CUMHURBAŞKANLIĞI Sözcüsü İbrahim Kalın, "Barış Pınarı Harekatı, birçok oyunu eş zamanlı olarak bozmuştur. Yöneltilen eleştiriler, yaptırım tehditleri veya kınamalar bizi haklı davamızdan hiçbir şekilde vazgeçirmeyecektir. Bu tür yaptırımlara misliyle karşılık veririz. Bu konuyla alakalı Dışişleri Bakanlığımız bir hazırlık yapıyor. Onların bu tür bir çalışması varsa elbette Türkiye Cumhuriyeti Devleti de bunu karşılıksız bırakmayacaktır. Suriye’nin toprak bütünlüğü açısından ve etnik, sosyolojik dengeleri açısından da PYD ve YPG tahakkümünün artık sonlanmasının zamanı gelmiştir” dedi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen Kabine Toplantısı’nın ardından önemli açıklamalarda bulundu. Kalın, Barış Pınarı Harekatı’na ilişkin yaptığı konuşmada, "Barış Pınarı Harekatı bir çok oyunu eş zamanlı olarak bozmuştur. Dünyada dengelerin yeniden kurulduğu dönemde, Türkiye’nin kendi ulusal çıkarlarını esas alarak bu hamleyi yapmış olması belki bazılarını şaşırtmış olabilir. Fakat Türkiye’yi, Türk devletini, Türk milletini ve Türk ordusunu tanıyanlar, onun geçmişi hakkında bir fikre sahip olanlar eminim şaşırmamışlardır. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarıyla sınırımızı teröristlerden nasıl temizlediysek bundan sonra da Barış Pınarı Harekatı ile Fırat’ın doğusunu bütün terör unsurlarından temizleme konusunda tam bir kararlılık içerisindeyiz. Yöneltilen eleştiriler, yaptırım tehditleri veya kınamalar bizi haklı davamızdan hiçbir şekilde vazgeçirmeyecektir. Türkiye bugüne kadar olduğu gibi hem sahada hem de masada güçlü ve akıllı stratejileri hayata geçirmeye devam edecektir. Bundan da hiç kimsenin endişesi olmasın. Harekat planlandığı şekilde devam etmekte. Hamdolsun 8’inci gününde beklenenden çok daha kısa sürede büyük başarılar elde etmiş bulunmaktadır. Bölgede askerlerimizin güvence altına aldığı beldelerde bir huzur ve güvenlik havasının oluştuğunu söyleyebiliriz. Bunun karşısında duranlar ise yıllardır PKK terör örgütünü ve onun Suriye’deki uzantılarını besleyen, destekleyen, eğiten ve finansal olarak onları güçlendiren çevrelerdir” ifadelerini kullandı.
‘BARIŞ PINARI HAREKATI, DAEŞ’LA MÜCADELEYİ HİÇBİR ŞEKİLDE SEKTEYE UĞRATMAYACAKTIR’
Kalın, PKK’nın taşeron örgüt olduğunu vurgulayarak, "Uluslararası güçlerin kullandığı bir maşadır. Bunu Suriye sahasında açıkça gördük. Barış Pınarı Harekatını lekelemeye çalışanlar, aslında Suriye bölgesindeki piyonları mevzi kaybettiği için bu kadar sinirli ve öfkeli ve panik halde bulunmaktadırlar. PKK’nın yenilgisini adeta Kürtlerin bir kaybı gibi yansıtmaya çalışıyorlar. Bunun gerçekle en ufak bir alakasının olmadığını altını özellikle çizmek istiyorum. Kürt kardeşlerimizle bu terör örgütünü net bir şekilde ayrıştırdığımızı bir defa daha ifade etmek istiyorum. Suriye’de de yüz binlerce Kürt bu terör örgütünün ayrılıkçı fikriyatını ve terör yöntemlerini kabul etmemiştir ve etmeyecektir. Özellikle DEAŞ’la mücadelede zaafa uğranacağı şeklindeki söylemlerin de bu örgütü aklamak için uydurulmuş yalanlar olduğunu ifade etmemiz gerekiyor. Barış Pınarı Harekatı, DEAŞ’la mücadeleyi hiçbir şekilde sekteye uğratmayacaktır. Türkiye, Fırat Kalkanı Harekatıyla 3 bininin üzerinde DAEŞ teröristini etkisiz hale getirmiştir" dedi. 
