İSTANBUL -

Haber: Gülseli KENARLI / İstanbul
AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım ile CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu, Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde gazeteci İsmail Küçükkaya moderatörlüğünde düzenlenen tartışma programında bir araya geldi. 

ORDU VALİSİ 
İmamoğlu, Karadeniz illerindeki ziyaretleri ile Ordu-Giresun Havaalanı VIP salonunda yaşanan olaya ilişkin soruya, "Trabzon memleket ziyareti. Daha sonraki Karadeniz ilçelerini gezmem... Orada çok nettir. Miting değil, bayramlaşma çağrısı. Muazzam bir karşılama, buluşmaya dönmüştür. Hem doğduğum şehir Trabzon, sonraki Giresun ve Ordu illerinde, sırasıyla ilçelerinde... Bu
muazzam süreç bence bir tuzakla sona erdirilmek istenmiştir. Benim oradaki tavırlarım net, belli. Nasıl sükunete çağırdığım belli. Annemin orada düştüğü durum... Benim VIP diye bir derdim yok. Büyükşehir belediyesiyken de başka kapıları kullandım. Onu da ifade edeyim. Dolayısıyla benim öyle bir sıkıntım yok. VIP süreçlerinin çok daha netleşmesi gerekir bu ülkede. Çünkü geçenlerin haddi
hesabı yok.Beni karşılayanlar ve uğurlayanlar bir şey organize diyor. Ben indiğimde nereden çıkacağımı, birileri bana yol gösteriyor. Trabzon VIP'den geçtik. Ordu'dan neden geçirilmek istenmedi? Bilemiyorum. Orada söylediğimi anlattım. Ben ne söylediğimi biliyorum. Genel başkan yardımcısına da ne söylediğimi biliyorum. Buranın sakinleşmesi ve 'Artık gidelim öbür kapıdan' dememle ilgili. Oradaki Vali Bey'le ilgili ne söylediğimle ilgili konuları biliyorum. Bu konu İstanbul'un konusu değil, İstanbullunun konusu, İstanbul'la ilgili sorunlar ve 31 Mart seçimi."

"HAKARET ETMEDİM"
Ekrem İmamoğlu, "Vali'ye hakaret ettiniz mi?" sorusuna da "Hakaret etmedim. 'Basitleşmiştir' demek hakaretse hakaret. Ama hakaret etmedim. Bu süreç çok nettir. Yasal süreç devam ediyor. Bizim de başka duyumlarımız var. Bize gelen bilgiler, belgeler ve hakaretleri vardır. Bakacağız. Vali'nin bir ay öncesinde. Niye bilmem. Tanımam kendilerini. Dolayısıyla ben hala 31 Mart seçiminde ve oraya gidişimizde başka kelimeler hiç bu kadar kimseyi rahatsız etmedi. 'Basitleşmiş' lafı bu kadar rahatsız ediyor ama bize 'Pontus, Yunan, terörist' dediler. Kimseyi rahatsız etmedi" dedi. 

