CUMHURİYET Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Yasemin Öney Cankurtaran, partisinin Bodrum İlçe Teşkilatı'nda yaptığı açıklamada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yakın kim varsa bürokraside bir yere geldiğini belirtip, "Serum tutan arkadaşı bakan olurken, bir gün de Emine Hanım'ın gün arkadaşlarını bürokraside üst yerlerde görürseniz şaşırmayın" dedi.
Tatil için geldiği Bodrum'daki ilk gününde, Ege Denizi'nin Gökova Körfezi açıklarında meydana gelen Richter ölçeğine göre 6.5 büyüklüğündeki depremi yaşayan CHP Genel Başkan Yardımcısı Yasemin Öney Cankurtaran, bugün partisinin Bodrum İlçe Teşkilatı'nı ziyaret etti. CHP Bodrum İlçe Başkanı Recai Seymen ve yönetim kurulu üyeleri ile sohbet eden Cankurtaran, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Yaşanan depremin çok şiddetli olmasına rağmen Bodrum'un korumacı imar planları nedeniyle dimdik kale gibi ayakta olduğunu belirten Cankurtaran,  hiçbir can kaybı ve yaralanmanın yaşanmamış olmasının sevindirici olduğunu söyledi. CHP'li Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon'a bu konuda teşekkür edip, Bodrumlular'a da geçmiş olsun dileğinde bulunan Cankurtaran, "Bu kadar fazla hissedilen ve bu büyüklükteki bir depreme rağmen Bodrum'da yapılanmada ve sosyal hayatta hiçbir aksama olmamıştır. Bodrum ve Bodrumlar sapasağlam ayakta olmaya devam ediyor. Gayet güzel Bodrum'da hayat devam ediyor. Bodrum kale gibi direncini göstermiş oldu" dedi.
"KHK'LER AKP'NİN SOPASI OLARAK KULLANILMAYA BAŞLANDI"
Bodrum Devlet Hastanesi'ndeki görevli iki kardiyologdan birinin izinde olduğunu, diğerinin ise KHK ile ihraç edildiğini belirten Cankurtaran, şöyle devam etti:
"İhtiyaç olsa maalesef doktor yok. AKP, FETÖ ile mücadele etmek adına bütün demokrat, sol görüşlü kişileri ihraç ederek KHK'leri de uygun olmayan şekilde kullanmaya devam ediyor. Bugün, kamuda çalışan 111 bin kişi ihraç edilmiş durumda. Bunların ne kadarı gerçekten FETÖ ile mücadele etmek üzere ihraç edildi? Kendine muhalif olan sol görüşlü insanları ihraç edilmek üzere bunun kullanıldığı çok ortada. Bunu partimizin genel başkanı da hastanede görüştüğümüz arkadaşlar da söylediler. İhraç edilen aynı zamanda adaşım olan Kardiyolog Yasemin Hanım, hiçbir şekilde FETÖ ile alakası olmayan biri. KHK'ler AKP'nin sopası olarak kullanılmaya başlandı. İnşallah ülkemiz, demokrasi düzenine bir an önce tekrar döner. OHAL rejimi diye bir şey yoktur. OHAL'i rejim haline çevirdik. İnşallah, bir an önce OHAL sürecinden normal demokrasi sürecine geçip, parlamenter sistemin gerektirdiği gibi ülke yönetimine devam ederiz" dedi.
"SAĞLIK SEKTÖRÜNE MENZİLCİLER YERLEŞTİRİLİYOR" İDDİASI
Sağlık sektöründe ilginç bir durum olduğunu öne süren Cankurtaran, "Milli Eğitim ve Emniyet'ten sonra 7 bin 573 kişiyle en fazla ihraç edilen kişi sağlık sektöründe. Fakat son dönemde basına da yansıyan haberlerden siz de bilirsiniz ki sağlık sektöründe Menzilci kadroların yerleştirildiği iddiaları çok yayılmaya başladı. Buradan anlıyoruz ki, AKP 15 Temmuz'daki darbe girişiminden bir ders çıkaramamış. Cemaatçi kadrolaşmanın verdiği bu hasara rağmen aynı şekilde yine cemaatleri yerleştiriyor bu kadrolara. Sağlık sektörünün Menzilciler'in eline bırakıldığı iddiaları nedeniyle kamuoyu ve bizler elbette çok endişeliyiz. Bu durumun derhal sona erdirilmesi, yapılanmada, kadrolaşmada artık liyakata göre atamaların yapılması özellikle bu konuda cemaatlerin eline teslim edilemeyecek bir devlet yönetim sisteminin kabul edilmesi gerekiyor" diye konuştu.
ATAMALARA TEPKİ
Cankurtaran sözlerini "Şimdi burada hakikaten atamalar deyince Türkiye'de çok enteresan şeyler oluyor. Yeni Gençlik Bakanı spordan ve gençlikten sorumlu bakan, Erdoğan'a 1990'lı yıllarda sanırım Düzce'deki trafik kazasında serum takan kişi. Bakan olarak atandı. Çok ilginç atamalar değil mi TRT Genel Müdürlüğü'ne Bilal Erdoğan'ın sınıf arkadaşı atandı. Emine Hanım'ın gün arkadaşlarını bürokraside üst yerlerde görürseniz şaşırmayın" dedi.
"JAPONLAR CİHAT DERSİMİ VERİYOR MATEMATİKTE DÜNYA ŞAMPİYONU"
AK Parti Milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı'nın, "Eğer, ortaöğretim diyorsanız matematik öğretmenin hiçbir anlamı yoktur" sözlerinin akıllara durgunluk verecek bir açıklama olduğunu söyleyen Cankurtaran şöyle devam etti:
"Ben, matematikte gayet iyiydim ama hiçbir cihat dersi almadım. Ya da Japonya'da cihat dersimi veriliyor da matematikte dünya birincisi buna bakmak lazım. Açıkçası Sayın Ahmet Hamdi Çamlı bu açıklamasıyla tam da çamları devirmiştir. Şimdi cihat kelimesi bir kere savaşı özendirmektir. Biz barışa yönelik eğitimi bunun üzerine inşa etmek istiyoruz. Radikalleşmenin önünü açacak bir eğitim sistemine tamamen reddedilmesi gerekiyor. Gelecek  21 yüzyıl bu sistemi kabul etmeyecekken, biz adeta geriye dönük milli eğitimde birtakım yeni yapılandırmaları yeni zihinlere yol açmamalıyız. Aksine bizim yönümüz her zaman demokratik laik hukuk sistemine, evrensel hukuk sistemine benimseme olmalı. Çamlı soyadıyla tam anlamıyla da çamları devirmiştir."
Eleştirilerini sürdürün Cankurtaran şunları söyledi:
"Şimdi yine devlet sistemine baktığınızda yönetimi Recep Tayyip Erdoğan'ın yeni Bakanlar listesine bakıyorsunuz ne kadar liyakat var ya da sadakat var anlaşılıyor. Tuğrul Türkeş mesela saf dışı bırakıldı, neden çünkü görevi bitti. Tayyip Erdoğan baktı ki zaten Devlet Bahçeli tamamen kendi yanında her türlü konuda desteği veriyor, o halde Tuğrul Türkeş'e gerek kalmadı. Daha önce de gördük. Abdullah Gül'dü, Davutoğlu'ydu ne zaman işleri bitti, gönderildi. FETÖ de aynı şekilde."
Cankurtaran'ın toplantısının diğer bölümü basına kapalı olarak devam etti.

FOTOĞRAFLI