Kanal 7'de yayınlanan "Başkent Kulisi"nde gazetecilerin sorularını cevaplayan Erdoğan, birbirinden ilginç açıklamalar yaptı...

AÇIK ARA ÖNDE GÖZÜKÜYORUZ!"

Programda anketlerle ilgili soruları da cevaplayan Erdoğan, bu hafta içinde yapılan bir anketin sonuçlarını gazetecilerle paylaştı. AK Parti'nin şu anda açık ara önde olduğunu söyleyen Erdoğan, MHP'nin ise sınırda olduğunu savundu. İşte Erdoğan'ın elindeki o anket: "Şu anda gayet iyi gözüküyor. AK Parti açık ara önde gözüküyor. Biz birkaç anket kuruluşu ile çalışıyoruz. Bizim baştan beri yaptığımız uygulama bu. Açık ara önde gözüküyoruz. Kamu oyu yoklamaları 45-50 gösteriyor. CHP ise 25 etrafında, MHP ise sınırda gözüküyor."

İÇERİDE 27 TANE GAZETECİ VAR
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Şu anda içeride 27 tane gazeteci var yazılı ve görsel basından. Benim Adalet Bakanlığından aldığım rakamdır. Bunların hiçbirisi yazısından dolayı değildir" dedi.

Başbakan Erdoğan, Kanal 7’de yayınlanan "Başkent Kulisi Özel" programına katılarak, gazetecilerin sorularını yanıtladı Erdoğan, bir soru üzerine "içeriye alınan" gazetecilerin terör örgütleriyle bağlantıları olduğuna dikkati çekti ve bu gazetecilerin silahla yakalandıklarını ve evlerinde kaçak silah bulundurduklarını söyledi.

Erdoğan şöyle devam etti: "Bunların yanında özellikle yine üye oldukları örgütler var. Bunlar terör örgütleri, suç örgütleri diyeceğim şeyler, çok daha farklı şeyler.

Bunlardan dolayı özellikle de yargının diğer elindeki tutukluların dosyalarına iddianameler hazırlanırken ortaya çıkan belgelerden bunlara ulaşılmış vaziyette.

Bunun neticesinde de bunları arzu etmezdik ama önce göz altına alındılar. Mahkeme bunlarla ilgili tutuklama kararı verdi. Ama her zaman söylüyorum; yargı bu noktada süratli çalışmak suretiyle bir an önce kararını vermeli diye inanıyorum.

Tabi, Batı niçin bu olaya böyle bakıyor derseniz; bu gazetecilerin çalıştıkları gazeteye yazdıkları veya televizyonların bunların yayınlarını izlemek suretiyle, onların ağzıyla aynen onlar da hükümete saldırıyorlar. Biz kendileriyle konuştuğumuzda, gazetelerden batıda yansıyanlar, bunun üzerinden değerlendirmelere bakarak diyelim ki rapor hazırladılar.

Batıda darbeci veya darbecilere destek veren gazeteciler yok. Ama Türkiye’de darbeye destek verenler var. Hükümetimi veya hükümetimizi indirmek için gayret sarfedenleri biliyoruz." Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Nasıl başlıklar attıklarını biliyoruz. Türkiye bunlara yaşarken Batı bunlara karşı zaman zaman çok duyarlı oldu. Ama zaman zaman da çok sessiz kaldı.

"OKYANUS ÖTESİ NEYSE, ADINI SÖYLEYİVER"
Başbakan Erdoğan, siyasilere ilişkin olduğu savunulan kasetlerle ilgili soru üzerine, bunun bireysel bir olay olduğunu belirtti. Bununla bir partiyi değerlendirmenin, yargılamanın ve genel başkanla bunun arasında bir irtibat kurmanın doğru olmayacağını ifade eden Erdoğan, olayın da şüphesiz rahatsız edici
olduğunu kaydetti.

Kimin böyle bir şeyle uğraştığını bilemediğini, ancak teknolojinin bu kadar ileri olduğu bir dönemde, görüntülerin sorumlularını bulup, ortaya çıkarmanın zannedildiği gibi kolay olmadığını ifade eden Erdoğan, yargının, bu görüntülerin yayınını durdurduğunu belirtti.

Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Fakat, burada Sayın Bahçeli’nin, bu işin okyanus ötesinden yönetildiği gibi bir yaklaşımın içine girmesi çok çirkin. Böyle bir olayı kalkıp da okyanus ötesi bir yaklaşımla ortaya koyması... Kalk o zaman okyanus ötesi neyse bunun adını söyleyiver. Okyanus ötesinde ne var? Bunu ben anlarım da, ülkemde belki milletimin tamamı anlamayabilir. Ama böyle dedikçe tabii, bunlar da ortaya çıkacak. Bunu kalkarsın çok açıkça ortaya koyarsın. Asıl bu yaklaşım çok rahatsız edici. Bir yerlere fatura ediyorsun. Bu yanlış bir şey. Kendi iç çekişmenizi buraya fatura etmenin anlamı yok. Kaldı ki içerideki böyle bir durum neticesinde niçin istifa istiyorsun? Asıl yanlış burada. Yapman gereken ihraçtır. Yaparsın ihracını, kendi duruşunu ortaya çok farklı bir biçimde koyarsın. Burada olması gereken budur. Bu her partide olabilecek de bir durumdur. Çünkü bireysel bir konu. Bunu yaptıkları zaman mesele onu orada bırakmamaktır."

Başbakan Erdoğan, ancak bir konuyu açıkça ortaya koymak istediğini bildirerek, "bu tür ahlaki olmayan konulara, gayri meşru olaylara, ’Özelidir’, ’Özel hayata müdahaledir’ demeyi, halkının yüzde 99’u Müslüman olan toplumun ahlaki değerlerine ters yaklaşım olarak bulduğunu" kaydetti.

Erdoğan, "Doğru bulmuyorum ve bunlarla da bizim ortak mücadele etmemizin gereğini iddia ediyorum. Çünkü, bunlar siyasetin içinde, eğer temsil noktasında olurlarsa, bizim Türk siyasetinin geleceği sıkıntıda, demektir. Çünkü siyasetin içinde yer alanların, her alanda örnek insanlar olması lazım" dedi.

Başbakan Erdoğan, "Kaset olayı için ’Kendi iç çekişmeleri’ dediniz. Bu bir tespit mi?" sorusu üzerine, "Gördüğümüz o. Ciddi sıkıntı var kendi içlerinde. Buralarda niçin şu olmadı, niçin bu olmadı, veyahut da bazı duyumlarımız var. Bu duyumlar neticesinde görünen bu. Temenni ederiz ki süreç böyle devam etmez. Gazetelerden de okuyoruz. Söylüyorlar, ’Şu kadar daha kaset
var’ diye" ifadelerini kullandı.

ÇOCUKLARININ SİYASETE GİRMESİ
Kızı Sümeyye Erdoğan’ın sık sık kendisine eşlik etmesi hatırlatılarak, "Kızınız siyasete girmeyi düşünüyor mu? Girerse siz nasıl bakarsınız?" sorusuna Erdoğan, "Kişisel olarak ilkem şu, ben bu makamda olduğum sürece, çocuklarımın parlamento veya yerel makamlar için görev almasına hiçbir zaman sıcak bakmam" cevabını verdi.

Erdoğan, şu anda oğlunun siyasete yönelik muhabbeti olduğuna, ancak ticarete de muhabbeti olduğuna işaret ederek, şunları söyledi: "Zaten şu anda kendisinin doktorasını bitirme dönemi. Mezuniyet tezini hazırlıyor. Zaten böyle bir dönemde böyle bir gayretin içerisine girmelerine gerek yok. ’Think Tank’ kuruluşlarının içerisinde kızlarımın her ikisi de çalışabilir. Zaten çalışacaklar, kendilerini ona hazırlıyorlar veya parti teşkilatlarının içerisinde oğlum görev alabilir. Vakıf kuruluşlarında görev alabilirler. Yani insanoğlu için yapabileceğimiz çok şey var, alanlar çok. Gidip her yerde bu hizmetler verilebilir. İnanıyorum ki çocuklarım babalarının bu tavsiyesine uyarlar." Erdoğan, program sonunda gazetecilerin, "Bu akşam belli oldu ki, Bilal Erdoğan için siyasetin kapısı aralık. Ama Sümeyye Hanım için henüz bu vize çıkmamış" şeklindeki yorum üzerine ’Yok, zaten kızım istemiyor" değerlendirmesinde bulundu.