Gizem KARADAĞ- Kaan ULU/ANKARA, ()B Akciğer kanserinin Türkiye’deki ekonomik yükünü ortaya koyan ‘Türkiye’de Akciğer Kanseri Raporu’ düzenlenen toplantıyla açıklandı. Akciğer Kanseri Raporu Editoryal ve Bilimsel Kurul Üyesi Prof. Dr. İrfan Çiçin, "Kadınlarda özellikle sosyal hayata katılmalarının artması ile birlikte sigara alışkanlığı artmaktadır. Akciğer kanseri sıklığında ciddi bir artış ortaya çıkmaktadır. Kadınlarda gelecekteki kanser sıklığı açısından en önemli plana çıkacak kanserlerden biri akciğer kanseridir” dedi. Ankara’da düzenlenen toplantıda, Akciğer Kanserleri Derneği, Akciğer Sağlığı ve Yoğun Bakım Derneği, Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Türk Tıbbi Onkoloji Derneği, Türkiye Kanser Enstitüsü ve Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği’nden birçok katılımcı bir araya geldi. Açıklanan raporda akciğer kanserinin yarattığı ekonomik yükün yanı sıra, akciğer kanserinde risk faktörleri ve önlenmesi, erken tanı ve tarama programları, tanı ve tedavi süreci, destek tedavi konuları anlatıldı. Toplantıda, Türkiye’deki mevcut durum da analiz ve iyileştirme yapılabilecek noktalar belirlenerek, çözüm önerileri sunuldu. Akciğer kanserinin Türkiye’de neden olduğu ekonomik yük, tüm doğrudan ve dolaylı maliyetler hesaba katılarak kapsamlı bir şekilde ortaya konulan raporda, Türkiye’de Akciğer Kanseri Raporu’ndaki verilere göre, akciğer kanserinin Türkiye’de toplam ekonomik yükünün 8 milyar 791 milyon 885 bin 18 TL olarak belirtildi. Rapora göre, hasta başına doğrudan maliyetin küçük hücreli akciğer kanseri hastalarında 48 bin 731 TL, küçük hücreli dışı akciğer kanseri hastalarında ise, 56 bin 478 TL olduğu belirtildi. Dolaylı maliyetlerin de dâhil edilmesiyle hasta başı ortalama maliyetin 175 bin 838 TL’ye yükseldiği belirlenen raporda, durumun akciğer kanserinde dolaylı maliyetlerin toplam ekonomik yük içinde önemli bir paya sahip olduğunu bildirildi. Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Mahmut Gümüş, akciğer kanserinin ciddi bir sağlık sorunu olduğunu söyledi. Özellikler erkeklerde görülen bir kanser türü olduğunu belirten Gümüş, şöyle konuştu: “Benim farkındalığı arttırmak ve mücadele de üç ayaklı bir yaklaşımım var. Birincisi gerçekten önlemek. Bu noktada sigaranın rolünü ön plana çıkarmalıyız. Sigara ile mücadelemiz akciğer kanseri ile mücadele de eş değer anlama geliyor. İkisi arasındaki ilişki çok belirgin ortaya konulmuştur. Biz her zaman diyoruz ki, önlemek tedavi etmekten daha kolaydır. İkinci aşamada, diğer kanserlerde olduğu gibi erken tanı önemlidir. Belirtilerin erken dönemde farkındalık oluşturulup, bunlara yönelik mücadelenin yapılması hastalıkla mücadelemizi daha da kolaylaştıracaktır. Tüm bunlardan sonra hastalık meydana geldiğinde bilimin bize getirdiği modern tedavi yöntemlerini uygulayarak bununla başa çıkmak mümkün gibi gözüküyor.” PROF. DR. İRFAN ÇİÇİN: KADINLARDA SOSYAL HAYATA KATILMALARININ ARTMASI İLE BİRLİKTE SİGARA ALIŞKANLIĞI ARTMAKTADIR Akciğer Kanseri Raporu Editoryal ve Bilimsel Kurul Üyesi Prof. Dr. İrfan Çiçin’de akciğer kanserinin önlenebilir kanser türü olduğunu söyledi. Akciğer kanserinden korunmanın son derece basit olduğunu ifade eden Çiçin, şunları söyledi: “Sigara ve tütün alışkanlığından uzak durmaktır. Fakat tütün ve sigara alışkanlığını bir şekilde hayatına sokmuş hastalarımız var. Yüksek riskli hastalık grubuna giren kişilerin profesyonel hekimler tarafından