Uluslararası Stratejik Tahlil ve Araştırmalar Merkezi (USTAD) Başkanı Ahmet Akgül, son dönemde kamuoyunun dikkatlerini üzerine toplayan fail-i meçhul kazıların, bölge insanı için malumun ilanı anlamına geldiğini söyledi.
    Fail-i meçhul kazıları ile ilgili açıklamalarda bulunan Akgül, Uzun yıllar boyunca bölgedeki ilişkilerini ortak şirket gibi yürüten çıkar gruplarının, Hafız Esed’in Suriye halkına uyguladığı baskı yönetiminin bir benzerini bölge insanı üzerinde uzun yıllar boyunca sürdürdüğünü iddia etti. Gerek bölge insanı üzerinde oluşturulan bu korku psikolojisi, gerekse zamanın medyasının bölgeden gelen çığlıkları duymak istememesi yüzünden, acı olayların bir çığ gibi büyüyerek devam ettiğini belirten Akgül, “Birbirine zıt gibi görünen çıkar gruplarının el birliği ile oluşturmayı başardığı bu atmosfer, her türlü kirli ticareti beraberinde getirmiştir. Kazan-kazan şeklinde yapılan kirli ortaklıkları deşifre etmeye yeltenen bütün girişimler örgüt içi infazlar dâhil birer fail-i meçhul cinayetle örtülmeye çalışılmıştır.” dedi.
    Son dönemde Diyarbakır’da yapılan kazılarda elde edilen bulguların ne ilk ne de son olmayacağına dikkat çeken Akgül, konuşmasına şöyle devam etti:
    "Bölge insanının fark etmesine rağmen söylemekten çekindiği fail-i malumdan başka bir şey değildir. Türkiye genelinde hem mağdur eden, hem de mağdur ettiklerini hak arayışları adı altında organize eden toplum mühendislerinin, son zamanlarda kamuoyunu hayretler içerisinde bırakan gelişmelerin hızlandırılması veya elde edilecek bulguların bir an önce aydınlatılmasını organize etmekten kaçınmaları manidardır. USTAD; açılım sürecinde cezaevlerinin geçmişte olduğu gibi doldurulmasından ziyade, oluşan puslu ortamdan nemalanan uyuşturucu vb. faaliyetlerin üzerine gidilmesinin, ucu nereye varırsa varsın devletin vatandaşıyla gönül kırıklığına sebebiyet veren tüm fail-i malum cinayetlerin bir an önce ortaya çıkartılmasını istiyoruz. Bölgesel meşru taleplerin karşılanmasına bile mani olmaya çalışan doğu ve batı yakasının kirli çıkar ortaklıklarının bir an önce deşifre edilmesinin yerinde bir adım olduğuna inanmaktadır.” diye konuştu.