* Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar, "Ben üçüncü köprüyü desteklediğim için cumhurbaşkanının bazı söylediklerini desteklediğim için partimden ihraç edilmeye çalışılmış birisiyim. Türkiye'de ortadan konuşmak, doğrularla, yanlışları ayırmak biz siyasetçiler için bu iklimde çok zor" "İktidar benim düşmanım değil. Az önce eleştirmiş olabilir, biraz önce yaptıklarını çok ağır eleştirmiş olabilir ve o tenkitlerimi ifade etmiş olabilirim. Ama bu kadar yetki imanı bozar" "(ÇEK BAŞKONSOLOSUN REFERANDUM SORUSU) Evet çıkarsa fevkalade olumsuz bir süreç başlamış olacak. Bunun sinyallerini alıyoruz. Ama bunun 'evet'in lehinde hareket eden, 'evet'i savunanlar bile bu işin aslında yarın bizimle beraber mağduru olacaklar, ülkemiz mağdur olacak, bölgemiz mağdur olacak" " Yüzde 40 civarında 'hayır', yüzde 35 civarında 'evet'var. Ama bunun dışında yaklaşık yüzde 10 fikrini belirtmiyor, hiç söylemiyor, imtina ediyor, korkuyor. Yüzde 15'de kararsız var" Haber: Gülseli KENARLI - Kamera: Güven USTA / İstanbul Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar, 60'ın üzerinde yabancı ülke temsilcisiyle kahvaltıda bir araya geldi. Aralarında İstanbul başkonsolosları ve fahri konsolosların bulunduğu katılımcılara hitap eden Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar, toplantıda yaptığı konuşmada "Aslında CHP'de namaz kılan da var ama CHP seküler bir parti. Yani laik sisteme bağlı inançlarla günlük yaşamı siyaset içinde öne çıkarmayan bir parti. Evet, içimizde bazı sorunlar var. Bu nedenle zaten böylesine demokrasiye aykırı referandum teklifinin Türkiye'de halktan 'evet' çıkma ihtimalini konuşuyoruz. Yani muhalefet başarılı olsaydı Türkiye'de, bizler başarılı olsaydık bugün bunlar konuşulmazdı. Hiçbir şekilde referandumla oluşturulmaya çalışılan Türkiye yönetim sisteminin demokrasiyle bir alakası yok" dedi. "YÜZDE 40 CİVARINDA 'HAYIR', YÜZDE 35 CİVARINDA 'EVET' VAR" Hazinedar, referandum çalışmalarında toplum muhafazakar kesimine ulaşmanın önemine dikkat çekerek, "Muhafazakar yapılar özellikle Anadolu'da, kapalı yapılar Sayın Cumhurbaşkanımıza karşı olağanüstü bir güven duygusu içinde harekete ediyor. Onun ne söylediğine, neyi desteklediğine bakmıyor. Sadece ve sadece 'o iyi bir Müslüman, ben ona güveniyorum' diyor. Türk milleti, güvendiği insanın yanlışının da peşinde gider. Güvenmediği insanın doğrularına bile kulaklarını tıkar. Analitik düşünceden uzak, duygusal, duygu yoğun bir tavır alır. Bunu yönetemediğimiz için referandumda belki yüzde 70 'hayır' çıkması gereken bir ortamda biz başa baş bir mücadele yürütüyoruz. Şu anda yaptırdığımız bütün anketlerde başa baş bir mücadele var. Çok kararsız var. Yüzde 40 civarında 'hayır', yüzde 35 civarında 'evet'var. Ama bunun dışında yaklaşık yüzde 10 fikrini belirtmiyor, hiç söylemiyor, imtina ediyor, korkuyor. Yüzde 15'de kararsız var. Sayın Cumhurbaşkanına karşı çok sevdalı, böyle bir olumlu duygu taşıyor. Ancak bu anayasa referandumuna, bu konudaki değişikliklerden de