Mehmet ÇINAR/ BURDUR, () - TÜRKİYE'de mermer üretiminin en çok yapıldığı Burdur'un Yeşilova İlçesi'nde 2 mermer ocağı sahibi, 250'şer dönüm kurak ve taşlık arazilerde lavanta üretimine başladı. Mermer ocağı sahiplerinden Asım Çevni, doğaya verdikleri zararı, az da olsa bu şekilde telafi etmek istediklerini söyledi.
Mermer ocakları, Türkiye'de özellikle Antalya, Isparta ve Burdur illerinde çevre kirliliği açısından şikayetlere neden olup büyük tepki çekiyor. Bu konuda en büyük sorunların yaşandığı bölgelerden biri de Burdur'un Yeşilova İlçesi. 
AKÇAKÖY ÖRNEK OLDU
Yeşilova bölgesinde mermer ocağı işletmeleri bulunan 2 mermerci, örnek bir projeye imza attı. Asım Çevni ve Cemil Çelik, bölgede lavanta üretimini ilk olarak gerçekleştiren Lisinia Doğa Yaşam Alanı kurucusu Öztürk Sarıca'nın Burdur Gölü kenarında Karakent Köyü'nde ve ardından memleketi Yeşilova İlçesi'ne bağlı Akçaköy'de 400 dekar alanda kurak, taşlık ve verimsiz arazilere diktiği lavantaları örnek aldı. Kurak ve dağlık arazilerin su gerektirmeyen lavantalarla süslenmesinden etkilenen ve ekonomik getirisi de iyi olan ürüne yönelen iki mermerci, Yeşilova'da iki ayrı alanda 250'şer dönüm lavanta dikimi yaptı. 
KURAK ARAZİLERİ DEĞERLENDİRDİK
Yeşilova'da 10 yıldır mermer ocağı işlettiğini belirten ve geçmişte Yeşilova Belediye Başkanlığı da yapan Asım Çevni, Öztürk Sarıca'nın bölgedeki tıbbi ve aromatik bitkiler üzerine yaptığı çalışmaları takip ettiğini, geçen yıl Sarıca'nın desteğiyle ilçede 250 dönüm kurak ve dağlık arazide lavanta dikimi yaptığını söyledi. Bu yıl ilk ürünü alacağını belirten Asım Çevni, “Kuru lavanta ve yağı çıkarılmış lavanta şeklinde çalışmalara başlayacağız. Mermer ocaklarının kenarında değil ama hazinenin boş, kurak arazilerini değerlendirdik" dedi. 
LAVANTAYLA DAHA GÜZELLEŞİYOR
Mermer ocakları olarak hem görsel hem de doğadaki canlılık açısından verdikleri zararı kabul eden Asım Çevni, “Bazen çok abartılmakla birlikte zararı var. Mermerde bir kısım alanlar bozuluyor ama lavantada çok büyük alanlar daha güzel hale getirilebiliyor. Buğday veya diğer bitkilerin üretimi yapılamayan dağlık, taşlık, kurak arazilerde lavanta, onlardan daha iyi kazanç getirebilecek ve doğayı süsleyen bir bitki. Aynı şekilde kekik, adaçayı de çeşitli renkleriyle, lavanta yeşil mor renkleriyle doğayı süslüyor ve görsel anlamda çok güzelleştiriyor" dedi. 
VERİLEN ZARARA KARŞILIK
Bölgedeki diğer mermercilerin de lavanta üretimi yapabileceklerini dile getiren Çevni, lavanta veya bu tür doğal ürünleri yetiştirmenin ayrı bir özveri gerektirdiğini ve insanın ruhunda olması gerektiğini söyledi. Çevni, “Biz mermerde doğaya zarar vermişsek bu tür uygulamalarımız belki biraz karşılık bulur. Ayrıca mermer ocaklarında rehabilitasyon projelerimiz var. Sahayı kiralarken diyorsunuz ki, 'Ben burada mermer faaliyeti bıraktığımda şu kadar çam veya yöreye uygun ağaç dikip, tel örgüyle korumasını yapacağım.' Nitekim biz molozların üzerine toprak yığıyoruz. O topraklara da ağaç dikiyoruz. 3-5-10 yıl sonra bu görüntü tamamen olmasa bile rahatsız edici boyuttan kurtulacak. Büyük ölçüde bertaraf edilecek. Biz kendi ocağımızın bir kısmında bunu yaptık. 10 bin çam fidanı diktik. Çamların şimdi yarısı tutmuş, yarısı tutmamış durumda ama tutanlar yavaş yavaş kendini göstermeye başlıyor ve o moloz yığını artık kendini göstermeyecek" dedi. 
'BİZ DOĞAYI BOZDUK'
Mermer ocaklarının çalışmasını bitirdiği alanlarda orman işletmesinin talep ettiği şekilde rehabilitasyon çalışmalarını yerine getirmesi gerektiğini söyleyen Çevni, “Bize diyor ki 'Şöyle toprak serpeceksin, şöyle çam dikeceksin, şöyle koruma yapacaksın, ben ondan sonra sahayı geri teslim alırım.' Biz de o şekilde yaptık ve teslim ediyoruz. Çok kısa süre içinde de o rahatsız edici görüntü ortadan kalkacak. Devletin bu konuda ağır yaptırımları da var. Bu ocak faaliyetinden sonra ocağı terk edersek gönüllü olarak, biraz maliyetli olsa da bunun yapılması gerektiğini düşünenlerden birisiyim. Biz doğayı nitekim bozduk, hammadde çıkardık. O da Türkiye ekonomisine katkı sağladı ama biz oradan çekip giderken de oradaki doğal düzenlemenin yeniden yapılması gerektiğini düşünüyorum. Çoğunluk da aslında bunu düşünüyor" dedi.
'LAVANTADA DÜNYA MARKASI OLACAĞIZ' 
Firma olarak 250 dönümle başladıkları lavanta üretimini önümüzdeki yıllarda artırmayı hedeflediklerini anlatan Çevni, “Projelerimiz var, kendi arazilerimiz ve hazine arazilerine yönelik lavanta üretimini büyütmeyi düşünüyoruz. Büyümeli, çünkü Türkiye'de Keçiborlu'da Kuyucak, Burdur'da Lisina-Karakent, Yeşilova'da bir zon oluşuyor. Geçmişte gülcülük Isparta ve Burdur'da nasıl bir dünya markası olmuşsa, önümüzdeki 3-5 yılda bölge olarak lavantada söz sahibi olabiliriz. Bu konudaki teknik danışmanlığı, bilgi, fidan anlamında hiç çekinmeden yardımcı olan Öztürk bey bizim üstadımız. Dayanışmayla güçleneceğiz. Lavanta konusunda bizim zonun dünyada 3-5 yıl içinde söz sahibi olacağına inanıyorum" diye konuştu.

FOTOĞRAFLI