"HAYRETLE İZLİYORUM EKREM BEY ALIŞKANLIK HALİNE GETİRDİ BU ÇARPITMAYI"
Binali Yıldırım, "İzmir'de belediye başkan adaylığında yarışı kaybettiniz. 31 Mart'ta İstanbul Büyükşehir Belediyesi için yarıştınız orada da seçimi geride bıraktınız. Bunun analizini yaptınız mı ?" sorusu üzerine, 
"İzmir seçimi çok geride kaldı. 17-25 Aralık'ın gölgesinde biz bir seçim yaptık ve İzmir tarihinde bugün de geçerli alınabilecek en yüksek oyu aldık. Buradaki seçim sonuçlanmadı. Buradaki seçimin kaybedeni, kazananı yok. Her ne kadar Ekrem Bey, 'Ben seçilmiş belediye başkanıyım.' daha mazbata filan yokken Anıtkabir'e gidip 'Belediye başkanıyım' diye yazdıysa da burada kazanan bir belediye başkanı yok. Olsaydı zaten bu seçim yenilenmezdi. Hayretle izliyorum Ekrem Bey alışkanlık haline getirdi bu çarpıtmayı, doğru söylememeyi bir alışkanlık haline getirdi. En son sizinle yaşadık. Ne dedi? 'Soruları İsmail Bey'den aldı.' dedi. Ben 'Almadım.' dedim. Siz de almadığınız yönünde açıklama yaptınız. Ondan sona 'Saadet adayının çocuğu İGDAŞ'tan çıkarıldı...' Kendisi çıktı, yalanladı. 'İstanbul Büyükşehir Belediyesi israfın içinde.' dedi. 'Web sitesine sadece 80 milyon harcanmış.' dedi. Sayıştay  raporlarıyla yalanlandı. En yakın arkadaşı Fatih Portakal bile yayınında dedi ki 'Bu Ordu işi olmadı, yanlış olmuştur. Bizde görüntüler var RTÜK'e takılacağız diye yayınlamıyoruz.' dedi. Bence kabul etseydi Ekrem Bey, özür dileseydi iş bitmişti ama iki gün sonra düşündü, taşındı, 'basitlik' diye bir icatta bulundu. Bu da şüyuu vukuundan beter bir şey. Aslında şimdi validen özür dilemesi gerekir  demiştim. Şimdi başka bir şey diyordum, İstanbullulardan ve milletten özür dilemesi gerekir çünkü millete yalan söylemiştir" diye konuştu. 

"BİZ İSTANBUL'A ÇOK GÜZEL HİZMET YAPACAĞIZ" 
Yıldırım, "Seçimlerde İstanbul kararını verecek. Ben İstanbul'a güveniyorum. İstanbul için çok güzel hizmetler yaptık bugüne kadar. Daha fazlasını 23 Haziran'dan sonra inşallah bu yetkiyi İstanbullu bize verince yapacağız. İstanbul Türkiye'nin özeti. 81 vilayet var. Demografik yapıya baktığımız zaman bütün nüfus grupları var. Türkiye'nin ebrusu demek daha doğru mozaikten ziyade. Biz İstanbul'a çok güzel hizmet yapacağız" dedi. 

"BENİM DÜZELTMEM GEREKİYOR"
İsmail Küçükkaya, müzik festivali açılışında olduğu sırada Ekrem İmamoğlu'nun Star TV-NTV ortak yayınında olduğunu belirterek, "Bana çok sayıda mesajlar geldi. Sizin kurmaylarınızdan da geldi. Soruların verildiğini... Ben kimseye soru vermem. 'Açıklama yap' diye çok yoğun bir şekilde fakat ben onu üstelemedim. Çünkü böyle bir şey diyemez, akıl var, mantık var görmediğim bir insan. Lakin daha sonra çıkmak zorunda kaldım. Fatih Altaylı Habertürk'te benim sizi aradığımı, sizin soruları istediğinizi, soruları verdiğimi, sonra benim Ekrem İmamoğlu'nu aradığımı, 'Size de vereyim mi?' dediğimi. Bu absürt bir tartışmaydı ve ben bunu açıkladım. Dedim ki 'Böyle bir şey yok, ne benden birisi soru istedi ne de ben Ekrem İmamoğlu'nu aradım."  Ertesi gün "Bu tartışma nereden çıktı" diye konuşmak için Engin Altay ile Mahir Ünal'ın yanına gittiğini anlatan Küçükkaya, "Henüz benim ismim daha ortada yokken, 2 partinin yetkilileri konuşmuşlar. Demişler ki, '10 soru AK Parti hazırlasın, 10 soru CHP hazırlasın moderatöre verelim' Buna dayanak teşkil eden bir tartışmaymış bu. Onu da benim düzeltmem gerekiyor" ifadelerini kullandı.