‘DEAŞ’LILARI KİMLERİN NEDEN BIRAKTIĞINI SORMAK EN TABİİ HAKKIMIZDIR’
İbrahim Kalın, PKK/PYD-YPG’nin DEAŞ’lı esirleri batı dünyasına karşı bir şantaj malzemesi olarak kullandığını belirterek, şunları kaydetti:
"Bunu iki gün önce açık ve net bir şekilde gördük. Türkiye’yi Barış Pınarı Harekatı konusunda eleştirenlere, bu DEAŞ’lıları kimlerin neden bıraktığını sormak en tabii hakkımızdır. Batılı dostlarımızın, NATO üyesi Türkiye’yi bir kenara bırakıp adeta bu terör örgütünü müttefik olarak görmesi de bir akıl tutulmasıdır. Düne kadar müttefik dedikleri bu örgütün 2 gün önce hemen koşup rejim ve başka ülkelerle iş birliği arayışına girdiğini açık bir şekilde gördük. Bunu Amerikalı yetkililerin yüzlerine açık ve net bir şekilde ifade ettik."
'HİÇ KİMSEYİ GİTMEK İSTEMEDİĞİ BİR YERE ZORLA GÖNDERMEK GİBİ BİR PLANIN İÇERİSİNDE DEĞİLİZ'
Mülteciler konusuna da değinen Sözcü Kalın şunları söyledi:
"Mülteci konusunu adeta rakamlara indiren, bize gelmesin de ne olursa olsun diyen Avrupalı ülkelerin bu konuda nasıl bir sınav verdiğini ve bu sınavda sınıfta kaldıklarını hep birlikte gördük. Biz Türkiye olarak 3.6 milyondan fazla Suriyeliye ev sahipliği yapıyoruz. Dolayısıyla birilerinin Barış Pınarı Harekatı'yla ‘orada bir insani kriz ortaya çıkacak, yeni bir göç dalgası oluşacak’ iddiaları açıkçası bizim için biraz gülünçtür. Mülteciler için bugüne kadar adeta parmağını bile oynatmayan kişilerin Türkiye’yi bu konuda hesaba çekmek gibi ne hakkı, ne sorumluluğu nede yetkisi vardır. Biz hiçbir ayrım yapmadan onlara sahip çıktık, çıkmaya da devam edeceğiz. Yaklaşık 3 milyon Suriyeliye de, Suriye’de yardım ediyoruz. Yaklaşık 7 milyon Suriyeli Türkiye’nin koruması altında bulunuyor. Bunu yapabilen başka bir ülke var mı dünyada. Bu çerçeve de Barış pınarı Harekatı hedeflerine ulaşana kadar hız kesmeden devam edecektir. Bizim hedeflerimiz açık ve nettir. Sınır bölgelerimizi terör unsurlarından tamamen temizlemektir. İkinci olarak ise güvenli bölge haline getirdiğimiz bu şehirlere Türkiye’de bulunan mültecilerin geri dönmelerini sağlamak. Oradaki demografik yapıyı değiştiren YPG ve PYD’dir. Arap köylerini ve şehirlerini işgal edip orada yaşayan insanları göçe zorlayanlar ve buraları kendi kontrolleri altına almak için istila edenler, ABD’nin desteklediği, silahlandırdığı ve finansal olarak güçlendirdiği PYD ve YPG örgütleridir. Biz Türkiye olarak, hiç kimseyi gitmek istemediği bir yere zorla göndermek gibi bir planın içerisinde değiliz."