taranması erken tanı ihtimalini arttırabilir. İnsanların belli bir yaştan sonra yıllık rutin sağlık kontrollerini yapması da ister istemez bazı kanserlerin erken tanısına katkı sağlayacaktır. Akciğer kanserinden dikkat çekici en önemli unsur sigaradır. Sigara içme orası arttığı her yaş grubunda, her meslek gurubunda ve her cinsiyette akciğer kanseri artıyor. Erkeklerde akciğer kanseri sıklığı belli bir noktada yatay çizmeye başladı. Çünkü sigara içme oranı erkeklerde artmıyor. Fakat kadınlarda özellikle sosyal hayata katılmalarının artması ile birlikte sigara alışkanlığı artmaktadır. Akciğer kanseri sıklığında ciddi bir artış ortaya çıkmaktadır. Kadınlarda gelecekteki kanser sıklığı açısından en önemli plana çıkacak kanserlerden biri akciğer kanseridir. Akciğer kanseri kanser türleri içerisinde en önlenebilir kanserlerden biridir. Kanseri önlemek bütün tedavi yöntemlerinden çok daha etkili bir yaklaşımdır. Bunun için sigara ile kamu, özel sektör ve toplum olarak önemli mücadeleler vermek gerekiyor.” PROF. DR. NURİ KARADURMUŞ: KANSERİ ERKEN DÖNEMDE TANIRSANIZ, HAYATTA KALABİLME ŞANSI YÜZDE 70’E ÇIKIYOR Türkiye Akciğer Kanseri Raporu Editoryal ve Bilimsel Kurul Üyesi Prof. Dr. Nuri Karadurmuş ise, akciğer kanserinin sadece Türkiye’nin değil tüm dünyanın sorunu olduğunu belirtti. Türkiye’de erkeklerde en sık görülen ve en öldürücü kanser tipinin akciğer kanseri olduğunu vurgulayan Karadurmuş, şöyle konuştu: “Akciğer kanseri tüm dünyanın problemidir. Erkeklerde ülkemizde en sık gözüken ve ne yazık ki en öldürücü olan kanser tipidir. Kadınlarda ise, en sık gözüken 5’inci kanser tipi olmasına rağmen bu önemini azaltmıyor. Ne yazık ki yine aynı erkeklerdeki gibi öldürücü kanser tipi akciğer kanseridir. Dolayısıyla önlememiz, etkin tedavi etmemiz ve Sağlık Bakanlığımız hastalarımızı her dönemde koruyor. Mutlak bir düşmanla karşı karşıyayız. Bu öldürücü kanseri erken dönemde tanırsanız hastaların hayatta kalabilme şansları yüzde 70’e çıkıyor. Son derece ciddi bir düşmanı sadece erken fark edebildiğiniz için bertaraf edebiliyorsunuz. Bakanlığın yürüttüğü tütüne karşı kampanyalar son derece etkindir. Özellikle okul çağındaki çocuklar kamu spotları döndüğünde sigaranın akciğer kömür haline getirdiği durumları iğrenç bir risk faktörü olarak görüyorlar. Etkin bir şekilde sigaradan soğumaya ve anne babayı uyarmaya başlıyorlar. Sağlık Bakanlığının desteği ile yapılan bilimsel çalışmalar, ülkeye ait risk faktörlerinin belirlenebilmesi ve pilot çalışma bölgelerinden taramaya başlanmasıyla tüm ülkeye yansıtılabilmesi başarıyı getirecektir.” Akciğer raporunun dikkat çekici bir rapor olduğunu ifade eden Karadurmuş, konuşmasını şöyle tamamladı: “Kanser önemli bir maraton ölüme kadar giden üzücü bir süreç. Biz bunu bir şekilde kırıp ölümü engellemeye, hastayı toplumda ve iyi bir yaşam kalitesinde toplumda tutmaya çalışıyoruz. Bizim raporumuz şunu gösterdi. Kanser tanısı aldıktan sonra evreleme, kemoterapi, hastaneden yatma gibi doğrudan maliyetler ülkemizin akciğer kanserine harcadığı 1,5 milyar dolarlık kısmının sadece yarım milyar dolarını kapsıyor. Aslında efor sarf edeceğimiz yere biz 3’te 1’lik rakam ayırabiliyoruz. Kansere bağlı sosyal destekler, psikolojik kayıplar, vakit ve iş gücü kaybı, daha efektif bir insanı kullanamama gibi durumlar 1 milyar dolarlık bir kayba yol açıyor. Bilinçlenmeliyiz. Sigaradan uzak durmalıyız. Hepimiz birbirimizi uyarmalıyız.”