Beyin ve Sinir Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Şeref Öztürk, sürekli yüzüstü yatmanın bel yapısını bozabildiğini söyledi.

Beyin ve Sinir Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Şeref Öztürk, bel fıtığının belirtileri, kimlerde görüldüğü ve dikkat edilmesi gerekenler hakkında açıklamalarda bulundu. Toplumda en sık konuşulan bel ağrısı nedeni bel fıtığı olarak bilindiğini ancak bel fıtığı bu ağrıların yaklaşık yüzde 2 gibi küçük bir kısmını oluşturduğunu belirten Öztürk, "Daha çok ağır kaldıranlarda meydana gelen bel fıtığı, bankacı, muhasebeci, ofis memurları gibi oturarak çalışan ve çok fazla hareket etmeyen kişilerde de sık görülen bir sorundur. Yetişkinlerin yüzde 80’inin yaşadığı bel ağrısının, kilolu ve uzun boylu kişilerde daha sık görülür" dedi.

"UZUN SÜRE HAREKETSİZ KALMAK BEL FITIĞINA DAVETİYE ÇIKARIYOR"

Bel fıtığından korunmak için dikkat edilmesi gerekenleri sıralan Op. Dr. Öztürk "Belimizde 5 adet omur kemiği bulunduğunu, bu omur kemiklerinin arasında disk denilen kıkırdak yapıların ve iç kısımlarında yumuşak dokunun yer aldığını ifade etti. Yumuşak dokunun daha sert olan kısmını aşarak taşmasına bel fıtığı denildiğini vurgulayan Öztürk, dışarı taşan fıtıklaşmanın, buradaki sinirleri sıkıştırarak bel fıtığı şikayetlerini meydana getirdiğini ifade etti. Özellikle uzun süre yanlış pozisyonda hareketsiz durulduğunda bel fıtığına davetiye çıkarıldığını aktaran Öztürk,  "En çok hareketsiz durduğumuz anlar ise, cep telefonlarıyla uğraştığımız anlar oluyor. Öyle ki saatlerce cep telefonlarından kafamızı kaldıramıyor ya da bilgisayar başından bir türlü kalkamıyoruz. Sonuç ise şiddetli ağrılarla beraberinde gelen bel ağrıları" diye konuştu.

Sosyal yaşamda dikkat edilmesi gerekenlere dikkat çeken Öztürk, şunları söyledi:

"Otururken,sert sandalyede omurga dik olarak, bir veya iki diz kalçadan yukarıda olacak şekilde oturulmalıdır. Kısa dinlenme süreleri için kolçaklı sandalye daha iyi destek sağlayarak omurganın dik durmasına yardımcı olur. Ayakta dururken, bel düz olacak şekilde ayakta durmak gerekmektedir. Ayakta çalışırken beldeki çöküklüğü hafifletmek için ayak iskemlesi kullanılabilir. Yatarken,sert yatakta yatılması gerekmektedir. Yumuşak yatakların altına 2 cm kalınlığında kontrplak konulmalıdır. Yüzüstü yatılmamalıdır. Yan yatarken ise bacaklar kalça ve dizden bükük bir şekilde tutulmalıdır. Araba kullanırken, koltuk sert olmalı, bacağın tam gerilmemesi için direksiyona yakın oturulmalıdır.Çalışırken, ağır işlerde çalışılmamasına özen gösterilmeli. Eğer bütün gün ofiste çalışıyorsanız fırsat buldukça kalkıp dolaşın.Egzersiz,düzenli egzersiz yapılmalıdır. Egzersize başlanmadan ısınma hareketleri uygulanmalıdır."

BEL FITIĞININ BELİRTİLERİ

Bel ağrısı, bacak ağrısı, bacakta uyuşma ve güçsüzlük, ileri seviyelerde idrar ve dışkı tutamama, ileri seviyelerde (erkeklerde) cinsel işlev bozukluğu gibi şikayetlerin bel fıtığının belirtileri arasında olduğunu söyleyen Öztürk, "Bel fıtığı belde meydana gelmesine rağmen daha çok bacaklarda şikayete yol açar. Bunun nedeni fıtığın etkilediği sinirlerin ayak parmak uçlarına doğru ilerlemesidir. Etkilendiği tarafa göre bacaklarda ağrı, güçsüzlük ve uyuşma meydana gelebilir. İleri seviyelerde ve gecikmiş durumlarda her iki bacakta güç kaybı, idrar ve dışkı tutamama, erkeklerde sertleşme bozukluğu gibi sorunlara neden olabilir" açıklamalarında bulundu.

