MERSİN'e kitabının imza gününe katılmak için gelen eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, "Bu ülkede paralel yapı bitmek mecburiyetindedir. Kendi bitmediği zaman bu devlet olmayacağına göre mutlaka bitecektir" dedi.

Devrimci Karargah örgütüne yardım ettiği iddiasıyla görevi başındayken 2010 yılında tutuklanan ancak Anayasa Mahkemesi'nin hak ihlali tespiti ile daha sonra tahliye olan eski Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, Mersin'de Dianer DR Staro'da düzenlenen imza gününe katıldı. Avcı, Forum AVM'deki etkinlikte, 'Cemaat'in İflası' adlı kitabını okuyucuları için imzaladı. Burada gazetecilerin sorularını yanıtlayan Avcı şöyle konuştu:

"Paralel yapı bu seçimlerde gayret göstermiştir. Ama ortaya çıkan sonuçta etkili olduklarını sanmıyorum. Türkiye'de bu kadar büyük ölçekte siyasete etki edecek oy anlamında güçleri olmadığı ortaya çıktı. En ciddi şekilde destekledikleri hiçbir aday kazanamadı. İstanbul'un yarısında bile 1 milletvekili çıkaracak potansiyelleri yok.

Bunlar sadece devlette işgal ettikleri belli köşe taşlarının verdiği güçle, devletin olanaklarıyla elde ettikleri bilgiler ve yaptıkları kumpaslarla etkin oldular. Yoksa kitlesel güç olarak bir güçleri yok. Kitlesel olarak siyaseti dizayn edecek bir güçleri olmadığı açığa çıktı. O açıdan çok etkili olamadılar ama onlar gayret göstermişlerdir. Bugün iktidarla olan mücadelelerinden dolayı onları sıkıntıya sokacak her yerde oy kullanmışlardır. Ama çok belirleyici olduklarını sanmıyorum."

Hanefi Avcı, ortaya çıkan siyasi tablo ile ilgili de değerlendirmelerde bulunarak şöyle konuştu:
"Çünkü AK Parti'nin paralel yapıya destek olduğu zamanlarda bile hem CHP hem de MHP, bu cemaatten zarar gören, buna tavır alan ve bu yapılanmanın yanlış olduğunu söyleyen insanlardır. Yine HDP'de bu yanlışları gören ve yaşayan partilerdir.

Bu açıdan bu 3 parti de cemaatin ne olduğunu biliyorlar, paralel yapının ne olduğunu biliyorlar. Devleti koruma noktasında kesinlikle karşı çıkacak partilerdir. Ama seçim döneminde siyasi mücadele devam ettiği için, AK Parti ile siyasi mücadele içinde olduklarından dolayı belki paralel yapı ile mücadelede sessiz kalmışlardır. AK Parti'nin politikalarını savunmamak adına hareket etmişlerdir. Yoksa ister tek başına iktidar olsun, ister koalisyon olsun bu konuda geri adım atacaklarını sanmıyorum.

Hatta Türkiye'deki hiçbir siyasi yapının bu konuda geri adım atacaklarını sanmıyorum. Çünkü bu o siyasi yapıların kendi varlıklarına aykırıdır. Siyasi partiler ne düşünür? Halkın oyu ile iktidara gelmeyi düşünür. Ama paralel yapı, içeriye girip devletin kurumlarını ele geçirmek suretiyle yönetmeye kalkar. Hepimiz biliyoruz ki, geçmiş dönemde her 3 partiye de tuzak kurdu. CHP'ye, MHP'ye tuzak kurdu bu yapı. Bunları dizayn etmeye kalktı ve en sonunda AK Parti'ye bu tuzağı kurdu. O açıdan Türkiye'deki siyasi partiler paralel yapıya destek veremez, vermemeli" dedi.

Gazetecilerin, 'Cemaat'in İflası' adlı kitabın ismine vurgu yaparak 'cemaat gerçekten bitti mi?' şeklindeki sorusunu da yanıtlayan Avcı, şöyle devam etti:
"Buradaki kastedilen 'cemaatin iflası' kelimesi sadece mecazi bir anlam ifade ediyor. Aslında bunların fiili varlıkları yok oldu, güçleri bitti manasında değil. Tersine güçleri ve varlıkları var, hala bu topluma sıkıntı yaratabilirler, bu devlete sorun yaratabilirler. Ben bu duyarlılığı sağlamak için yazdım. Ama genel manada bitmek mecburiyetindedir.

Kendi bitmediği zaman bu devlet olmayacağına göre mutlaka bitecektir. Zaten geriye gidiş de başlamıştır. Mühim olan onun bu halini görmek, bu yanlışın farkında olmak, bulunduğu hareketlerin, suç içeren davranışlarının varlığının farkına varmak ve bunun suç olduğunu görmek önemlidir. Toplum bunu gördü. En son gören hükümet oldu. Bu görüldükten sonra gerisi kolaydır. Bir defa bir şeyi yanlış olarak görür ve tanımlarsanız onunla mücadele etmek kolaydır. Eninde sonunda bu devletin içerisinde ellerini çekeceklerdir."