Güven USTA/İSTANBUL,()-BAŞBAKAN Yardımcısı Veysi Kaynak, Rum, Ermeni, Musevi, Süryani, Keldani, Bulgar ve Gürcü cemaatleri tarafından düzenlenen geleneksel Mardinliler Eğitim ve Dayanışma Vakfı (MAREV) iftarına katıldı. 
Ataşehir'deki MAREV Vakfı binasındaki programda, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve  İstanbul  Milletvekili  Mehdi Eker Rum Ortodoks cemaati Ruhani Lideri Ekümenik Patrik Barthalomeos, Türkiye Ermenileri Patrik Kaymakamı Karekin Bekçiyan, Musevi cemaati Ruhani Lideri Türkiye Hahambaşısı İsak Haleva, Ankara, İstanbul, İzmir, Süryani Kadim cemaati Ruhani Lideri ve patrik vekili Morfilüksinos Yusuf Çetin davetliler arasında yer aldı.
İftarda konuşan Kaynak, azınlık vasfı nitelendirmesini asla kabullenemediğini, Türkiye'de azınlık bulunmadığını, herkesin Türkiye Cumhuriyeti'nin asıl, asil vatandaşları olduğunu bildirdi.
Kaynak, azınlık tabirinin Lozan hukukundan kaynaklanan hukuki sebeplerle kullanmak durumunda kalındığını belirterek, “Biz birlikte bir milletiz, sevincimiz, tasamız, hüznümüz... Birlikte milletiz. O yüzden elimden geldiği kadar tüm diğer dinlere mensup kardeşlerimizin özel günlerine, bayramlarına iştirak etmeye gayret ediyorum. Hatay'da da benzeri programlar icra ediliyor, Anadolu'nun her köşesinde aslında çeşitli ilahi dinlere mensup insanlar kardeşçe yüzyıllarca yaşadılar. Bunun bir tane ölçüsü vardı aslında. Öyle yapabilmenin sırrı, herkesin inancına saygı, herkesin inancının gereğini istediği gibi yerine getirebilmesine imkan vermek, herkesin ibadethanesine, herkesin dini önderlerine gereken saygıyı göstermek. Aslında laikliğin tanımı tam da bu değil mi? Laiklik, bir kimseye inanç dayatmaz, bir kimseyi inancından dolayı tahkir etmez, bir kimseyi inancından dolayı cezalandırmaz. Laikliğin tam da tanımı budur. Devletin görevi kimseye inanç dayatmak değil, devletin görevi kimseye hizaya sokmak falan değil ama devlet demokrasiden uzaklaşırsa, devlet hukuk devleti olmaktan çıkarsa, devlet laik devlet olmaktan çıkarsa, bunun cezasını, bunun acısını herkes yaşar." ifadelerini kullandı.

"SEMAVİ DİNLERE İNANAN CEMAATLERİMİZ BİZİ ARADILAR..."
Veysi Kaynak, 15 Temmuz darbe girişimine değinerek, "Milletimiz her rengiyle, her şekliyle, yaşlısıyla genciyle bu darbe girişiminin karşısında dimdik durdu. Bizim cemaatlerimiz, yani Müslümanlıktan başka dine inanan, semavi dinlere inanan cemaatlerimiz bizi aradılar, 'Biz ne yapabiliriz?' diye. Çünkü bayrağımız, milletimiz, devletimiz, devletimizin bütünlüğü, milletimizin bölünmezliği hepimizin teminatıdır." şeklinde konuştu.

"SURİYE'NİN KUZEYİNDE 86 KÖYÜN CAMİSİ BOMBALANMIŞTIR"
İslam adına kafa kesen, cinayet işleyen DEAŞ'ın Suriye ve Irak gibi kadim memleketlerin üçte birini zapt ettiğini belirten Kaynak, onların kullandığı silahların, maalesef batılı güçler tarafından üretilip verildiğini söyledi.
Başbakan Yardımcısı Kaynak, bu süre zarfında ortalama 5 bin DEAŞ teröristinin Türkiye'nin kolluk kuvvetlerince yakalanıp adalete teslim edildiğini ve tutuklandığını belirterek, 55 bin DEAŞ terörüne mensup olduğu düşünülen kişiye ülkeye giriş yasadığı konulduğunu açıkladı.
Veysi Kaynak, "Suriye'nin kuzeyinde 86 köyün camisi bombalanmıştır. Terör böyle bir şey. Terörün ne dini olur, ne imanı olur, ne inancı olur. Terörün her türlüsü lanetlenmiştir." dedi.

"CEMAATLERİMİZ BİZDEN ÇOK ŞEY İSTEMİYORLAR"
Cemaatlerin kendilerinden bazı taleplerinin olduğunu dile getiren Kaynak, "Hepimiz yarınlara daha umutlu bakabilmek için buradayız. Cemaatlerimiz bizden çok şey istemiyorlar. 'Çocuklarımız kendi dillerini öğrensinler, eğitim tesisleri olsun. Mensuplarımız kendi ibadethanelerinde ibadet edebilsinler, bizim ecdadımızdan kalmış taşınmazlarımız vakıflarımıza iade edilsin.' Bu taleplerin rahatsız ettiği bir tek kişi olabilir mi? Asla olmaz." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin 3 milyon mülteci barındırdığını ifade eden Kaynak, "Suriye'de yaşadıkları yerlerden ayrılanların yüzde 60'ının Türkiye'de barınıyor. Fırat Kalkanı Operasyonu ile terörden arındırılan o bölge inşallah bu kardeşlerimizin kendi vatanlarına dönmesini sağlayacaktır." dedi.
Nefret suçuna asla müsaade etmeyeceklerini vurgulayan Kaynak, İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu'nda yaptıkları en önemli değişikliğin nefret konusunu suç haline getirmek olduğunu söyledi.

"DEMEK FELAKETTE HEPİMİZ ORTAK KADERİ PAYLAŞIYORUZ"
Veysi Kaynak, sözlerini şöyle sürdürdü:
Hepimiz bu vatanın ortak evlatlarıyız. Bu toprakları ortak vatan yapmışız. 15 Temmuz'u hepimiz yaşadık. Belki Kurtuluş Savaşı'nı Çanakkale'yi yaşamadık. 15 Temmuz'da Ankara'nın meydanları üzerinde uçan uçaklar, İstanbul'un Boğaziçi Köprüsü'ne, Şehitler Köprüsü'ne mermi atan tanklar. Altında Müslüman mı, Yahudi mi, Hristiyan mı vardı biliyor muydu? Demek felakette hepimiz ortak kaderi paylaşıyoruz. Sizler 15 Temmuz günü bu vatanı, bu bayrağı, bu devleti dimdik ayakta tuttunuz, inşallah kıyamete kadar birlikte götüreceğiz.

(FOTOĞRAF)