12 Haziran 2011 Türkiye için önemli bir tarih. Türkiye’de yeni bir dönem başladı. Hiç kimse zannetmesin ki, geçmişle gelecek aynı olacak. Gelecek çok daha farklı olacak.

Çünkü artık Türkiye’de ustalık devri başladı. Kalfalık devri sona erdi.

Başbakan Tayyip Erdoğan, 12 Haziran seçim sürecini öyle iyi yönetti ki, oyları tereyağından kıl çeker gibi partisine taşıdı.

Ne Kılıçdaroğlu’nun aile sigortası ne MHP’nin hilal kartı Başbakan Erdoğan’ın ‘Ustalık’ sözü kadar iş yapmadı.

Türkiye 12 Eylül’de yapılan kısmi Anayasa değişikliği referandumunun ardından kısa bir süre sonra genel seçime gitti.

12 Eylül’de referandum öyle bir hal aldı ki, Tayyip Erdoğan ‘Evet’ ve diğerleri ‘Hayır’..

Hayır diyenler kimdi?

MHP ve CHP.

Yani Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi.

O günün ‘Yetmez ama evet’ diyenlerini Ak Parti bünyesine kattı.

Seçim sonuçları gösteriyor ki, referandumda ‘Evet’ diyenlerin büyük çoğunluğu Ak Parti’ye oy verdi.

Zaten Başbakan Tayyip Erdoğan’da referandum’daki yüzde 57.8’e göz dikerek seçim propagandasında milliyetçi söylemlere sarılmıştı.

Erdoğan milliyetçi söylemlerde bulunurken, MHP kaset skandalıyla çalkalandı. Kaset skandalının getirdiği ahlaki çöküntü, Büyük kentlerde çok etkili olmasa bile özellikle Ahlak kavramı konusunda hassas olan Karadeniz ve Anadolu insanında büyük etki yarattı.

MHP Karadenizde adeta çöktü.

İçanadolu’da büyük oy kaybına uğradı.

Skandaldan kaçan referandumun evetçi ülkücülerinin büyük bir bölümü ‘Ak Parti ‘ dedi.

MHP’nin barajı aştığına sevinmekten başka yapacağı birşey yok.

CHP geçmiş seçimlere göre oy oranını ve milletvekili sayısını azımsanamayacak şekilde artırdı.

Ancak hiç birinin başarısı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın karizmasına ulaşamadı.

Erdoğan, kendi karizmasıyla seçimi kazandı.

Sadece Türkiye değil Dünya Lideri olduğunu kanıtladı.

Üçüncü balkon konuşmasında Türkiye’ye ve Dünyaya verdiği mesajlar çok dikkat çekiciydi.

Evet Erdoğan, Demokrat Parti’den sonra Cumhuriyet döneminde ilk defe üçüncü kez üst üste iktidar olmanın başarısını gösterdi. Her ne kadar Adnan Menderes’in oy oranlarına ulaşamamış olsada, grafiğinin daha istikrarlı gittiği bir gerçek.

Menderes üçüncü dönemde oy kaybederken, Erdoğan oy artırdı.

Artık Türkiye Erdoğan’ın üçüncü dönemi ile birlikte yeni bir yola girdi.

Menderes üçüncü dönemini bitirmeden askeri darbe ile indirildi ve idam edildi.

Erdoğan, geçen iki dönemi ise darbe yapabileceğini düşündüğü kişileri temizlemekle geçirdi.

Şimdi tüm kudret Erdoğan’ın elinde...

Geçmiş dönemlerde hükümetleri vesayeti altına aldığı iddia edilen ordu , yargı ve medya artık Erdoğan’ın vesayeti altında.

Azımsanmayacak bir medya gurubu Başbakan Erdoğan’ı destekliyor.

Yargıda taşlar yerinden oynadı. Ordu da öyle...

Artık önümüzde Anayasa’nın kökten değişimi var.

Özellikle ilk üç madde yeni Anayasa’nın kuşkusuz en çok tartışılan konuları olacak.

PKK ve BDP’nin birlikte nasıl hareket edeceği de Türkiye’nin gündemini belirleyecek.

Geçmişe göre daha güçlü bir şekilde Meclis’e giren BDP’nin İmralı söylemlerinde değişiklik olmayacağı seçimin hemen ardından milletvekillerinin konuşmasıyla gün ışığına çıktı.

Türkiye, Güneydoğu’da ne yapacak, Kürtlere özerklik verilecek mi, Abdullah Öcalan hapisten çıkacak mı?

Bu soruların cevabı Türkiye’de iki kişiden birinin oy verdiği Başbakan Tayyip Erdoğan’ın bundan sonraki tutumuna bağlı.

Yüzde 50 oy, ekonomik istikrar gibi kürt açılımına da ‘evet’ anlamına geliyor.

Türkiye’yi önemüzdeki zamanda her alanda renkli bir gündem bekliyor.

Başbakan Tayyip Erdoğan, yüzde 50 oyla sağladığı güvenle bunların da üstesinden gelecektir.

Zaman herşeyin ilacıdır.

Halkın iradesine herkes saygılı olmalıdır.

Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi; Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir.