Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS) sonuçlarında sıfır alanların sayısının artması, bu öğrencileri yeniden gündeme getirdi. Genel olarak sayısal eğitimde bazı sıkıntılar yaşandığını aktaran Eğitim Bir Sen Genel Sekreteri Ahmet Özer, “Bu seneki sıfırların özellikle sayısal alanda ortaya çıkmış olması bu problemin varlığını açıkça gösteriyor.” dedi. Eğitim Uzmanı Dr. Murat Özoğlu ise geometri testinin ortalamasının bu yıl 2 puan düştüğüne dikkat çekerek, “Olabilirlik anlamında yorum yapmak lazım, net bir şey söylenemez, ama testin zor olduğu söylenebilir.” diye konuştu.
    Eğitim Bir Sen Genel Sekreteri Ahmet Özer, sonuçları açıklanan LYS’lerde hiçbir testi yapamayanların sayısında büyük artış olduğunu belirterek, “Bu yıl, bütün testlerin tamamından 0.5 alıp değerlendirmeye tabi tutulmayanların sayısı 38 bin 269 iken, geçen yıl 14 bin 156 kişiydi.” dedi. Buna benzer bir sonucun YGS’de de olduğunu kaydeden Özer, “Birinci sınav ile ikinci sınavda sıfır çekenlerin oranı birbirine çok yakın. Bunlar hepsinden 0.5'in altında puan alanlar. Tabi birim birim baktığınızda ise bu rakam 112 binlere kadar çıkıyor.” diye konuştu.
    Sınav sistemine henüz adapte olunamadığını söyleyen Özer, “İkincisi bu sınavlar seçme amaçlı olduğu için özellikle sayısal alanlarda soruların zorluk derecesi artırılmış.” değerlendirmesini yaptı. Türkiye’de genel olarak sayısal eğitimde bazı sıkıntılar yaşandığını aktaran Özer, “Bu seneki sıfırların özellikle sayısal alanda ortaya çıkmış olması bu problemin varlığını açıkça gösteriyor. Mesela matematikten 31 bin 51, geometriden 37 bin 867, fizikten 23 bin 636, biyolojiden 4 bin 760 gibi... ” şeklinde konuştu.
    Sıfırcıların yüzde 98.5’inin meslek liselerinden mezun olanlar olduğunu söyleyen Özer, “1.5’i ise genel liseden. Meslek liselerinin zaten özellikle sayısal alanda eksiklikleri var. Bir de bu arkadaşlar zaten bizim bir mesleğimiz var, diyerek sınava deneme amaçlı giriyor.” şeklinde belirtti. Özer, aile baskısı ile sınava girenlerin de bu grupta olabileceğini ifade etti.

KİLİM MODELİ BİLE YAPSANIZ, 10-20 DOĞRU ÇIKAR
        Başarının sadece sınavla da ölçülemeyeceğinin altını çizen Özer, şunları dile getirdi: “Sınavlarda yukarıdan aşağı kilim modeli çizseniz, en azından 10-20 tane doğru çıkar, denir. Burada, hiç soru cevaplandıramama gibi bir durum söz konusu olamaz. Bu çocuklar neticede liseyi bitiren insanlar, hayatta hesap yapan, alışveriş yapan, hayatın içinde olan insanlar. Ufak tefek matematik problemlerini zaten yapan insanlar. Demek ki bu yüzde 100 başarının ölçülmesi noktasında sınavlar yeterli bir araç değil.”
        Özer bir de uyarıda bulundu. Tüm ailelerin çocukları ile daha yakından ilgilenmesi gerektiğinin altını çizen Özer, “Okulla, öğretmenlerle yakın işbirliği içinde olunmalı. Eğitim öğretimi sadece okula bırakarak bu iş çözülmez.” ifadesini kullandı

