AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Sandıkta kazanılan tüm bu başarılar, milletimizin verdiği destek sayesindedir. Bütün başarının sahibi aziz milletimizdir. Aziz milletimizin talimatlarına uyduğu müddetçe, AK Parti Türkiye’yi değiştirme gücünü elinde tutmuştur" dedi. 
AK Partili Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısının gündemine ilişkin basın toplantısı düzenledi.  Çelik, "Bugün, hepimizin bildiği rahmetli Emine Bulut’un hunharca katledilmesi karşısında milletçe derin bir üzüntü yaşıyoruz. Bütün kadın cinayetleri, aynı üzüntüyü oluşturuyor hepimizde. Bugün karşı karşıya kaldığımız vahşet, hafızamızı aynı acıyla yüzleştiren, bundan sonrası için yapmamız gerekenler konusundaki hassasiyetin daha da artmasına bizi davet eden bir durum. Bir annenin, çocuğunun gözleri önünde hayatını kaybetmesi çok büyük bir üzüntü kaynağı. Sayın Cumhurbaşkanımız da bu konudaki hassasiyetlerinin altını çizdiler. Siyaset kurumunun müdahil olacağı konular hususunda, derhal Aile Bakanlığımız harekete geçmiştir. Evladımız, yetkililerin, psikologların gözetiminde tanıdıklarının yanındadır. Bakanlığımız konuya her aşamada müdahil olacaktır. Bu katliamı gerçekleştiren şahsın, en yüksek cezayı alması hepimizin temennisidir" dedi.
'BU TOPLUMSAL BİR YARADIR'
Çelik, "Orada insan hayatını kaybederken birileri ona yardım etmek yerine, görüntü alma işiyle uğraşmak gibi bir duruma nasıl düşüyorlar?" diye sorarak şöyle devam etti:
"Bu, topyekun değerlendirilmesi gereken bir konu. Kadın cinayetleri meselesi, yasal düzenlemelerin ötesinde, kültürel-ahlaki hassasiyet oluşturmak, ilk eğitimden başlayarak toplumun her aşamasında bir konu haline getirilmesi gerekiyor. Biz, üzerimize düşen ne varsa, şimdiye kadar önümüze getirilen ne konu varsa, bu konuları hassasiyetle yerine getirdik. Bundan sonra da, her türlü üstümüze düşen vazifeyi yerine getirmeye hazırız. Bu büyük bir toplumsal yaradır. Her duyduğumuz hadiseyle birlikte çok şiddetli bir şekilde sarsılıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız da bu konuya değindiler, özellikle medyada, sosyal medyada bu görüntülerin yayılması, burada toplumun diğer kesimlerinin, bilhassa çocukların nasıl etkileneceğinin hesaba katılması gerekiyor. Şiddet görüntülerinin yayılması başka bir tür şiddettir. Özellikle sosyal medyada vahşet kültürüne karşı nasıl bir duyarlılık oluşturulabilir, öteden beri bunun altını çiziyorlar. Biz, AK Parti MKYK’mız, MYK’mız olarak, bu konuda üzerimize düşen vazifeler varsa, her türlü öneriye, işbirliğine açığız."
'BAŞARILAR MİLLETİMİZİN VERDİĞİ DESTEK SAYESİNDEDİR'
 AK Parti’nin 18’inci kuruluş yıl dönümünün kutlandığını anımsatan Çelik, şöyle konuştu:
"Milli iradenin büyüklüğü, sivil siyasetin genişletilmesi, demokrasimizin derinleştirilmesi, AK Parti’nin kendisi için varlık sebebi olarak gördüğü meselelerdir. 4 yerel seçimden, 6 genel seçimden birinci parti olarak çıktık. 2007-2010-2017 referandumlarından alnımızın akıyla çıktık. Türkiye’nin ihtiyacı olan sistem değişikliğini gerçekleştirdik. Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ne geçildi. İlk başkanlık seçiminde zafere imza atılmış oldu. Sandıkta kazanılan tüm bu başarılar, milletimizin verdiği destek sayesindedir. Bütün başarının sahibi aziz milletimizdir. Aziz milletimizin talimatlarına uyduğu müddetçe, AK Parti Türkiye’yi değiştirme gücünü elinde tutmuştur. Bunun bilincindedir. Önümüzdeki yıllarda da bu bilinçle yürüme konusunda Sayın Cumhurbaşkanımızın tüm birimlerimize yönelik değerlendirmeleri olmuştur. Demokrasi mücadelesinin güçlenmesi, sivil siyaset alanın güçlendirilmesi önemlidir. Karşımızda askeri, yargı vesayetlerine sığınmak isteyenlerin, hatta yakın zamanlarda, darbe girişimine 'tiyatro' deme şeklindeki bir izansızlıkta bulunanların milletten geçer not alamadığı görülmüştür. AK Parti, bu şekilde yoluna devam edecektir."