"BU KİBİRLİ BİR CÜMLEDİR"
İmamoğlu, "Kendisine olağanüstü bir cevap hakkı var. Sayın Yıldırım, yanlış bilgilendirilmiştir ya da 31 Mart gecesi gibi belki sayın oradaki yetkililerin kendisine verdiği bilgiyle 'Kazandım' açıklamasını yapmış olduğu gibi burada da ne yazık ki üzücü ifadelerde bulunmuştur. 'Yalan söylemiştir' cümlesini üstüne basa basa ifade etmiştir. Çok yazık, üzücü. Bu kibirli bir cümledir. Üzülerek izliyorum. Öncelikle benim oradaki ifademde İsmail Küçükkaya'nın ismi geçmiyor ama Sayın Yıldırım az önce 'İsmail Küçükkaya'dan' diye söyledi. Az önce tabiri böyle. Ben dedim ki, 'Bana gelen bilgi ki, Engin Bey bunu söylemiştir, karşı tarafın soruların belirlenmesi, soruların moderatöre verilerek, soruların bu şekilde sorulması. 10 soru siz hazırlayın, 10 soru biz hazırlayalım' şeklinde. Ben dedim 'Ben öyle bir şey istemiyorum'. Açık ve net. Siz yoksunuz İsmail Bey. Bakın bu konuşma daha siz yokken, daha hiç netleşmemişken..." 

"KÖTÜ SÖZ SAHİBİNE AİTTİR"
Bu sırada araya giren Binali Yıldırım ise, "Siz konuşma yaparken İsmail Beyin moderatörlüğü belli olmuştu." dedi. Bunun üzerine İmamoğlu, Binali Yıldırım'a sözlerini kestiği gerekçesiyle, "Tekrar söylüyorum. Benim oradaki ifadem nettir. 'Yalan söylemiştir' cümlesini kötü söz sahibine aittir diyerek kapatalım" şeklinde konuştu.

SAYIŞTAY RAPORU TARTIŞMASI 
İsmail Küçükkaya, sayıştay raporunda, son 5 yılda 753 milyon liralık zarardan bahsedildiği, ihtiyaç dışı araç kullanımının 120 milyon, vakıflara ayrılan paraların da son 1 yılda 308 milyon lira olduğu iddialarını hatırlatarak, "Siz belediye başkanı seçilirseniz bu tabloyu nasıl değiştireceksiniz?" sorusu üzerine Binali Yıldırım, "Sayıştay raporunda öyle bir rakam yok. Raporda 108 bin liralık bir usulsüz işlemden bahsediliyor. Bu yalan, yalan. Yalan olduğu İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından açıklandı, defalarca" dedi. 
Küçükkaya'nın Sayıştay'dan bununla ilgili hiç yalanlama gelmediğini söylemesi üzerine Yıldırım, "Geldi. Onu bilmenizi isterim. Yalnız memurların açıklamaları yer almaz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden de birçok yazılı açıklama yapıldı. Maalesef bu konu yeterince duyurulamadı, onların yerine biz duyurmak sorunda kaldık. Böyle bir şey yok. Kısacası yalan. 'Doğru değil' diyelim, Ekrem Bey alınmasın. Nitekim o televizyon programında biz düzeltmeyi yapınca 'Doğru değilmiş, ne güzel.' dedi kendisi böyle bir geçiş yaptı. Değerli arkadaşımızın maalesef bu konularda daha ilkeli davranmasını beklerim. Bugüne kadar ortaya atıp kafa bulandırmaya çalıştığı bütün meselelerin doğru olmadığı ortaya çıktı. Bunları tek tek isterseniz sayalım ama ben bunları konuşmaktan zül duyuyorum. Ben İstanbul'u konuşmak istiyorum" diye konuştu.
Yıldırım, vakıflarla ilgili de açıklamalar yapıldığını belirterek, "Zaten belediyeler vakıflara nakdi kaynak aktaramaz." dedi. Küçükkaya'nın "Arazi, bina verir." sözleri üzerine Yıldırım, "Veriyor, vakıflar ne yapıyor peki. Bu vakıflar öğrenci yurtları yapıyor, eğitime destek veriyor, sosyal faaliyetler, sosyal sorumluluk projeleri yapıyor. Yaptıkları iş tamamen kamu yararı. FETÖ'nün nasıl beyin yıkamak için gençleri devşirip sonunda
da 15 Temmuz gibi belayı başımıza sardıysa, vakıflar da o tehlikeleri bir daha yaşamamak için bu işleri yapıyor" şeklinde konuştu. 

