RABİA Naz Vatan'ın şüpheli ölümünün araştırılması için kurulan Meclis Araştırma Komisyonu'nda bilgi veren Prof. Dr. Gürol Cantürk, yüksekten düşen birisinde itme veya atlama bulgusunu bulmanın zor olduğunu söyledi. Bu yüzden 'psikolojik otopsi' önerisinde bulunan Cantürk, "Sosyal medyada paylaştıkları, ailesiyle, arkadaşlarıyla konuştukları, kişinin karakter yapısı, ruh hali bu şekilde psikolojik otopsi yapılabilir. Psikolojik otopsi yargılama sürecinde kullanılan yöntem olabilir" dedi.

Rabia Naz Vatan başta olmak üzere şüpheli çocuk ölümlerinin araştırılması için kurulan  Meclis Araştırma Komisyonu, AK Parti Aksaray Milletvekili Cengiz Aydoğdu başkanlığında 8'inci kez toplandı. Komisyonda Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Uzmanı Prof. Dr. Gürol Cantürk, şüpheli çocuk ölümlerine ilişkin sunum yaptı. Prof. Dr. Gürol Cantürk, otopsinin uzman kişiler tarafından yapılması gerektiğini belirterek özellikle şüpheli çocuk ölümlerinde otopsiye alınması gereken vakaların defnedilmesinin büyük bir sorun olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Gürol Cantürk, "Şüpheli çocuk ölümü olduğu zaman definden önce otopsi yapılmalı. En geç 48-72 saat içinde yapılmalı otopsi" dedi. 

'PSİKOLOJİK OTOPSİ DELİL YÖNTEMİ OLMALI'
Prof. Dr. Gürol Cantürk, 'psikolojik otopsi' diye bir kavram olduğunu belirterek, bunun şüpheli olayları, adli kayıtları, kişinin ailesi ve diğer bireyler ile görüşülmesi sonucu elde edilen bilgiler ve kişinin profilini ele alacak şekilde yapılan bir inceleme olduğunu söyledi. Prof. Dr. Cantürk, "Sağlık kayıtları ve adli kayıtların incelenmesi o ülkelerin güvenirliği ile doğrudan bağlantılı. Yüksekten düşerek ölen kişide bulguları buluyorsunuz; ama birisi itmiş olabilir, kendisi atlamış olabilir. Bunu ayırt edecek bulguyu bulmak çok zor. Psikolojik otopsi de kabul edilebilir bir delil yöntemi olmalı. Sosyal medyada paylaştıkları, ailesiyle, arkadaşlarıyla konuştukları, kişinin karakter yapısı, ruh hali bu şekilde psikolojik otopsi yapılabilir. Psikolojik otopsi mevzuatın kabul ettiği, yargılama sürecinde kullanılan yöntem olabilir. Ülkemizde uygulanabilir, uygulanmaması için yasal engel olduğunu düşünmüyorum. Cumhuriyet savcısı kontrolünde yapılabilir" diye konuştu.  

'AİLENİN TALEBİ OLMADI'
Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Çocuk Hizmetleri Genel Müdürü Dr. Selahattin Güven de Türkiye'de 23 milyon çocuğun olduğunu, bunlardan 21 bininin devlet korumasında olduğunu bildirdi. Selahattin Güven, Rabia Naz'ın ölümünden basına yansıdıktan sonra haberdar olduklarını kaydederek "Aile ile görüşmemiz bu haberle birlikte oldu. Vefat konusunda bize doğrudan bir bildirim zorunluluğu söz konusu değil. Herhangi bir şüphe söz konusuysa bizim inceleme yapmamız için bu fayda sağlayabilir. Sosyal hizmet boyutuyla vakalara başvurabilir. Rabia Naz olayında da sahaya gittik, gerekli görüşmeleri yaptık, aileyi ziyaret ettik. 'Diğer çocuğa bir psikososyal destek verebiliriz' dedik; ama aile 'zaten özel bir klinikten sağlıyoruz bu anlamda destek istemiyoruz' dediler. Ekonomik talepleri olmadığını söylediler. Yine babanın gözaltına alınması olayında evdeki diğer çocuk mağdur olmasın diye haneye ziyarete gittik. Baba, evini satınca 'ihtiyacınız var mı' dedik; ama hiçbir talepleri olmadı" diye konuştu.

Haber: Nursima ÖZONUR/ANKARA, ()