Mehmet AKTARAN / İstanbul, () - CUMHURBAŞKANI adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Haliç Kongre Merkezi'ndeki bayramlaşma törenine katıldı. Törende bir konuşma yapan Erdoğan, önce Gazze'deki duruma değindi. Türkiye'nin çabalarıyla Gazze'de nihayet ateşkes ilan edildiğini belirten Erdoğan, "İsrail on yıllardır olduğu gibi bugün de hukuk tanımıyor. Bugün de ateşkeslere riayet etmiyor. Yine de Gazze'ye geçici bir süre insanî yardım ulaşması için ateşkes girişimlerimizi sürdürüyor, ateşkesin kalıcı olması için de çok yoğun çaba sarfediyoruz" dedi.

Erdoğan, şöyle devam etti:

"İsrail, Gazze'ye yönelik operasyonların başladığı günden bugüne 3 İsrailli sivilin hayatını kaybettiğini duyurdu. 3 İsrailli sivil karşılığında, Gazze'de şu ana kadar 1.100'e varan masum insan hayatını kaybetti. İsrail bu orantısız, insanlık ve vicdan dışı saldırılarına Hamas'ın attığı füzeleri bahane olarak gösteriyor.

İsrail, sözüm ona teröre karşı mücadele verdiğini iddia ederek, yaptığı katliamı, yaptığı soykırımı dünyaya meşru göstermeye çalışıyor. 500 ton bomba yağdırıyorsun, sürekli olarak fosfor bombalarını kullanıyorsun, tanklarla, toplarla buraya giriyorsun ve utanmadan sıkılmadan hâlâ Hamas'ı füze atıyor, roket atıyor diye dünyaya tanıtmaya çalışıyorsun."

"UYANIK OLMAMIZ LAZIM"

"En azından bizler, Türkiye olarak bu konuda uyanık olmamız lazım. Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir döneminde böyle hukuksuz, vicdansız bir saldırı meşru müdafaa olarak görülmez, savunma hakkı olarak görülemez. İsrail'in bu insanlık dışı saldırılarını, bu soykırım girişimini terörle mücadele gibi sunması, dünyadaki bazı devletlerin de maalesef buna inanmaları, yüz kızartıcı bir durumdur. İsrail'in kutsal günlere, farklı dinlere saygısının olmadığı bir kez daha görülmüştür. İsrail'in hukuk dinlemediği, bu son operasyonlarla tekrar ortaya çıkmıştır. En acısı da, İsrail'in kendisinden başka hiçkimseye hayat hakkı tanımadığı, kendisinden başka hiçkimseyi insan olarak, can olarak görmediği, insana ve insanlığa zerre kadar saygısının olmadığı ispatlanmıştır."

"BM ÖNÜNE GEÇMELİ"

"Dünya, özellikle de Birleşmiş Milletler, bu şımarıklığa, bu hukuk tanımazlığa karşı derhal tedbir almak, bu keyfice katliamların önüne güçlü şekilde geçmek zorundadır. İstanbul'da vandallık yapan, camı çerçeveyi kıran, esnafa, sokaktaki insana zarar veren göstericilere polisimiz biber gazı kullandı diye Avrupa'da birçokları ayağa kalkıyordu. Avrupalı siyasetçiler, bazı bilimadamları, uluslararası kimi örgütler, özellikle de Batı medyası sabah akşam Türkiye'den bahsediyor, sabah akşam Türkiye'yi eleştiriyordu. Gazze'de binden fazla kişi ölüyor, bu kişilerden, bu örgütlerden hiç ses yok."

"DÜNYADAN ÇIT ÇIKMIYOR"

"Taksim'den saatlerce canlı yayın yapan uluslararası medya, Gazze'de binden fazla kişi öldüğü halde haber bile yapmıyor, yapamıyor. Gazze'deki can kayıplarını habere değer bile görmüyor. Bir Avrupa ülkesinde, güya özgürlüğün, demokrasinin ülkesinde Gazze için eylem yapılması yasaklanıyor. Buna rağmen eylem yapanlara polis her türlü şiddeti uyguluyor. Dünyadan çıt çıkmıyor.



Gazze'de ölen bebeklerin masum tertemiz kanı, İsrail'in olduğu kadar, bu sessiz kalanların yüzüne de bulaşmıştır ve oradan hiç çıkmaz."

