TÜRKİYE Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı ve Türk Kardiyoloji Derneği Aritmi Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Dursun Aras, 29 Eylül Dünya Kalp Günü nedeniyel yaptığı açıklamada, 'Hayatın ritmi için kalbinizin ritmini kontrol edin' uyarısında bulundu. Kalp ritim bozukluğunun ölüme, kalp yetersizliğine ve inmeye neden olduğunu belirten Aras, "Obezite, sigara ve aşırı alkol kullanmak kalp ritim bozukluğunun en sık nedenlerinden. Doğru tedavilerle inmelerin yüzde 70-80'i önlenebilir" uyarısında bulundu.
Prof.Dr. Dursun Aras, kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölümlerin bütün dünyada ölüm nedenlerinin en başında geldiğini kaydetti. Aras, "Bunun önüne geçmek için daha işin başında, yani sağlıklı iken gayret göstermek şarttır. Sağlıklı beslenmek, yeterince hareket etmek ve egzersiz yapmak, sigara ve kötü alışkanlıkları bırakmak herkesin yapması gereken temel önlemlerdir. Hipertansiyon, şeker hastalığı ve şişmanlık ile daha etkili mücadele edilmelidir. Bunları yaparken hastaların da daha aktif, istekli ve katılımcı olmaları gereklidir" dedi.
Atriyal fibrilasyonun, kalbin atriyum denilen kulakçıklarının ritim bozukluğu olduğunu belirten Prof. Dr. Dursun Aras, "Kalp hızı normalde dakikada 50-100 arasında ve düzenlidir, yani atımların aralıkları eşittir. Kalbin kulakçıkları ve karıncıkları aynı hızda ve birbirini takip eden bir düzen içinde çalışırlar. Atriyum fibrilasyonunda ise bu düzen bozuluyor. Kulakçıkların hızı dakikada 400 ve üzerine çıkarak titreşir hale geliyor. Karıncıklar ise dakikada 100 ile 200 arasında, hızlı ve aralıkları çok düzensiz olacak şekilde çalışıyor. Hastalar karıncıkların bu düzensiz çalışmasını çarpıntı olarak hisseder" dedi.
İLERİ YAŞTA SIK GÖRÜLÜYOR
Prof. Dr. Dursun Aras, atriyal fibrilasyonun özellikle ileri yaşlarda en sık görülen kalp ritim bozukluğu olduğunu vurguladı. Aras, "Yaş ilerledikçe sıklığı belirgin olarak artar. Toplumun genelinde sıklığı yüzde 3 civarındadır. Bu rakam 65 yaşından sonra yüzde 9 iken, 80 yaşından sonra yüzde 10-20’ye kadar yükselir. Gelişmiş ve gelişmekte olan toplumlarda ortalama yaşın artması ile her geçen yıl atriyal fibrilasyonun sıklığı artmaktadır ve en önemli toplum sağlığı sorunlarından biri haline gelmiştir" dedi. Aras, atriyal fibrilasyon bulunan hastaların ölüm riskinin 2 kat, kalp yetersizliği riskinin 3 kat, ve en önemlisinin de felç riskinin ise 5 kat fazla olduğunu vurguladı.
Kalbin kulakçıklarının normal kasılma ve kanı ileriye atma fonksiyonunu kaybettiği için, kulakçıklar içinde kan pıhtıları oluştuğunu öne süren Prof. Aras, "Bu pıhtılardan kopan parçalar dolaşıma katılarak beyin damarlarının tıkanmasına ve inmeye neden olabilirler. Bu durumda oluşan inmeler diğer inmelere göre daha fazla ölümcül ve daha fazla sakat bırakıcı seyrederler. İleri yaşlardaki inmelerin yaklaşık üçte birinden bu ritim bozukluğu sorumludur. Yine bütün araştırmalara rağmen sebebi bulunamayan inmelerin beşte birinin altından bu hastalık çıkmaktadır. Ayrıca hastaların önemli bir kısmında bu hastalık nedeni ile tekrarlayan hastaneye yatışlar olur, yaşam kalitesi kötüleşir ve zihinsel fonksiyonlar olumsuz etkilenir" dedi.
Prof. Dr. Aras, yaşın artması ile birlikte ritim bozukluğuna zemin hazırlayan hastalıkların da arttığını belirtirken, "Hipertansiyon, kalp yetersizliği, şeker hastalığı, koroner arter hastalığı, kalp kapak hastalıkları, akciğer hastalıkları, obezite, sigara ve aşırı alkol kullanmak en sık nedenlerdir. Ayrıca tiroid bezi hastalıkları, uyku apnesi ve böbrek yetmezliği olan hastalarda da sık görülür. Nadiren hiçbir hastalık olmadan da tek başına bu ritim bozukluğu olabilir" dedi.
KALP RİTİM BOZUKLUĞUNUN EN SIK BELİRTİSİ ÇARPINTI
Prof. Dr. Dursun Aras, kalp ritim bozukluğunda hastaların genellikle hızlı ve düzensiz kalp atışlarından şikayet ettiklerini vurguladı. Aras, "Nefes darlığı, çabuk yorulma, göğüs ağrısı eşlik edebilir. Bu ritim bozukluğu hastaların bir kısmında birkaç saat veya birkaç gün devam edip normale döner ve zaman zaman tekrarlar. Bu nedenle şikayetler de bazen olur ve bazen düzelir. Hastaların bir kısmı özellikle yaşlılar hiç rahatsızlık hissetmeyebilirler. Ama ritim bozukluğunun oluşturduğu riskler şikayetsiz olan bu hastalarda da aynen söz konusudur. Bazen ilk bulgu beyin damarlarındaki tıkanıklığa bağlı olarak inme, kalıcı bir felç, geçici görme, konuşma bozukluğu veya kuvvet kaybı olabilir" dedi.
Prof.Dr. Aras, şikayeti olan veya risk grubundaki hastaların doktor muayeneleri gerektiğini belirtirken, önce kalp hızının ve ritminin kontrol edilmesi gerektiğini, tedavinin ikinci ve önemli kısmının ise beyin damarlarının pıhtı ile tıkanmasının, dolayısıyla inmelerin önlenmesi olduğunu ifade etti.

FOTOĞRAFLI