"BELEDİYE TAŞINMAZLARI İŞGAL OLARAK KULLANDIRILIYOR"
İmamoğlu, "Belediye başkanı seçilirseniz, israf dediğiniz düzen, rakamlar, vakıflara aktarılan paralar veya kötü ekonomi yönetimini nasıl çözeceksiniz? Binali Bey'in 'yalan' dedikleri yalan mı doğru mu açıklar mısınız?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"İstanbul'un şu an en büyük sorunu yoksulluk ve mali süreciyle ilgili derin problemler ve israf. Biz, israf, tasarruf ve seferberlik kelimelerini çok önemsiyoruz. Belki birilerinin canını acıtıyor ama kul hakkı meselesini de çok önemsiyoruz. Artık kelimelere takılmıyorum, nasıl söylerlerse söylesinler ama Sayıştay denetiminden çıkan raporu getirdim. Arzu ederlerse Sayın Yıldırım'a takdim ederim. Söyleyeceklerimin de sayfa sayfa konuları mevcuttur. Sayıştay raporunda İETT ve İSKİ'de, büyükşehir belediyesi yönetimiyle beraber toplam yapılan usulsüzlüklerin 753 milyon liraya ulaştığı... Burada Sayıştay raporu konuyu anlatır. Altına hesap kitap yapmaz. Örnek; belediye taşınmazları işgal olarak kullandırılıyor, işgaliyelerin sadece yüzde 20'sinden tahsilat yapılıyor. Bedeli, 164 milyon civarında."

"7 PERSONELE BİR BİNEK ARAÇ DÜŞÜYOR"
İmamoğlu, Binali Yıldırım'a yönelik, "Yanıltılmış olabilir, aldatılmış olabilir. Bence kendisine bilgi verenleri gözden geçirsinler. Efendim neymiş, cenazeymiş... Şu anda bile israf yapıyorlar. İstanbul'un bütün bilboardlarına bunlarla ilgili büyükşehir belediyesi cevap yazsın. Şu an vekalet eden bir Vali Bey var. Vali Bey'e buradan sesleniyorum; lütfen mukayyet olun. Kim bu kararı veriyor? Şu an bir seçim süreci. Bunu kim asıyor oraya? Benim iddiam değil ama hadi iddia kabul edelim, Sayın Yıldırım tersini savunabilir. 23 Haziran'dan sonra kim gelirse ona göre hareket edilir. Şu anda bu afişleri kim asıyor? İhtiyaç fazlası araç kullanımı... Efendim neymiş; ambulansmış, cenaze aracıymış, iş makineleriymiş, tankermiş... Sadece İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne ait, iştirakler hariç 1810 araç, 7 personele bir binek araç düşüyor. Bunun gibi israfı engelleyeceğiz, tasarruf yapacağız, ekonomik seferberlik başlatacağız" diye konuştu. 

