Bir ülkede demokratik yollarla gelen bir iktidar demokratik yollarla gitmelidir.
Bu kalıp cümle herkesin kulağına hoş gelir, sanki vazgeçilmez tartışılmaz bir fikirmiş gibi algılanır.
Bunu nereden çıkardık?
 Malum Mısır da Mursi ordunun baskısıyla devrildi. Buna darbe diyen oldu,demeyen oldu.
Tıpkı 12 eylül 1980 de Türkiye de yapılan askeri darbeyi alkışlayanlar ve daha sonra da faşizm diye yerden yere vuranlar gibi.
Oysa olay çok basit.
Bir iktidar demokrasinin özgürlük yolunu kullanarak iktidara gelmişse daha sonra  da amacına ulaştığında demokrasi yolunu bozarak tıkayarak engeller koyarak o yoldan başkalarının geçmesini ve hedefe ulaşmasını engelliyorsa, böyle bir iktidar için sandıkla gelen sandıkla gitsin denilebilir mi?
Bu iktidar sandığa giden yolu tıkamışsa insanların sandık hedeflerine ulaşmadaki argümanları yok etmişse, nasıl sandıkla geleni sandıkla indireceksin.
Bunu biraz daha açacak olursak;demokrasinin vazgeçilmez unsurlarının en başında ifade özgürlüğü gelir.
İfade özgürlüğünün ses bulduğu halka ulaştığı alanalar ise yazılı ve sözlü görsel basın medyadır.
Ayrıca son günlerin en çok kullanılan alanı olan sosyal medyadır.
Bir iktidar basında,sosyal medyada,yazıda, kitapta insanların özgürce kendisini ifade etmesini engelliyorsa, tepenizde sürekli devletin ceberrut gücüyle, ekonomisiyle, polisiyle, askeriyle tehdit olarak duruyorsa,her gün korkuyla kalkıp korkuyla yatıyorsanız, yazı yazarken sürekli kendinizi kontrol etme ihtiyacı hissediyorsanız, iktidarı eleştirirken  on kere yutkunuyorsanız, iktidarın yaptıklarını halka anlatmada zorluk çekiyorsanız, nasıl olacak ta sandıkla geleni sandıkla götüreceksiniz.
Bir iktidarın yanlışlarının anlatıldığı en etkili kullanılır alan görsel medya olduğuna göre,görsel meyanın tamamını yüz kabul edersek, muhalefetin ve iktidar karşıtlarının ifade alanı üçle sınırlıysa, nasıl olacakta iktidarı sandıkta devireceksiniz.
Çünkü medya her gün iktidarı yağlayıp ballıyorsa, insanların mutluluk haberlerini gösteriyorsa, gelirlerin patladığını, ülkenin çağ atladığını, herkesin cebinden para fışkırdığını söylüyorsa, cebinde para olmayan adam şunu söyleyecektir.
Demekki, herkesin parası var benim yok bu da benim beceriksizliğim diyecektir.Çünkü halkın örgütlü olduğu güçlü STK lar bir bir cılızlaztırılıyor veya sessiz hale getiriliyor.
Siyasal partiler halk katmanların da yeterli örgütlenmeyi yapamıyor,söyledikleri sözler halka ulaşmıyor,ulaşamıyor.
Biraz evvel dediğim gibi iletişimin %97 si iktidarda,%3 muhalefette nasıl ulaşacak.
Mısır gibi ülkelerde demokrasi falan yaşamaz,bizim gibi birinci meşrutiyetten bu yana yüz elli yıla yakın bir süredir demokrasi deneyimi,mücadelesi yapan bir yerde bile demokrasi can çekişebiliyorsa,Mısır gibi demokrasinin ''d'' sinden habersiz bir toplumda demokrasi falan olmaz.
Zaten altmış yıldır sürekli darbelerle gelen bir sürü albay, general ülkeyi yönettiğine göre, bundan sonra da onlar birbirlerini vura kıra,allahuekber diyerek birbirlerini boğazlayarak Mısırı yöneteceklerdir.
Ölenler Müslüman sanki öldürenler Müslüman değil.
Her ikisi de Müslüman,sadece biri iktidar biri muhalefet,birisi darbe yemiş,diğeri darbe yapmış.
Dün de böyleydi, bu gün de böyle yarında böyle olacaktır.

Eskiler derdiki, sokma akılla bir yere gidemezsin,buralarda da demokrasi olsun demekle demokrasi olmuyor.

Bize düşen kendi kapımızın önünü süpürmek daha sonra da bu çamur deryasından uzak durmaktır.