BEL FITIĞININ NEDENLERİ

Bel fıtığının temelini aşırı yüklenmenin oluşturduğunu bildiren Dr. Öztürk," Bu bölgeye gereğinden fazla yüklenilmesi ve ters hareket yapılmasıyla birlikte; eğer kişi hareketsiz bir yaşamı benimsemişse ve güçsüz kaslara sahipse bel fıtığı kaçınılmaz olabilir. Sürekli oturarak çalışan kişilerde kasların zayıf kalması nedeniyle bel fıtığı görülebilir. Ev hanımlarında ve zor şartlarda çalışan kişilerde ise aşırı yüklenme ve ters hareketlere bağlı risk artışı söz konusudur. Özellikle şehir hayatının getirdiği stres de bel fıtığının nedenleri arasındadır" dedi.

"BEL FITIĞI ŞİKAYETİ YAŞIYORSANIZ DOKTORA MUTLAKA GİDİN"

"Bel fıtığının şikayetlerini yaşayan bir kişi mutlaka hekime başvurmalıdır" diyen Dr. Öztürk, "Hekim kişinin hikayesini dinleyip onu muayene ettikten sonra büyük ölçüde teşhisi koyar. Ancak kesin tanı için MR gerekebilir. Bazı durumlarda EMG’ye (Sinir Ölçüm Testi) başvurmak gerekebilir. Kesin tanının konulduktan sonra tedavi yöntemi belirlenir. Bu yöntem ameliyatsız ya da cerrahi olabilir. Hangi yöntemin yapılacağına MR sonuçları ve hasta şikayetlerinin birlikte değerlendirilmesiyle karar verilir. Ancak şunu belirtmek gerekir; bel fıtığı hastalarının yaklaşık yüzde 95’i ameliyatsız yöntemlerle tedavi edilebilir" diye konuştu.

AMELİYATSIZ BEL FITIĞI TEDAVİSİ MÜMKÜN

Hafif seviyede olan bel fıtıklarında ilaç tedavisi, fizik tedavi, dinlenme ve egzersiz gibi ameliyatsız yöntemlerin uygulanabileceğini dile getiren Dr. Öztürk, " Bir hekimin ilk hedefi hastasını ameliyata gerek kalmadan tedavi etmek olmalıdır. Bilinen bu ameliyatsız metotların dışında uygulanan bizim özel bir yöntem mevcuttur. 2 hafta arayla 2 seans olarak uygulanan bu yöntem fıtığı kalıcı olarak tedavi etme özelliğine sahiptir" ifadelerini kullandı.

"MİKROCERRAHİDİSKEKTOMİ YÖNTEMİ KONFORLU VE GÜVENLİDİR"

Ameliyatsız tedavi yöntemlerine yanıt vermeyen, şikayetleri hayat kalitesini düşüren, ayakta güç kaybı çok fazla olan ileri seviyeli bel fıtığı hastalarına cerrahinin önerildiğini kaydeden Dr. Öztürk, " Günümüzde bel fıtığı ameliyatı mikrocerrahidiskektomi yöntemiyle yapılır. Bu yöntemde açık ameliyattaki gibi büyük bir kesi açılmaz, yaklaşık 2-3 cm’lik insizyon yapılır. Mikroskop yardımıyla hekim hasarlı alanı görüntüler ve tamir işlemini bu küçücük alanda gerçekleştirir. Hem ameliyat hem de ameliyat süreci açısından son derece konforlu ve güvenli bir yöntemdir. Komplikasyon riski daha düşüktür ve hasta çok çabuk normal hayatına döner" şeklinde konuştu.

Sürekli bilgisayar başında oturmak, aşırı yüklenmek, hareketsiz yaşam, ani hareketler, yanlış duruş veya yatış pozisyonları, genetik faktörler, stres ve kilo gibi sorunların bel fıtığı olma riskini çoğalttığını anlatan Op. Dr. Şeref Öztürk, Çok basit önlemlerle bel ağrılarından veya bel fıtığından kaçınılabileceğini belirtiyor.

(FOTOĞRAF)