BM 69. Dönem Genel Kurul Çalışmaları için ABD'nin New York kentinde bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,saat 16.30 sıralarında İstanbul'a geldi. Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi'nde açıklamalarda bulundu. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son dönemde Suriye sınırında yaşanan olaylara değinerek, şöyle konuştu: 

"Bölgede kritik bir dönemi yaşıyoruz. Çünkü 1.250 km yaklaşık sınırımız olan Suriye ve Irak'ta 'Mevcut terör eylemleri bizi ilgilendirmez' deme lüksümüz yok. Şu anda 1,5 milyon sığınmacı ülkemizde. Bu sığınmacıların bizim ülkemize geldiği bir ortamda 'Bize ne' diyemeyiz. Başta Suriye rejimi olmak üzere, bu zalim rejimden kaçanların sığındıkları bir başka zalim olmamalı. Böyle bir ortamla karşı karşıyayız. Orada mazlum ve mağdurların savunucusu durumunda olan örgütler de var. Başta Özgür Suriye Ordusu olmak üzere. Bunlar da orada bir mücadele veriyor."

"DÜNYADA AKLISELİM HAKİM OLAMADI"

Dünyada aklıselimliğin hakim olamadığını belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"4 yıldır biz bunları hep seslendirdik ama yalnız kaldık. Şimdi ise durumun ne büyük felaket olduğu, özellikle IŞİD terör örgütünün Irak'a geçişi, Irak'ın üçte birini işgal etmesi ve bu olaylardan sonra Ezidilerin dağlara kaçması, Sünnilerin büyük ölçüde Musul'u boşaltmış olmaları... Bunlar görünen gerçekler. Bir de hakikaten çok acımasız devam eden ve bizim dinimizle uzaktan yakında alakası olmayan bir uygulamayı kabullenmek mümkün değil."

"GÖLGE DÜŞÜRMEKTEDİR"

"Bizim dinimiz İslam barışın dinidir, kardeşliğin dinidir. Birliğin beraberliğin dinidir. Savunmasız insanların öldürülmesine bir kere bizim dinimiz kesinlikle izin vermez. Burada ise acımasızca yapılan bu eylemler, bu vurgunlar bizleri derinden yaralamıştır, yaralamaktadır. İslam'a da ne yazık ki mal edilmektedir, gölge düşürmektedir."

"BİZ BUNLARI HEP SUSKUN GEÇİRDİK"

"49 tane rehinemiz vardı. Baştan beri onları sağ salim ülkemize getirme gayretinde olduk. İçeride ve dışarıda çeşitli yakıştırmalar oldu. Biz bunları hep suskun geçirdik; çünkü biz sözün ve lafın değil eylemin tarafında olmak zorundaydık. Hamdolsun, Rabbimin de lütfuyla, Milli İstihbarat Teşkilatımızın ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, siyasi iradenin başarısı ile yurda getirdik. Üç durumun gerçekleşmesi gerekiyor."

"BAŞKAN SAYIN OBAMA İLE ELE ALMA İMKANIMIZ OLDU"

"Uçuşa yasaklı bölgenin ilan edilmesi ve bu bölgenin güvence altına alınması. Güvenli bir bölgenin Suriye tarafında tesis edilmesi.

Güvenlik Üst Kurulu toplantısında konuşacağız ve adım atacağız. Bu konuları orada Başkan Sayın Obama ile ele alma imkanımız oldu. Bunları öncelikle hükümetimizle ele alıp değerlendirmesini, istişaresini yapacağız. Ardından da kamuoyuyla paylaşacağız. 

Bütün bunlar istihbarat teşkilatımızla paylaşılan bilgilerdir. Milli İstihbarat Teşkilatım da sağlıklı bir şekilde bu çalışmalarını sürdürüyor. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Zaten elde edilen son başarı da bunun örneğidir."

"ONLAR BURADAN PALAZLANIRLAR"

"Dört yıl önce bu örgütlerin hemen hemen tamamına yakını yoktu zaten. Bu örgütlerin doğduğu yer Irak'ta El Kaide ve Suriye'de palazlanmaya, güç kazandı. Terör ve terör örgütleri bataklığı sever. Onların bataklığı ya iç savaşlardır ya da bu tür esintilerin olduğu ortamlardır. Onlar buradan palazlanırlar. Suriye'de Amerika silahı olmaz, Suriye'de daha çok Rus silahı olur. Oradan beslenir. Ama Irak'ta Maliki ordusu kaçınca, ABD silahları IŞİD'in eline geçti. Bunların içerisinde ağır silahlar var, hafif silahlar var.

Bunu kendileri de kabul ediyorlar, 'Bizim yanlışımız' diyorlar. Bunların hepsinin değerlendirmesini kendileriyle de yaptık. Daha sonra birçok irili ufaklı terör örgütleri türemeye başladı. Şu anda geldiğimiz nokta odur. Bütün bunlara karşı Cidde'de 40 ülke bir araya geldi. O toplantıya biz de katıldık. O toplantıda, 'Bizler insani yardım boyutunda bulunabiliriz ama fiili katılamayız' dedik. Çünkü o günün şartları onu gerektiriyordu."

"TEZKERE PARLAMENTODAN GEÇTİKTEN SONRA"

"Şu anda tabii pozisyon değişti. Bundan sonraki süreç daha farklı olacak. Bunları da Ankara'da yapacağımız çalışmada, biliyorsunuz ayın 2'sinde tezkere parlamentoya geliyor ve görüşülecek, tezkere parlamentodan geçtikten sonra atılması gereken adımlar ona göre atılacaktır. Bu tezkere tabii Silahlı Kuvvetlerimizi yetkilendirme tezkeresidir. Bir diğer adım, bu süreç içerisinde bizim güvenlik noktasındaki güvenlik adımları süratle atılacaktır. 

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde toplantıyı yaptığımız gün, o 40 ülkenin katıldığı koalisyon oluşumuna destek 104'e çıktı. Bu sayı daha da artabilir. Buna benim de umudum var. Çünkü şu anda en karşı olanların bile, özellikle bu terör örgütlerine karşı mücadelede bulunma sözü verdiklerini Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi de gördü."