"ALLAH AŞKINA BEN YURT YAPAMIYOR MUYUM DA BAŞKASINA İHTİYAÇ DUYACAĞIM?"
İmamoğlu, "Siz Belediye Başkanı seçilirseniz bir kere İBB'de FETÖ ile mücadele bağlamında ne yapacaksınız? Siz bunların hiç okullarına gittiniz mi, yurtlarında kaldınız mı, örgüt elebaşını Pensilvanya'da ziyaret ettiniz mi? Genel itibarıyla FETÖ sorusunu yanıtlar mısınız?" şeklindeki soru üzerine şunları kaydetti:  
"Benim uzaktan yakından hiç ilgim, temasım, ilişkim, siyaset öncesi eleştiren, siyaset sonrası da eleştirisine devam eden bir kimliğim... Niye biliyor musun? Ben devlete inanırım. Bence Sayın Yıldırım az önce çok talihsiz bir şey söyledi, işte FETÖ gibi örgütlerin yok olması adına mevcut vakıflarla iş birliği yapılarak temiz yurtlar, vesaire... Belediye var. Kardeşim belediye var. Ben belediyeye güvenmeyeceğim de yani burada Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı'na TÜRGEV diye vakfa 51 milyon 593 bin lira... 2018 raporu bu. Burada da okul ve yurt çalışmaları raporu var burada bakın. 2018 ve yenisi. Her ikisi de
burada. Burada yazıyor yani ben demiyorum bunları. Ensar Vakfı'na 29 milyon 797 bin... Bunun gibi aşağıya sıralayabilirim. Türkiye Gençlik Vakfı TÜGVA... İstanbul Büyükşehir Belediyesi var. Allah aşkına ben yurt yapamıyor muyum da başkasına ihtiyaç duyacağım? Mücadele böyle verilir. Esas olan devlet. "Vakıflarla, derneklerle tabii ki iş birliği yaparım. Temiz dernekler, vakıflar, makul seviyede iş birlikleri yaparsınız, faydalı işler üretirsiniz. Bazen endişe ediyorum sözünü demeye. Ben her kesimdeki vakıflarla, derneklerle iş birliği yapmış 5 yıllık belediye başkanlığım var. İHH ile de yaptım, başka kurumlarla da yaptım, anlık yaparsınız. Benim ne işim var vakıflarla? 3-5 dernekle iş birliği yaparsınız ama yurdu belediye yapacak kardeşim, taahhüdümüz de var. Kadınlar için de erkekler için de ayrı ayrı yurtlarını yapacağım. Birçok konuda yatırımlarını yapacağız. Yani zaten başımızda bir bela oluştu, bir FETÖ terör örgütü oluştu. Yani hepimizin evine kadar girme konusunda birtakım iş ve işlemleri oldu. Allah aşkına soruyorum size? Bu nedir yani? İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak yurtlar yapacağız, eğitime destek vereceğiz. Bugüne kadar açılmamış o kreş dediğimiz mevzuyu biz çok güçlü bir kavram olarak görüyoruz. İşimiz bu. Dolayısıyla biz o işten anlamayız. Ben hiç anlamam, 5 yıllık belediye başkanlığım orada. Bizim işimiz olmaz o işlerle, sağlıklı, kurumsal düzene inanan, devletine inanan, devletinin güçlenmesine inanan bir ahlaktan geliyoruz. Bizim o terör örgütlerinin hiçbirisiyle zerre ilişkimiz olamaz. Bu kadar net."

"ALLAH AŞKINA BEN YURT YAPAMIYOR MUYUM DA BAŞKASINA İHTİYAÇ DUYACAĞIM?"
Binali Yıldırım, vakıflara yardımlara ilişkin yöneltilen soruya, "'Temiz vakıflara veririz' diyor da temiz vakfı nasıl, deterjanla yıkayarak mı belirleyeceğiz? Temiz olduğunu veya olmadığına kim karar verecek? İstanbul'da 23 bin vakıf, dernek ve hemşehri derneği var. Hepsine büyükşehir belediyesi de ilçe belediyeleri de destek oluyor. Bir şeyi tekraren söylüyorum, hiçbir şekilde belediyeler bu kuruluşlara nakdi destek olamaz. Kendisinin de ilçesinde bir vakıf var. Batı bilmem ne vakfı... Vakıflara destek olmak yanlış bir şey değil. Sizin yapamadığınız işleri onlar yapıyorlar. Siz de onlara destek veriyorsunuz. Toplumsal sorumluluk üstleniyorlar. İnsanları bir araya getiriyorlar. Onların kaynaşmasını sağlıyorlar, ihtiyaçlarını görüyorlar, kurslar ve geziler düzenliyorlar. Vakıf isimlerinden bahsetti. Bu vakıflara nakdi bir kuruş yardım
yapılmamıştır. Yapamaz belediyeler. Burada algı operasyonuna gerek yok. Yapılmadığına dair zaten belediye açıklamasını yaptı" yanıtını verdi. 