endişe ediyor" şeklinde konuştu. "BU KADAR YETKİ İMANI BOZAR" Murat Hazinedar, "Ben siyasette kavgadan yana değilim. Ben cumhurbaşkanının yaptığı doğru şeyleri dillendirdiğim için partimden ihraç edilmeye çalışılmış birisiyim. Bir tezat gibi gözüküyor bazı şeyler. Ben üçüncü köprüyü desteklediğim için cumhurbaşkanının bazı söylediklerini desteklediğim için partimden ihraç edilmeye çalışılmış birisiyim. Türkiye'de ortadan konuşmak, doğrularla, yanlışları ayırmak biz siyasetçiler için bu iklimde çok zor. Ben inatla ve ısrarla doğrularla, yanlışları ayırmaya çalışıyorum. Medeni, saygılı ilişkiler kurmaya çalışıyorum. İktidar benim düşmanım değil. Az önce eleştirmiş olabilir, biraz önce yaptıklarını çok ağır eleştirmiş olabilir ve o tenkitlerimi ifade etmiş olabilirim. Ama bu kadar yetki imanı bozar" şeklinde konuştu. "'HAYIR' ÇIKARSA, HİÇ ŞÜPHESİZ DEMOKRATİK, PARLAMENTER SİSTEMİN GÜÇLENDİRİLMESİ GEREKİYOR" Murat Hazinedar, toplantıya katılan Çek Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu Petr Mares'in, "Referandumdan 'hayır' sonucu çıkarsa ne olur" sorusu üzerine şunları kaydetti: "Evet çıkarsa fevkalade olumsuz bir süreç başlamış olacak. Bunun sinyallerini alıyoruz. Ama bunun 'evet'in lehinde hareket eden, 'evet'i savunanlar bile bu işin aslında yarın bizimle beraber mağduru olacaklar, ülkemiz mağdur olacak, bölgemiz mağdur olacak. 'Hayır' çıkarsa, hiç şüphesiz demokratik, parlamenter sistemin güçlendirilmesi gerekiyor. Şu anda yasamayı, meclisi, tamamını liderler belirliyor, benim partim dışında. Benim partimde beli bir ön seçim süreci yaşanıyor. Sağlıklı olmasa da bir ön seçim süreci var. Ancak Türkiye'nin demokratikleşmesi meclisin üyelerinin liderler tarafından atanmamasının geçiyor. Anayasalar uzlaşma metnidir. Ama anayasalar olmasa da olur, İngiltere gibi. Kötü anayasa iyi ellerde son derece güzel neticeler verebilir. İyi anayasa kötü ellerde son derece kötü neticeler verebilir. Anayasalar değildir aslında önemli olan, onun uygulayıcılarının samimi, demokrasiye bağlılığı, hukuka bağlılığı ve milletin de demokrasi ve hukuk konusundaki talepkar olmasıdır. Ülkemizin insanlarının bu konuda daha önemli bir noktaya taşınması için bize çok önemli görevler düşüyor" TOPLANTIYA KATILAN ÜLKE TEMSİLCİLERİ Arnavutluk, Cezayir, Arjantin, Avusturya, Azerbaycan, Belarus, Belçika Krallığı, Bosna Hersek, Brezilya Federal Cumhuriyeti, Bulgaristan, Kanada, Çin Halk Cumhuriyeti, Kolombiya, Çek Cumhuriyeti, Mısır, Fransa, Gürcistan, Almanya, Yunanistan, Macaristan, Hindistan, Endonezya, İran, Irak, İsrail, İtalya, Japonya, Kore, Kosova, Kuveyt, Lübnan, Fas, Hollanda, Pakistan, Panama, Polonya, Romanya, Rusya, İspanya, İsviçre, Malta, Tunus, Ukrayna, İngiltere, ABD, Venezüela Bolivar, Sudan, Suudi Arabistan, Slovakya, Meksika ve Afganistan İstanbul Başkonsolosları toplantıya katıldı. Ayrıca, Madagaskar, Jamaika, Karadağ, Yeni Zelanda, Peru, St. Kittsand Nevis, San Marino, Tayland Krallığı, İstanbul Fahri Konsolosu da toplantıda yeraldı.