Diyarbakır'da toplanan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Genel Başkanı ve Mardin bağımsız Milletvekili Ahmet Türk, Diyarbakır'dan BDP'nin desteğiyle Bağımsız Milletvekili seçilen KCK/TM tutuklusu Hatip Dicle'nin YSK tarafından vekilliğinin düşürülmesinin hukuki, ahlaki, vicdani olmadığını iddia etti. Daha önce 6 vekil olmadan Meclis'e gitmeyeceklerini yönündeki kararlarının arkasında olduklarını söyleyen Türk, "Türkiyeyi çatışmalı bir sürece götüren bu anlayışa karşı inanıyorum ki, Türkiye demokrasi güçleri, devrimcileri, aydınları da suskun kalmayacaktır. Suskun kalmamalıdır. Çünkü bu proje, bu uygulamalar Türkiye'yi kaosa sürükleyen uygulamadır. Burada, bu kaos ortamında hepimiz gerçekten büyük acıları yaşayabiliriz" dedi.

DTK'nın bugün Diyarbakır'da Daimi Meclis toplantısı Büyükşehir Belediyesi Sümerpark Resepsiyon Salonu'nda toplandı. Toplantıya DTK'nın Genel Başkanı ve Mardin Bağımsız Milletvekili Ahmet Türk, yardımcısı Van Bağımsız Milletvekili Aysel Tuğluk, BDP'nin desteğiyle bağımsız milletvekili seçilen Emine Ayna, Ayla Akat Ata, Demir Çelik, Nursel Aydoğan, Altan Tan ile belediye başkanları sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı.

Normal gündemin ele alınacağı toplantıda, BDP'nin Diyarbakır'da desteğiyle kentte 77 bin oyla bağımsız adaylar arasında en fazla oyu alarak Bağımsız Milletvekili seçilen, KCK/TM ana davasında tutuklu bulunan Hatip Dicle'nin YSK'nın milletvekilliğini düşürmesi ele alındı. Toplantıya katılanların morallerinin bozuk olduğu gözlenirken, basına kapalı yapılan toplantı öncesinde DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, YSK'nın Dicle, kararını değerlendirdi.

Türk, "Bugün olağan bir çalışmayı yapmak için toplanmayı planlamıştık ama Türkiye'deki olağanüstü gelişmeler bugün toplantımızı olağanüstü hale getirdi" diyerek konuşmasına başladı. Arkadaşları, yoldaşları Hatip Dicle ilgili verilen kararın ne hukuki, ne ahlaki ne de vicdani olmadığını söyleyen Türk, şöyle dedi:

"Bu tamamen Türkiye'yi bir kaosa sürüklemeye yönelik bir karardır. Hepiniz biliyorsunuz ki, son dönemde demokratik siyasetin önünü açmak için yoğun bir çaba ve büyük fedekarlıklar gösterildi. Demokratik siyaset zeminini yaratmaya yönelik yapılan çalışmalar maalesef bugün devlet, hükümet ve yargı tarafından bir bütün olarak önü kesilmeye çalışıldı. Adeta Türkiye'yi, halkımızı çatışmalı bir sürece itme konusunda verilen bir karardır. Bu kararı başka türlü yorumlamak mümkün değildir. Bu karar gerçekten devletin Kürt sorununa yaklaşımını ve çözüm anlayışına yaklaşımının ne olduğunu açıkça ortaya koymuştur. Tabi ki, demokratik zeminin kaydırılması, kaybedilmesi durumunda birileri de şunu görmeli. Biz uzun süreden beri demokratik bir anayasa, demokratik ulus, demokratik cumhuriyet ve demokratik özerklik projelerinin yaşama geçirilmesi konusunda çok önemli çabalar sarf ettik. Ancak bütün bu çabaları ortadan kaldıran bu anlayış halka da, halkın iradesiyle seçilmiş olanlara da halklara da hesap verecektir."

HALKIMIZ ELİ KOLU BAĞLI KALMAYACAKTIR, BÜYÜK ACILAR YAŞAYABİLİRİZ


YSK'nın kararına karşı halkın tepkisini demokratik olarak ortaya koyacağını dile getiren Türk, şunları söyledi:

"Halkımız bu hukuksuz tavrı, bu hukuksuz kararı elbette demokratik tepkisini gösterecek ve halkımız böyle kararlar karşısında da eli kolu bağlı kalmayacaktır. Çünkü, biz demokrasi mücadelesi veriyoruz, halkımızın özgürlük mücadelesini veriyoruz. Özgürlük mücadelesini bu yöntemlerle kesmenin, ortadan kaldırmanın imkanı yoktur. Halkımız artık örgütlü, demokratik muhalefetini güçlü bir şekilde dile getirecektir. Tabi ki, bu hukuksuzluğa karşı, Türkiyeyi çatışmalı bir sürece götüren bu anlayışa karşı inanıyorum ki, Türkiye demokrasi güçleri, devrimcileri aydınları da suskun kalmayacaktır. Suskun kalmamalıdır. Çünkü bu proje, bu uygulamalar Türkiye'yi kaosa sürükleyen uygulamadır. Burada, bu kaos ortamında hepimiz gerçekten büyük acıları yaşayabiliriz. Bu nedenle basından, demokratik kamuoyundan, demokratik güçlerden bu karara karşı demokrasi için, halkların kardeşliği için ortak bir tepkinin geliştirilmesini, istiyoruz bekliyoruz. Bu halkların kardeşliği için önemli bir çalışma olacaktır."

DAHA ÖNCE ALDIĞIMIZ KARARIN ARKASINDAYIZ


Türk, daha önce yaptıkları, '6 arkadaşımızın tümü serbest bırakılmazsa Meclis'e gitmeyeceğiz, Meclis'i tanımayacağız' kararlarının arkasında duracaklarını ve Meclis'e gitmeyebileceklerini yineledi. Türk, şöyle dedi:

"Grubumuzla, meclisimizle bütün bu olağanüstü gelişmeleri tartışacağız. Biz dün ne dedikse, söylediklerimizin arkasında duracağız. Bütün bu gelişmeleri ,bütün kurumlarımızla tartışacağız. Sonuç olarak daha önce söylediklerimizin arkasında olduğumuzu bir kez daha ifade etmek istiyorum. Biz parlamentoyu çözüm yeri olarak esas aldık. Sorunların çözümünü sağlamaya yönelik demokratik zeminin önünü açmaya yönelik bir çalışma alanı ve diyaloğu ve müzekerelerin başlatılması için bu konuda parlamentoda bulunmayı esas aldık. Eğer gerçekten diyalog ve müzakere zeminini ortadan kaldıran bir yaklaşım devam ettirilirse biz bu konuda geçmişte aldığımız kararları yürütme konusunda o kararlılığımızı hep birlikte göstereceğiz. Ancak daha sonra yapacağımız toplantılarda bu konuda daha geniş açıkmlaları kamuoyuyla paylaşacağız"

Toplantı Türk'ün konuşmasının ardından basına kapalı olarak sürdü