'GÜVENLİ BÖLGE BARIŞ KORİDORU OLARAKTIR'
Suriye’nin kuzeyinde kurulması planlanan güvenli bölgeye de değinerek, "Suriye’nin kuzeyinde bir güvenli bölge kurulmalıdır. Bu güvenli bölge, terör örgütünün Türkiye sınırlarından uzaklaştırılmasını sağlayacak yeterli derinlikte olmalıdır. Bir diğer konu, bu bölge muhakkak surette Türkiye’nin kontrolünde olmalıdır. PYD ve YPG’ye ait hiçbir unsur bu bölgede bulundurulmamalıdır. Güvenli bölge, barış koridoru olaraktır. Ülkesine dönecek Suriyelilerin buraya rahatça dönmesi açısından da bir işlev icra edecektir. Bunu müttefiklerimizle koordinasyon halinde yapmak istiyoruz. Ama bazı müttefiklerimiz, terör örgütünü himaye eder pozisyona girdiklerinde de Cumhurbaşkanımız tarafından ortaya konuluyor; ‘Bedeli ne olursa olsun, Türkiye güvenlik ihtiyaçlarımızı karşılamak üzere buraya müdahale edecektir’ pozisyonu her zaman diri tutuluyor. Güvenli bölgenin müttefiklerimizle koordinasyon içinde kurulacağı kararına varılması pozitif bir noktadır. Burada kurulacak bölgenin istikrara katkısı olacağı açıktır. Suriye’deki istikrarsızlığı giderecek, Suriyelilerin ülkelerine dönmesini sağlayacak, Suriye’deki çatışmaların sona ermesine katkı sağlayacak bir alan olacaktır. Türkiye’nin güvenlik ihtiyaçlarının karşılanması açısından önemli bir adım gerçekleşmiş olacaktır" diye konuştu. 
'SÜRESİ DOLDUĞU İÇİN TEKLİFLER DÜŞMÜŞ OLDU'
Çelik, partisinin 7'nci olağan kongre sürecinin 7 Ekim 2019 itibarıyla başlayacağını söyledi. Çelik, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. ABD basınında yer alan; Türkiye’ye sunulan Patriot teklifinin geri çekildiği yönündeki haberler hatırlatılan Çelik, şöyle dedi:
"Bir teklifte bulunuyorlar, bu teklifin süresi dolduğunda teklif düşmüş oluyor. S-400’lerden önce; uygun kredi koşulları, teknoloji paylaşımı, finansman gibi konularda işbirliği istemiştik. Bu işbirliği konularında Türkiye açısından verimli bir işbirliğine yanaşmadıkları için Türkiye başka bir seçenek denedi. Bu seçenekte de bahsettiğim finansman, teknoloji paylaşımı konusunda Türkiye’nin önüne S-400’ler belirli bir seçenek olarak geldi. Bu tercihe yöneldi Türkiye. Türkiye bu anlaşmayı yaptıktan sonra tekrar teklif geldi. Teslimatta arzu ettiğimiz süre verilmiyordu. Kredide arzu ettiğimiz formül yoktu. Teknoloji paylaşımında arzu ettiğimiz yaklaşımı göremiyorduk. Arkasından ön şart olarak, S-400’lerin alınmaması gibisinden egemen bir devletin tasarruf alanına müdahale anlamına gelecek şart öne sürülünce Türkiye buna pozitif bakmadı. Netice itibarıyla verilen tekliflerin süresi dolduğu için o teklifler otomatik olarak düşmüş oldu."
'CHP YÖNETİMİNİN BUNDAN HABERİ YOK'
Çelik, CHP'nin Doğu Akdeniz meselesine ilişkin eleştirilerinin hatırlatılması üzerine; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de varlık göstermediği yönündeki açıklamalarına dikkat çekerek, "Oradaki sondaj gemilerimizden haberi yok. Oradaki, gemilerimizin yanı sıra o gemileri koruyan Deniz Kuvvetleri gemilerinden haberi yok. Savunma Bakanımızın, kuvvet komutanlarımızın o gemilere indiğinden haberi yok. Oradaki varlığımızdan haberi yok. Sondaj gemilerimizin varlığı üzerinden, sık sık Cumhurbaşkanımızın altını çizdiği hassasiyetleri, neredeyse son 1-2 ay içinde günlük olarak dünya basınına düşerken, CHP yönetiminin bundan haberi yok. Bahsettiğimiz değerlendirmeler, Kılıçdaroğlu’na da ne tür bilgi verildiğini göstermesi açısından vahimdir. Türkiye orada hem Türkiye Cumhuriyeti’nin çıkarlarını koruma konusunda hem de KKTC’nin çıkarlarını koruma konusunda, hak ve menfaatlerimizi koruma konusunda, diplomasi alanında yapılması gerekeni tam anlamıyla yapmaktadır. Askeri varlık gösterme açısından yapılması gerekeni tam olarak yapmaktadır. Arama faaliyetleri açısından yapılması gerekeni tam olarak yapmaktadır" şeklinde konuştu.