SAKARYA'nın Arifiye ilçesindeki lastik fabrikasının bahçesinde bulunan sendika temsilciliğinde, Lastik-İş Sendikası Genel Başkanı Abdullah Karacan'ı tabancayla vurarak öldüren, 2 sendika yetkilisini de yaralayan Sedat Uzunlar’ın yargılanmasına başlanıldı. Karacan’ın elindeki silaha yöneldiğini söyleyen Sedat Uzunlar, "Maktulün silahlı elini tutunca müdahale ettiler. O sırada silah sesleri geldi. Bu sırada silah benim elimde değildi, tetiği ben çekmedim" dedi.
13 Kasım 2018 günü Arifiye’de bulunan bir lastik fabrikasının bahçesindeki sendika temsilciliğinde meydana gelen olayda, Lastik-İş Sendikası Genel Başkanı Abdullah Karacan, fabrikada çalışan Sedat Uzunlar'ın saldırısına uğradı. Yaşanan arbede sırasında sendika başkanının tabancasını alan Uzunlar, Karacan ile iş yeri temsilcisi Osman Bayraktar ve Lastik İş Sendikası Sakarya Şube Başkanı Mustafa Sipahi'yi vurdu. Abdullah Karacan kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. Kaçmaya çalışan Sedat Uzunlar ise yakalanıp, tutuklandı.
Bugün, Sakarya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlanan duruşmaya tutuklu sanık Sedat Uzunlar ile tutuksuz yargılanan 7 sanık hakim karşısına çıktı. Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen iddianamenin okunmasının ardından sanıklara söz hakkı verildi. Davayı takip edenler arasında Lastik-İş Genel Başkanı Alaaddin Sarı ile Karacan'ın kızları Ebru Karacan ve Esra Aktaş da yer aldı.
Hakkında 'kasten öldürme, silahla yağma ve kasten öldürmeye teşebbüs' suçlarından iddianame düzenlenen Sedat Uzunlar savunmasında, “2014 yılında fabrikada işe başladım. Yerimin değiştirileceğini duydum ve sebebini öğrenmeye çalıştım. Sanık ifadelerinden sonra anladım ki genel başkanımızı doldurmuşlar. Olaydan 1 hafta önce gece saatlerinde sendika binasına gittiğim doğrudur ama kimseye karşı bir tehditte bulunmadım. Yer değişikliğinin sebebini öğrenmeye gittim ve normal konuştum. Sendika iş alımlarında, yer değişikliklerinde söz sahibidir. Normal şekilde içeri girdim, selam verdim. Selam verir vermez Karacan silahı elinde olduğu halde 'gel lan buraya' dedi. Bunun üzerine ben geri çıktım ve işim olduğunu söyledim. Sanık O.B.'nereye gidiyorsun, biz de buradayız' deyince güvendim ve içeri girdim. İçeri girince maktul telefonumun alınmasını, beni tutmalarını istedi. Bana yönelmeler oldu ve telefonum zorla alındı. Karacan, 'senin ekmeğini ben veriyorum' dedi ve yanıma yaklaşarak kafa attı. Diğerleri de üzerime çullandılar. Kendimi dışarı attım. Ancak beni sürükleyerek içeri soktular. Maktul ayakta olduğu halde silahıyla oynayarak 'elimi öp, biat et' demesi üzerine kimsenin elini öpmem dedim ve elindeki silaha doğru yöneldim. Maktulün silahlı elini tutunca sanıklar E.A. ve O.B. müdahale ettiler. O sırada silah sesleri geldi. Bu sırada silah benim elimde değildi, tetiği ben çekmedim. Maktulün eli boşalınca bana zarar vermesinler diye silahı aldım ve kaçmaya başladım. Kimseyi öldürmek ve yaralamak için hareket etmedim, kimseye ateş etmedim" dedi.
Sabah saatlerinde başlayan duruşma, gecenin ilerleyen saatlerinde sona erdi. Sedat Uzunlar'ın tutukluluk halinin devamına karar verilirken, haklarında 'Cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, birden fazla kişi tarafından birlikte yağma' suçlarından tutuksuz yargılanan sanıklar için ise yurtdışına çıkış yasağı konuldu. Duruşma 19 Haziran tarihine ertelendi.

FOTOĞRAFLI