Öykü Altuntaş / İstanbul, 18 Nisan () - Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı'nın (TEPAV) yaptığı araştırmaya göre, Suriyelilere çalışma izni verilmesi ve Avrupa Birliği (AB) ile göç akınını yavaşlatma amacıyla tasarlanan anlaşma, "Türkiye’de emek piyasasında dengelerin değişeceğine" işaret ediyor.

TEPAV'ın bugün yayımlanan "Türkiye’deki Suriyeliler: İşsizlik Ve Sosyal Uyum" başlıklı araştırma raporunda, "Suriyelilerin emek piyasasına entegrasyonunun, sosyal uyum konusunda riskler barındırdığı" vurgulandı.

2014 yılı verilerinin değerlendirildiği araştırmanın bulguları, benzer eğitim setine sahip yerli ve sığınmacı nüfusun "emek piyasasında rekabet etmesi olasılığına" dikkat çekti.

Buna göre, Türkiye’de 14-59 yaş grubunun yüzde 65’i ilköğretim ve altı eğitim seviyesine sahipken, yine 2014 AFAD verilerine göre, kamplardaki Suriyeli sığınmacıların yüzde 61’i ortaokul ve altı eğitim seviyesine sahip.

"Bu yüzden Suriyelilerin topluma entegrasyonu tartışılırken, emek piyasasında doğacak rekabet ve bunun yaratabileceği sosyal çatışmalar göz önünde bulundurulmalıdır" denilen raporda, toplumsal algılar ve sosyal uyum konuları tartışıldı.

AB-Türkiye anlaşması, Suriyeli sayısında "kısa vadede bir azalma yaratmayacak"

2011 yılından itibaren Türkiye topraklarına 2.7 milyondan fazla sığınmacının geldiği bildiriliyor. Bu süreçte, Türkiye’de 150 binden fazla Suriyeli bebeğin doğduğu ifade ediliyor. Çalışma izni kapsamında, geçici koruma altında kayıtlı olunan illerde sığınmacılara çalışma hakkı verildi ve bir işyerinde mevcut çalışan sayısının yüzde 10’unu aşmayacak şekilde, geçici koruma altındaki işgücünden istihdam edilmesi onaylandı.

Raporda, "Yüzde 10 kota sınırlamasının yerel işgücünü korumaya yönelik olması fakat geçici koruma altındakilerin de mağdur olmamaları için, iş sahibinin aradığı nitelikteki işçiyi İŞKUR’dan 4 hafta içinde bulamadığını ispatlaması durumunda kota uygulamasında esneklik sağlanmaktadır. Çalışma izninin yasal olarak verilmesi ile kayıt içi ekonomiye dâhil olacak sığınmacı sayısında artış beklenmektedir" diye vurgulandı.

TEPAV'ın raporunda ayrıca, 18 Mart 2016’da kaçak yollardan AB’ye girmeye çalışan Suriyelilerin Türkiye’ye geri kabul edilişi için AB ile prensipte anlaşılan ortak eylem planı hatırlatıldı. Taslaktaki anlaşma, Avrupa'ya göç akınını yavaşlatmak amacıyla, yasal olmayan yollardan Avrupa’ya giden Suriyeliler'in Türkiye’ye geri gönderilmesi, geri gönderilen her Suriyeli karşılığında ise Avrupa Birliği'nin, Türkiye’deki sığınma kamplarından bir sığınmacıyı kabul etmesi yükümlülüğünü getiriyor.

Ancak, TEPAV'ın raporunda yinelediği gibi, anlaşma "Türkiye’deki toplam Suriyeli sayısında kısa vadede bir azalma yaratmayacak".

"Sığınmacılar, ucuz emek piyasasında yerel işçilerle ve iş arayan insanlarla rekabet ediyor"

Raporda, "Suriye’deki savaş bitip ülke yeniden yaşanabilir hale gelene kadar 2,7 milyon Suriyelinin Türkiye’den ayrılması olası görülmemektedir. Bununla birlikte bu süreç içerisinde yaklaşık 1 milyon kişinin de emek piyasasına entegre edilmesi gerekmektedir" çağrısı yapıldı.

Suriyeli işgücünün sosyoekonomik açıdan düşük seviyede olduğu vurgulanan raporda, ortak dil sorunu, Suriyelilerin eğitim seviyelerini kanıtlamakta zorlanması ve diploma sorunu ile ekonomik açıdan ihtiyaç sahibi olmaları nedeniyle zor koşullarda ve düşük ücretlere çalışmayı daha kolay kabul etmeleri gibi konulara işaret edildi.

Dünya Bankası verileri ve Göç İdaresi istatistiklerine dayanılan raporda, yerel nüfuslarına oranla en çok Suriyeli göçmene ev sahipliği yapan iller, sırasıyla yüzde 97 ile Kilis, yüzde 25 ile Hatay, yüzde 20 ile Şanlıurfa yüzde 17 ile Gaziantep ve yüzde 12 ile Mardin olarak listelendi. Suriyelileri barındıran Düzey 2 Bölgesi, yani Gaziantep, Adıyaman ve Kilis için ise, işsizlik oranının 2015’te yaklaşık yüzde 25’lik artışla yüzde 10.1’e çıktığı belirtildi.

Buna göre, Türkiye’de "işsizliğin yüksek olduğu yerlerde ikamet eden Suriyeli sığınmacılar, ucuz emek piyasasında yerel işçilerle ve iş arayan insanlarla rekabet etmekte".

Sosyal ve ekonomik çatışmalar

Raporda, "Suriyeli nüfusun yoğun olduğu yerlerde artan işsizlik oranları, toplumda Suriyelilerin yerli nüfusun elinden işlerini aldığına yönelik algılar oluşturmaktadır" diye vurgulayan araştırmacılar, sosyal rekabetle beraber "toplumsal algıların sığınmacılara karşı olumsuz şekillenmesi" veya "iş bulamayan sığınmacıların suça yönelmesi" gibi olasılıkların altını çizdi. Rapora göre, emek piyasasındaki rekabet ve "olumsuz toplumsal algılar", "sosyal çatışmaları" beraberinde getirebilir.

TEPAV'ın uyumlu bir istihdam için önerdiği politika araçlarına göre, Suriyelilerin yoğunluklu oldukları yerlerdeki iş kapasite ve olanaklarını artırmaya yönelik uygulamalar yaygınlaştırılmalı. Ayrıca, Suriyelilerin sosyal ve ekonomik entegrasyonunun başarılı olabilmesi için, rekabetin yaratacağı "ekonomik çatışmalar" da, göz önünde bulundurulmalı.

(Fotoğraflı)