EĞİTİM ARAŞTIRMACISI ÖZOĞLU: TESTİN ZOR OLDUĞU SÖYLENEBİLİR
        Eğitim Araştırmacısı Dr. Murat Özoğlu, “Genel olarak bir testin zor ya da kolay olması, o testin ortalamasını, standart sapmasını etkiler.” dedi. Geçen yıl matematik testinde 50 sorudan ortalama 14.2 net yapıldığını hatırlatan Özoğlu, “Bu yılınkine baktığımızda 15.12 net çıkmış. Yani bu yıl ortalama yükselmiş. ‘Bu yıl sınava giren öğrenciler daha başarılı olabilir’, ya da ‘bu yılki test daha kolay olmuş olabilir’ denebilir.” diye konuştu. Geçen yıl matematik testinde 34 bin öğrencinin sıfır çektiğini anımsatan Özoğlu, “Bu yıl 31 bine düştü. Bu yılki testin ortalaması yüksek olduğu için, test kolay olmuş olabilir dolayısı ile sıfırdan daha düşük net yapan öğrenci sayısı biraz azalmış olması normal.” ifadelerini kullandı.
     Geometri testinde ise aynı şeyin söylenemeyeceğini aktaran Özoğlu, şunları dile getirdi: “Geometri testinde geçen yıl ortalama 10.5 iken, bu yıl 2 puan düşerek 8.5’a gerilemiş. Ortalamanın düşmüş olması testin biraz daha zor olabileceğini ya da sınava giren öğrencilerin başarı durumunun düşük olduğunu söylüyor. Ama biz genel olarak testin zor olduğunu yorumlayabiliriz. Testin de zor olması, sıfırın altında net yapan öğrenci sayısının yükselebileceğini bize söylüyor. Ki öyle de olmuş. Geçen yıl sıfır net yapanlar 17 bin 921 iken, bu yıl 37 bin 876’ya yükselmiş.”
     İstatistiklerle ilgili yorum yapılabileceğinin altını çizen Özoğlu, “Olabilirlik anlamında yorum yapmak lazım, net bir şey söylenemez ama testin zor olduğu söylenebilir.” ifadesini kullandı.
    ÖSYM’nin verilerinde (0’dan küçük) ve (0 ve 5’e kadar) olanın verildiğine dikkat çeken Özoğlu, “Burada 575 bin öğrenci gözüküyor. Bunların kaçı sıfır onları bilmiyoruz. Sadece sıfırdan küçük diye bir şey geçiyor. O da bize sıfırcıları vermiyor, sıfırdan küçük olanları veriyor.” diye belirtti.

TESTLER TAMAMEN AYNI OLSA YILDAN YILA MUKAYESE YAPMAK MANTIKLI OLABİLİR
        Özoğlu şöyle devam etti: “Geçen yıl uygulanan test ile bu yıl uygulanan test aynı test değil. Bu yıl LYS’den çıktıktan sonra, ‘matematik testi kolaydı’ diye yorumlar olmuştu. Benim, matematik testinde ortalamanın daha fazla olacağı yönünde beklentim vardı, öyle de olmuş. Testler tamamen aynı olsa, yıldan yıla mukayese yapmak mantıklı olabilir. Ama bazen kolay sorulabilir, bazen zor sorulabiliyor.”
     Matematik testinde 50 soruda 1 netlik bir oylamanın büyük bir değişiklik ifade etmeyebileceğini söyleyen Özoğlu, “Ancak geometride 30 soruda 2 netlik bir oynama var. Burada ‘öğrencilerin geometri dersi ile ilgili ciddi bir sorunu olduğu’ yorumu çıkarılabilir veya ‘bu yılki testin zor olduğu’ yorumu çıkarılabilir. Yani her ikisi de yapılabilir.” şeklinde konuştu.
    ÖSYM’nin grafikleri incelendiğinde ciddi bir değişiklik görülmediğini aktaran Özoğlu, “Geometride sadece sıfır noktasına doğru bir yığılma var. Fizik’te biraz var. Bu grafikler teker teker incelenebilir.” ifadesini kullandı.