frekansları çeken, çalışır halde radyolar var. Taş plak var. Çalışır durumda pikap bulunuyor. Yine gramofon var. Bu iş bende bir tutku haline geldi. 5 yaşındaki çocuğa dahi tutkuyla anlatıyorum. Kültürümüzü, değerlerimizi özellikle çocuklara tanıtmak, onlara aşılamak istiyorum" dedi.
'YABANCILAR KÜLTÜRÜMÜZE BİZDEN DAHA İLGİLİ'
Sosyal medya sitelerindeki paylaşımlar sayesinde Japonya, Almanya ve İsrail'den gelenler olduğunu kaydeden Yeşil, "Elazığ, Bayburt, Diyarbakır, İstanbul, İzmir ve daha nice şehirlerimizden gelen misafirlerimiz de var. Ama gözlemim şu ki yabancı kişiler kültürümüze bizden daha çok ilgili. Duyarlı şekilde yaklaşıyor, daha çok önemsiyorlar" diye konuştu.
İshak Yeşil hedefinin 2023 yılına kadar kadim kültürleri anlatan bir kitap yayımlamak olduğunu da söyledi.

FOTOĞRAFLI