Öğrenme güçlüğü ve okul başarısızlıklarının birey ve çevre kaynaklı sebepleri vardır.

Birey kaynaklı sebepler arasında; zihinsel özürler, kronik hastalık, dikkat eksikliği, duyusal, duygusal sorunlar, gelişimsel bozukluk, ortopedik bozukluklar sayılabilir.

Çevreden kaynaklan nedenler;aile içi çatışma,yaşadığı olumsuzluklar,yanlış anne baba tutumları,sos-yo-kültürel imkansızlık,öğretmen sorunları,eğitimdeki aksaklıklar..v.b sayılabilir.Öğrenme güçlünün üstesinden gelinebilecek basit düzeyleri vardır.Mesela eşyalarını istenen sürede toplamıyor,çok geciktiriyorsa ona on dakika daha mühlet verilebilir.Sorunun fark edilmesiyle telafi stratejileri geliştirmelidir.

İlk öğrenme bozukluğu vakası,1896 da İngiliz D.R.Morgan tarafından “konjenital kelime körlüğü” tanısıyla yayımlanmıştır.Morgan 14 yaşındaki Percy’ nin yaşıtları kadar sağlıklı olduğu halde hiçbir sözcüğü doğru okuyamadığını ve hatasız yazamadığını,adını bile yanlış yazdığını,ama 789.458.245.03 ü hemen okuduğunu görmüş.

Bu durumun, yazılı ve basılı sözcükleri görsel hafızada depolayamamaktan olabileceğini varsaymış. Morgan bu vakanın beyinde hiçbir hasar ve hastalık olmamasına rağmen, sol beyinin gelişiminden kaynaklanan aksaklıktan, görsel algı ve görsel hafıza alanındaki fonksiyonel bozukluğa bağlı nedenlerden kaynaklanabileceğini savunmuş.

1930-40’larda yapılan araştırma sonrası, öğrenme güçlüğünün beynin hasarından kaynaklandığı ve nörolojik bir bozukluk olduğu ileri sürülmüş.

En son Öğrenme Bozukluğu Komitesinin kabul gören tanımına göre;”dinleme, konuşma, okuma, yazma, akıl yürütme ile matematik becerilerin kazanılmasında ve kullanılmasında önemli güçlüklerle kendini gösteren heterojen bir bozukluk gurubudur”.Bu bozuklukların bireyin yaratılışıyla ilgili olduğu ve Merkezi Sinir Sisteminin işleyiş bozukluğuna bağlı olduğu varsayılır.

“Öğrenme güçlüğü” konusuna devam etmek üzere …..Saygılar,hürmetler.
AYŞE BAY