"BUNLARIN İBADET KISMI VAR, TİCARET KISMI VAR, İHANET KISMI VAR"
Binali Yıldırım, belediyede FETÖ mücadelesine dikkat çekerek, "FETÖ'ye yönelik beyanatından memnun oldum. Bunu doğrusu takdir ediyorum. FETÖ büyük bir terör örgütüdür. 15 Temmuz gecesi biz bunu yaşadık. Yakından yaşadık. 251 şehit verdik. 2 bin 193 gazimiz oldu. Bu FETÖ ile mücadelede elbette devam edecek. Burada tabii ki hukukun içerisinde kalarak devam edilecek. Bunların ibadet kısmı var, ticaret kısmı var, ihanet kısmı var. Bizi ilgilendiren ihanet kısmıdır. Bunlar da şimdi mahkemelerde hesabını veriyor." 
Yıldırım, "Belediye başkanı seçilirseniz işsizlik ve kent yolsuzluğunu azaltma konusunda ne yapacaksınız?" sorusuna ise şu anda ekonomik bir sıkıntı çekildiğini, bunun da insanların hayatına öyle veya böyle yansıdığını belirtti. 
Yıldırım, "Genel değerlendirme olarak şunu söyleyeyim, İstanbul Avrupa'nın 13. büyük ekonomisi. İstanbul ihracatı 72 milyar dolar. İstanbul milli gelirin 232 milyar doları karşılıyor ve gelen turistin üçte biri İstanbul'a geliyor. Bizim gelecek 5 yıl içinde yapacağımız projelerle çekeceğimiz yatırımcılarla 500 bin istihdam sağlayacağız. Tuzla'da biyoteknoloji vadisi kuracağız ve burada 50 bin kişiye istihdam sağlayacağız. 160 biyoteknoloji fabrikası olacak, aşılar yapılacak, antikor, enzim üretimi gerçekleşecek. Hem dışarıdan aldığımız bu ürünlerle döviz kaybını önleyeceğiz. Buradan 27 milyar ekonomiye katkı sağlayacağımız gibi 50 bin istihdam sağlayacağız" dedi. 
Yıldırım, "Ayrıca bir teknoloji üssü kuracağız. Burada bigdata dediğimiz büyük verinin işlenmesi, yapay zeka merkezi olarak burada gençler istihdam edilecek ama istihdamı biz yapmayacağız. Onlara altyapısını hazırlayacağız. Fikirlerini getirecek onların akıl terini sermayeye dönüştürecek ürüne dönüştürecek bir imkan sağlayacağız. Buradaki istihdam miktarı 24 bin 500. Yatırım miktarı da 1,5 milyar lira. Pendik'te bir teknoloji geliştirme bölgesi burada da firmaların Ar-Ge'leri buraya yerleşecekler, altyapı arsa tahsisi belediyeden olacak. Aynı bunun örneği Rotterdam'da, Singapur'da var. Bu modeli
İstanbul'a getireceğiz. Burada da 50 bin istihdam öngörüyoruz" şeklinde konuştu.
Atatürk Havalimanı'nın millet bahçesi ile fuar ve kongre merkezi olacağını anlatan Yıldırım, 11 milyon metrekarelik alandaki amaçlarının Avrupa'daki 50 milyonluk fuar ve kongre turizminin yüzde 10'u, yani 5 milyonundan istifade etmek olduğunu belirtti. 


Görüntü Dökümü:
-----------------------
- Yıldırım'ın açıklamaları
- İmamoğlu'nun açıklamaları
- Detaylar