'ERDOĞAN PUTİN İLE GÖRÜŞECEK'
Kalın, gazetecilerin sorularını da yanıtlayarak şunları kaydetti:
"Ruslarla Suriye konusunu uzun bir süredir görüşüyoruz. Rus tarafı bu konudaki hassasiyetimizi iyi bilmektedir. Yani orada ABD bayrağı yerine, Rus bayrağının geçip PYD’nin ve YPG’nin bir başka gücün kontrolü ya da himayesi altında olması bizim için kabul edilebilir bir şey değildir. Şu an da PYD’nin yapmak istediği de tamda budur. Bunun gerçekleşmeyeceği çok açıktır. Sayın Cumhurbaşkanımızın sayın Putin’le de detaylı bir görüşmesi oldu. Önümüzdeki günlerde de tekrar bir araya gelmek suretiyle bu konunun detaylarını konuşacaklar. Suriye’nin toprak bütünlüğü açısından ve etnik, sosyolojik dengeleri açısından da PYD ve YPG tahakkümünün artık sonlanmasının zamanı gelmiştir."
Kalın, Amerikan Başkan Yardımcısının da bu çerçevede yarın bir ziyaret için Türkiye’ye geleceğini aktararak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Amerikan Başkan Yardımcısını kabul etmesini planlandığını belirtti.
'ESAD KONUSUNDA BİZİM POZİSYONUMUZ BELLİDİR'
Gelen bir soru üzerine konuşan kalın, şunları kaydetti:
"Bizim Esad rejimiyle resmi olarak bir görüşme temasımız yok. Bir mesaj iletilmesi gerektiğinde bunu genellikle Ruslar ya da İran üzerinden iletiyoruz. Dolayısıyla böyle bir görüşme trafiği söz konusu değildir. Esad konusunda bizim pozisyonumuz bellidir. Bizim amacımız Astana ve Cenevre sürecini bir araya getirip, anayasa komitesinin yazacağı ya da revize edeceği yeni anayasa çerçevesinde geçici hükümet kurulmak suretiyle seçimlere gidilmesi ve Suriye halkının özgür bir şekilde tercih edeceği yönetimin iş başına gelmesidir. Bunun için de çalışmalarımız devam edecektir."
Kalın, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Robert O'Brien ile yaptığı görüşmeye değinerek, "Gündemdeki en sıcak konu olarak Barış Pınarı Harekatı’nı, bunun gerekçesini, çerçevelerini ve bundan sonraki seyrini konuştuk. Görüşlerimizi Amerikalı muhataplarımıza açık ve net bir şekilde ifade ettik. Obama döneminden kalma bu yanlış politikanın Trump döneminde devam ettirilmesinin büyük bir hata olduğunu da ifade ettik" değerlendirmesinde bulundu.
'BU TÜR YAPTIRIMLARA MİSLİYLE KARŞILIK VERİRİZ'
Kalın, İncirlik Üssü’nün statüsüyle ilgili şu anda bir değişiklik öngörülmediğini belirterek, "Yaptırımlarla ilgili şunun altını çizmek lazım, daha önce de benzer tehditlerle gelenler oldu hatta yaptırımlar da uygulandı. Fakat neticesini hep birlikte gördük. Türkiye güçlü ve onurlu bir ülkedir. Türkiye, devlet kurumlarıyla, toplumuyla, siyasetiyle, parlamentosuyla, ekonomisiyle, birlik ve beraberlik içinde bu tür tehditlere asla pirim vermeyecek bir ülkedir. Farklı yaptırımlar geçilebilir, bunların hiçbiri bizim ulusal güvenlik sorunlarımızı kendi imkanlarımızla çözmemizin önünde bir engel olmayacaktır. Bu tür yaptırımlara misliyle karşılık veririz. Bu konuyla alakalı Dışişleri Bakanlığımız bir hazırlık yapıyor. Onların bu tür bir çalışması varsa elbette Türkiye Cumhuriyeti Devleti de bunu karşılıksız bırakmayacaktır. Biz bu tür hamleleri dikkate almayacağımızı, tam tersine ülkemizin çıkarları için, askerlerimizin can güvenliği için, bölgenin barış ve selameti için sonuna kadar bu mücadeleyi sürdüreceğimizi de açıkça ifade etmek isterim" dedi.