Orhan Gencebay, Başbakan Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı adaylığı için vizyon belgesini açıkladığı toplantıya katılmasından sonra gelen tepkilere cevap verdi.

Medyatava'nin haberine göre Gencebay "Ben kaba bir insan değilim, bir davettir, üstelik ülkemizin başbakanı davet ediyorsa davete icap etmemek mümkün değildir.

Başka bir örnek vereyim üç gün önce de Alevi Federasyonu'nun daveti vardı oraya katılmıştım. Benim ülkemin insanları önemli, insanlar davet ettiğinde giderim.

Cumhurbaşkanlığı vizyonunu da anlatacaksa, ben ne olacağını anlamak için orada bulunmayalım. Neticede gittik, gördük, öğrendik. Ülkemizde din, dil, ırk farklılığı vardır, ayrılığı yoktur. Biz saygılıyız herkese" diye konuştu.


Gencebay konuşşmasına şöyle devam etti:

ETKİLEMEMEK İÇİN OY TERCİHİMİ SÖYLEMEM
Biz demokrat bir ülkeyiz, herkesin özgürlüğü vardır. Ben katıldım, gördüm, dinledim. Herkes tercihini yapacaktır. Sonra da bir yazı yazma ihtiyacı hissettim. Seçimin neticesini halkımızın iradesi verecektir. Burada herhangi bir tercihi söylemek istemiyorum etkilememek için. Bu sabah bir yazı yazdım.

ÖTEKİLEŞTİRME, MAHALLE BASKISI, KENDİNİ BİLMEZLİK
Çağrıldığınız bir davete gider misiniz? Bu davet bir iftar, düğün, cenaze, vizyon anlatımı, konferans olabilir, gider misiniz? ki bu davet halkımızın yasal oylarıyla ülkemizi yöneten bir meşru bir başbakanın daveti ise gider misiniz?

İnsanlık kurallarına göre müsaitseniz gitmeniz gerekmez mi, tabi ki gerekir fakat bazı vatandaşlarımıza göre gidemezsiniz. Bazı vatandaşlarımız diyor ki sen benim istediğim bir şeyi yapamazsın, öyle her davete gidemezsin.

Yoksa seni lekelerim, küfrederim demek istiyor ve yapıyor da. Ben demokratik, özgürlük, insana saygı anlamam diyor. Sen benim onayım olmadan hiçbir yere gidemezsin diyor. Bunu yalnız sadece sanatçılara söylüyor.

Üstelik bu davete katılan STK'lara, işadamlarına, biliminsanlarına, gayrimüslim temsilcilerine, bu ülkenin vatandaşı olan dört beş bin insan var iken bunu yalnızca sanatçılara söylüyor. Neticede böyle bir duruma ne denir, bana göre tam anlamıyla mahalle baskısı denir, inanılmaz bir şey denir, sınıf farklılığı oluşturmak denir, ne yaptığını bilmezlik denir, ötekileştirmek denir.

Ben buna benzer resmi 70 ile 80 arasında gördüm ülkemizde sağ sol olayları vardı, kardeş kardeşe düşürülmek istenmişti, günde onlarca kişi yaralanıp ölebiliyordu. Ben o ortama dayanamayarak Batsın Bu Dünya bestemi yapmıştım.

Protest bir şarkıdır, bu olumsuzluğa tepki olarak yazmıştım. Buna benzettim biraz.Birileri bizim dışımızda olan birileri bizi rahatsız etmek, bizi bozmak istiyor, bana göre gücü yetmez. Birbirimizin sağduyusuna sığınarak bir bütünün parçalarıyız.

Biz ötekileştirmeden birbirimizi anlamaya çalışırsak bize bir şey olmaz. Bu bir projenin parçası. Alevi -Sünni olayı, Kürt- Türk olayı, laik antilaik dediler, yetmişlerde ferdici- orhancı dediler, matrak da var, şarkıları türküleri sağcı solcu diye ayırdılar.

Bunlara kapılmayalım. Bu muhteşem yer bizim vatanımız. Burası bizim doğduğumuz yer. Buraya sahip çıktığımız sürece bize kimse bir şey yapamaz. Daha da konuşmak istemiyorum.