AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, Suriye'den kaçarak ülkeye sığınan mültecilerle ilgili olarak, "Anadolu bir ana kucağıdır. Hamd olsun bu mazlumların, bu mağdurların duasıyla Türkiye bu sıkıntıdan da çıkacaktır" dedi.
Kars İl teşkilatının genişletilmiş il danışma meclisi toplantısında konuşan Grup Başkanvekili Mahir Ünal, ülke gündemiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Terör meselesi, Kürt sorunu ve açılım süreciyle ilgili açıklamalarda bulunan Ünal, sınırdan giren mültecilerle ilgili yapılan eleştirileri hatırlattı. Mahir Ünal, "Anadolu bir ana kucağıdır. Biz, 1490'larda İspanya'da zulme uğrayan Yahudilere de kucağımızı açtık. Biz, o günden bu güne kadar bütün mağdurlara, bütün mazlumlara, bütün zulme uğrayanlara hep bir ana kucağı olduk. Ve bizim bu tavrımız sayesinde ham olsun bu topraklar üzerinden Allah'ın bereketi hiç eksik olmadı. Allah'ın yardımı hiç eksik olmadı. Ve hamd olsun bu mazlumların, bu mağdurların duasıyla Türkiye bu sıkıntıdan da çıkacaktır" diye konuştu.
Kars milletvekilleri Ahmet Arslan, Yunus Kılıç, İl Başkanı Ali Şakir Yurdakoş'un da hazır bulunduğu DSİ konferans salonundaki toplantıda, Devletin vatandaşların hak ve özgürlüklerini kimseyle pazarlık konusu yapmadığını savundu. Mahir Ünal, bu konuda şunları söyledi:
"Hele hele terör örgütüyle asla yapmaz. Şimdi MHP’liler diyor ya, ‘siz bunlarla müzakere yapıyorsunuz.’ Evet, müzakere yapıyoruz ama biz terörü bitirmek, silahı bırakmaları için müzakere ediyoruz. Terörü bitirmek ve sonlandırmak, silahları ve silahların şiddetini bitirmek için kiminle konuşacaksınız? Terörü uygulayanlar ve onların uzantılarıyla konuşmak zorundasınız, ama biz vatandaşımızın haklarını ve özgürlüklerini kimseyle müzakere etmeyiz. Biz vatandaşlarımızın, özellikle Kürt vatandaşlarımızın temel hak ve özgürlükleriyle ilgili düzenlemeleri hızlı şekilde yaptık. Her düzenleme yaptığımızda muhalefet bize ne dedi? ‘Ne aldınız da ne veriyorsunuz’ dedi. Dedik ki ‘vatandaşımızın hakkıyla ilgili al-ver olmaz.’ Devlet, kendi vatandaşının hakkını vermek zorundadır. Devlet kendi vatandaşının hakkını da kimseyle müzakere etmez. Çözüm sürecinin muhatabı vatandaşımızın kendisidir. Ama dediğim gibi terörü sonlandırmak, silahların bırakılması ve nihayetinde Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde kamu düzeninin ve güvenliğinin sağlanması için bu süreç devam etmekte."

FOTOĞRAFLI