"BAZI AKTÖRLER ROLLERİNİ OYNUYOR"

"Büyük bir devletin yapması gereken ne ise onu yapıyoruz. Ve onu yapmaya devam edeceğiz. Bakın, içeride birileri Türkiye'yi aciz göstermek için elinden geleni yapıyor. Gazze meselesinin, Suriye, Irak meselesinin üzerini örtmek için, yani bölgedeki zalimlere destek vermek için içerideki bazı aktörler rollerini oynuyorlar.

Ellerine ne geçerse istismar etmekten kaçınmıyorlar. Yaptıkları sorumsuzca, cahilçe açıklamaların Türkmen kardeşlerimizin şartlarına zarar verdiğini anlamayacak kadar bu işin dışındalar. Kardeşlerim, bunlar Mısır'ın Gazze meselesinde arabulucu olması için çağrı yapıyorlardı. Şu anda Türkiye ateşkes görüşmelerinde en önemli aktör ve Mısır'a çare yapanların bir kez daha yüzleri kızardı."

"IRAK'TA BİZ 49 KARDEŞİMİZİ SAĞ SALİM GETİRME GAYRETİ İÇİNDEYİZ"

"Suriyeli misafirleri kışkırtmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Irak'ta biz 49 kardeşimizi sağ salim getirme gayreti içindeyiz. Türkiye büyük ama maalesef muhalefet hâlâ çok küçük. İnşallah onlar da anlayacaklar. 10 Ağustos'ta sandıktan çıkan sonuçla, bu ufuksuz, bu sorumsuz muhalefet kendisine çekidüzen vermek zorunda kalacak."

PARALEL YAPI

"Günlerdir bir senaryo sahneye kondu ve bunun senaristleri belli. Parelel yapı. Bu senaryo içinde, bağımsız söylenen, bağımlı milletvekilleri var, sözüm ona. Bunlar yasa tanımaz bir şekilde Adalet Sarayı'nın içine girecek kadar hassasiyetlerini kaybetmiş, sözüm ona milletvekilleri. Bunlar kendilerine göre orada bazı değerlendirmeler, bazı kararlar veriyorlar. Her şey yavaş yavaş ortaya çıkıyor.

Bunun da arkası gelecek, bunun arkasında nelerin olduğunu biz şu anda hissediyoruz, görüyoruz. Niye? Bunlar bizim ulusal güvenliğimizi tehdit etmek için her türlü adımları attılar. Bunlar devletin kurumları içerisine 40 yıllık bir çalışmayla yerleştiler. Bu süreç yeni bir süreç değil. Şimdi oradan bir dershane konusunda attığımız bir reform adımını kabullenemediler. Çünkü oradan çok büyük rant geliyordu, bu rantı kaybettikleri için çılgına döndüler."

"ELLERİNDE KELEPÇEYLE HAVA ATIYOR"

"Bir tanesi, ellerinde kelepçeyle hava atıyor, şov yapıyor. Peki kelepçe vurduklarınızın hali ne olacak? Bir tanesi 'Anacığına' diyor, 'Hatm-ı Şerif indiriyordum bu Namazan'da. 5 cüz kaldı' diyor, 'Bunu da bizi sevenler, bize inananlar tamamlarsa çok memnun olurum' diyor. Orada zaten çok bol vaktin olacak. Al yanına Kur'an-ı Kerim'i, orada tamamlarsın. Orada yeni hatimler de indirirsin, bunun istismarını neden yapıyorsun? Samimi değiller, dürüst değiller, işte bu şovmenliklerinden de belli oluyor.

'Bizim o polislerle işimiz yok' diyorlardı. Hepsi çıktı mı meydana? Nerelerle bağlantılı oldukları çıktı mı meydana? Çıktı. Dedik ya, 'İnine gireceğiz'. İnine girdik ve girmeye de devam edeceğiz. Bu can bu tende oldukça, bu mücadele devam edecektir. Bunlar benim şahsıma ihanet etmediler, bunlar bu ülkeye, bu millete ihanet ettiler. Bu konuda tabanları tenzih ederim. Bunlara gönül verenleri tenzih ederim. Bunları yönetenlerin uygulamalarıdır bunlar. Bunu iyi bilmemiz lazım. Bu sürecin daha da güçlü işleyebilmesi için muhalefetin kimlerle, nasıl işbirliği yaptığını görüyorsunuz değil mi? Çok açık net her şey ortada. Tezgah ortada, senaryo ortada."

Başbakan Erdoğan, konuşmasının sonunda, AK Parti'ye katılan 14 belediye başkanına rozetlerini taktı.