MARDİN'in Midyat İlçesi'ne bağlı Barıştepe Köyü yakınlarında bulunan 1300 yıllık tarihi kaya Manastırı keşfedilmeyi bekliyor. Süryani rahiplerin inzivaya çekildiği Mor Barsavmo Manastırı olarak da bilinen kaya Manastırının dış duvarındaki kayalardan bazıları ilgisizlik nedeniyle yıkılırken, tarihi kitabe ve yazıtların bir kısmı ise tahrip edildiği görüldü. Mor Yakup Manastırı Rahibi Edip Daniel Savcı, "Biz burada sayıca çok az olduğumuz için maalesef böyle yerlere sahip çıkamıyoruz" dedi. Midyat İlçe merkezine yaklaşık 10 kilometre uzaklıkta bulunan Barıştepe Köyü'nde 1980'li yıllara kadar yoğun olarak yaşayan Süryaniler'in Avrupa'ya göçetmesiyle birlikte köyde bulunan Mor Yakup Manastırı'nda yaşamlarını sürdüren ve günlük ibadetlerini burada yapan din görevlileri ile birkaç aile dışında köyde yaşayan kimse kalmadı. Faal durumda bulunan manastırın dışında dağlık alanda bir kayanın içi oyularak inşa edilen ve bir dönem Süryani rahiplerin yetiştiği merkez konumundaki 1300 yıllık Mor Barsavmo Manastırı ise keşfedilmeyi ve ziyaretçilerini bekliyor. Bölgede nadir bulunan ve taşıdığı tarihi değeri ile diğer mabetlerden ayrılan, ilk kez görenleri adeta büyüleyen kaya manastırı, bakımsızlıktan ve ilgisizlikten kaderine terk edilmiş görüntüsüyle görenleri şaşırtıyor. Bazı bölümleri yıkılan, içinde ateş yakılan ve duvarlarına yazı yazılan Mor Barsavmo Manastırı hakkında bilgi veren Mor Yakup Manastırı Rahibi Edip Daniel Savcı, "Biz burada sayıca çok az olduğumuz için maalesef böyle yerlere sahip çıkamıyoruz. Özellikle de son yıllarda Anıtlar Kurulu tarafından bazı tarihi eser konumundaki bu değerlere el konuldu. Onarılması gerekiyor. Bazı sebeplerden dolayı zaten onarımını yapamıyoruz, yasak. Bu nedene zaten hiçbir şey yapamıyoruz. Normal olarak bu eserler koruma altına alınmış şekildedir. Bu değerlerimizin, bu eserlerin ne zaman o toprak ve taş yığını altından çıkarılacak onu bilemiyoruz. Yer altında daha çok inanıyorum ki önemli şeyler vardır ve orası gerçekten çok güzel bir mekan. Ama bu son yıllarda maalesef bazı dış duvarda bulunan kayaların kırılarak dökülmesi, güzelliğin çoğunu yok etti diyebiliriz. Belki hala o taşlar toprak altındadır, yani düştükleri yerde olabilirler. Onu bilemiyoruz. Ancak, bir kazı falan yapılırsa, belki daha güzel şeyler çıkabilir oradan. Bizim burada bu tür eserlerin önemi, yada kıymetini, değerini bilemiyoruz. Burada yaşayan insanların zaten bu tür eserlerin değerini hiç bilmemekte. Onun için her gün biraz daha tahrip oluyor, her gün biraz daha zarar görüyor ve yok olmaya yüz tutmuş eserlerdir bunlar. Onlar gibi inanıyorum ki gerçekten yüzlerce, belki de binlercesi yok olmuştur. En azından elimizde kalanları koruyabilsek çok güzel olacak. Yani en çok istediğimiz budur. İnşallah bunlar da ileriki zamanlarda olur, olursa çok seviniriz" dedi.